TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, kurumun alım fiyatı uyguladığı ürünlerde, alım fiyatlarının maliyet hesabı yapılarak belirlendiğini açıkladı. Güldal, bu hesabın içinde teknik maliyet artış unsurlarının bulunduğunu hatta arazi kirası, üreticinin kullandığı kredi gibi ilave yük getiren unsurların bile dâhil edildiğini bildirdi. Ahmet Güldal, yapılan maliyet hesabı sonrasında verilen fiyat ile çiftçinin, üreticinin kar ettiğini belirterek, örneğin buğdayda maliyete göre yüzde 51’ine kadar yani ton başına 633 TL’ye varan bir karlılık sağlandığına dikkat çekti.
Çiftçi TV’nin özel yayınında Galip Umut Özdil’in sorularını yanıtlayan Güldal, hububat ve bakliyat alım fiyatlarını ve gündemdeki tarımsal konuları değerlendirdi.
Alım fiyatlarının nasıl belirlendiğine yönelik soru üzerine açıklama yapan Güldal, TMO’nun alım fiyatı uyguladığı ürünlerde, alım fiyatlarının maliyet hesabı yapılarak belirlendiğine vurgu yaparak şunları kaydetti:
“Biz 2019 yılında da 2020 yılında da TMO’nun alım fiyatı uyguladığı ürünlerde, alım fiyatlarımızı belirlerken maliyet hesabı yapıyoruz. Maliyet hesabında da tam bir teknik maliyet artış unsurlarını dikkate alınarak her türlü maliyet unsuru kriterlerini ilave ederek hatta arazi kirası, kullanacağı kredi varsa krediyi kullanmasa bile kredi kullanmış gibi getireceği yükü ilave ederek maliyet analizi yapıyoruz. Bu birincisi. İkincisi iç piyasa ve dış piyasa fiyatlarını dikkate alıyoruz. Üçüncüsü enflasyona bakıyoruz. Dördüncüsü sürdürülebilir üretimi devam etmesini sağlayan bir fiyat olmasını hedefliyoruz. Daha da önemlisi çiftçinin memnun olabileceği ektiği ürünü “iyi ki ektim” diyebileceği bir fiyat olmasına dikkat ediyoruz. Geçen sene de böyle yaptık. Çok memnuniyet oldu. Bu yılda böyle yaptık.”
Ahmet Güldal, yapılan maliyet hesabı sonrasında verilen fiyat ile çiftçinin, üreticinin kar ettiğini belirterek, örneğin buğdayda maliyete göre yüzde 51’ine kadar yani ton başına 633 TL’ye varan bir karlılık sağlandığına dikkat çekti. Bu oranın nohutta maliyettin yüzde 48’ine yani ton başına 1377 TL, kırmızı mercimekte yüzde 108 yani ton başına 2259 TL, yeşil mercimekte ise maliyetine göre yüzde 59 ton başına 1531 TL gelir elde edileceğini aktardı. Güldal, bu maliyet hesaplarının optimum üretim şartlarına göre belirlendiğini de belirtti.
Açıklanan alım fiyatı sonrasında sahadan alınan dönüşlerin son derece olumlu olduğunu belirten Güldal, açıklanan fiyat ile buğday üretiminin arttırılmasının amaçlandığını söyledi.
“Buğdaya pozitif yaklaşıyoruz”
Güldal, OHAL ve piyasa regülasyonu amacıyla tutulması gerekleri stokları yurt içinden sağlamak amacını güdüldüğünü kaydederek, “19 milyon tonlara düşen buğday üretimini 21-22 milyon tonlara çıkartma hedefimiz var. Yerli üreticimizin hakkını ürününü değerinden alarak koruyarak sağlamaya çalışıyoruz. Buğday en stratejik üründür. Bu anlamda buğdaya pozitif yaklaşıyoruz” dedi.
Kırmızı mercimek alım fiyatının yüzde 40 artığına dikkat çekerek, “Bu ayrıcalık kırmızı mercimek ihtiyacımız olduğu içindir. Kırmızı mercimek ve kuru fasulyeye pozitif yaklaşıyoruz. Kuru fasulye piyasa fiyatı belirli bir rakamın altına düşerse alım fiyatı açıklayacağız.” şeklinde konuştu.
Alımlar 260 işyerinde ve protokol imzalanan lisanslı depolarda olacak
TMO’nun, Türkiye genelinde bulunan yaklaşık 260 işyerinde ve protokol imzalanan lisanslı depolarda (yaklaşık 125 nokta) alım yapacağını da kaydeden Güldal; “Bütün TMO noktaları açık olacak ve ne kadar ürün gelirse TMO hepsini alacak. Üreticimiz ÇKS belgesinde yazılı ürün miktarının %50 fazlası kadarını TMO’ya teslim edebilir. Ödemeler 10 gün içinde yapılacak, lisanlı depolarda ise bu süre 2-3 gündür” dedi.
Güldal, ayrıca, “Üreticilerimizin, ÇKS bilgileri güncel olmalı, randevularını almaları ve ürünlerini randevu gününde getirmeleri gerekmektedir. Covid-19 salgını önlemleri çerçevesinde, alım noktalarında sosyal mesafe kuralları gözetilecek alım noktalarında her türlü tedbir alınarak dezenfeksiyon yapılacaktır. Covid-19 tedbirlerinin devam etmesi durumda kronik hastalığı olan üreticilerimiz ile 20 yaş altı ve 65 yaş üstü üreticilerimiz, muhtar onaylı “Ürün Teslimat Belgesi” ile belirleyecekleri kişi (öncelikle 1. veya 2. derece akrabası) eliyle ürün teslimatı yapabileceklerdir” uyarısında da bulundu.