Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, üç günlük Karadeniz programının son gününde Rize’nin Pazar ilçesinde ÇAYKUR’a ait 400 tonluk yaş çay fabrikasının temel atma törenine katıldı.
Fabrikanın üreticiyi güçlendireceğini vurgulayan Çelik, ÇAYKUR ile birlikte üreticinin de geliştiğini belirtti.
Bakan Çelik, yatırımların huzur ortamına bağlı olduğunu, huzur ortamı olmayınca tesislerin gerçekleşmesinin anlamsız veya gerçekleşmesinin mümkün olmadığını dile getirerek, “Türkiye’de huzurun ve güvenli ortamın güvencesi tabii ki vatandaşlarımızdır. Karadeniz Bölgesi insanının ülkenin birliğine, dirliğine, huzuruna bakış açısını bütün dünya bilmektedir” ifadesini kullandı.
Milletin her şeyi çok açık gördüğüne dikkati çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milletimiz çok iyi biliyor ki huzur varsa kardeşlik varsa kalkınma var. Bakınız son dönemlerde güneydoğuda huzur, kardeşlik, dostluk vardı. Devlet, millet el ele dedik ve çok önemli yatırımlar gerçekleşti. Çok önemli kalkınma hamleleri gerçekleşti. Yollar, altyapı çalışmaları, hastaneler, okullar. Hangi açıdan bakarsanız bakın ülkemizin dört bir tarafında ne varsa terör olayları cereyan etmeden önce aynı hizmetler hızlı bir şekilde oraya da ulaştırıldı. Huzuru hazmedemeyenler, huzur ortamına karşı olanlar ne yazık ki tekrar devletimizi huzursuz ortama itmek için dolayısıyla o bölge insanının huzur ortamından elde edilecek imkânları bölge insanına çok gördükleri için tekrar bizleri huzursuz bir ortama sürükleme gayreti içerisindeler.”
Güvenlik güçlerine başarılar dileyen Bakan Çelik, “Devletimiz güçlüdür ve dört bir tarafında huzurun tesisi konusunda ne gerekiyorsa yapılmaktadır, yapılacaktır. Allah’ın izniyle kalkınma topyekûn Türkiye’nin her yerinde devam edeceği konusunda kimsenin endişesi olmasın” dedi.
Bakan Çelik, çayın, bölgenin fındıkla beraber en önemli tabii ürünü olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Fındıkla ilgili toplantılar yaptık ve önemli kararlar aldık. Üreticinin mağdur edilmemesi ve üretimde aksaklıkların giderilmesi konusunda uzun, güzel bir süre tartıştık, değerlendirdik ve bazı prensip kararları aldık. Çayda rekabet çok önemli. Yalnız geçim ürünü olarak artık bakmamız gerekiyor. Türk çayı dediğimiz zaman bu bölgeden olacak. Türk çayı markasını taşıması gerekiyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türk çayı tercih edilmeli. Üretimden, işin tabanından tavanına kadar kalitesini artıran tedbirler almamız gerekiyor. Bu bölgeye dönük hem çay hem de alternatif ürünlerle ilgili olarak organik çaya tümden geçmemiz gerekiyorsa ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız. Üreticimizin daha çok kazanması için, daha hızlı markaya dönüşmek için buna ihtiyaç varsa her türlü desteği vereceğiz.”