Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) ve Güvenilir Ürün Platformu tarafından düzenlenen “Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri Sempozyumu”nda katma değerli arı ürünlerinin üretiminin artması için Sözleşmeli Arıcılığın önemine vurgu yapıldı.
Türkiye’de arıcılığın durumunun ve geleceğinin ele alındığı “Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri” sempozyumu 18 Kasım Çarşamba günü webinar şeklinde gerçekleşti. Moderatörlüğünü, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Gazeteci Celal Toprak, Dünya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Çiğdem Yücesoy Subaşı ve Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden Doç. Dr. Engin Celep’in üstlendiği Kovandan Sofraya Arıcılık ve Arı Ürünleri Sempozyumu’na alanında uzman konuşmacıların yanında birçok Sivil Toplum Örgütü katıldı.
“Sözleşmeli Arıcılık ile arıcılar baldan başka arı ürünleri üretmeye teşvik edilebilir”
Sempozyumun Çiğdem Yücesoy Subaşı moderatörlüğünde gerçekleşen 2. oturumunda “Türkiye’de arıcılığın durumu ve geleceği” ele alındı. Mevcut sorunların ve çözüm önerilerinin paylaşıldığı oturumda “Sözleşmeli Arıcılık Nedir? Kaliteli Arı Ürünleri Üretimi Nasıl Gerçekleşir?” başlıklı sunumunu gerçekleştiren BEE’O Propolis firmasının kurucularından Ziraat Yüksek Mühendisi Taylan Samancı, baldan başka arı ürünlerinin üretilmesi konusunda sözleşmeli arıcılık modelinin önemine vurgu yaptı. Özellikle pandemi dönemiyle birlikte arı sütü, propolis, polen, arı ekmeği gibi ürünlere talebin arttığını belirten Taylan Samancı, sözleşmeli arıcılık modelinin önemini şu şekilde dile getirdi: “Bu talebin bir şekilde karşılanması gerekiyor ve arıcılarımızın bu ürünleri üretmeye teşvik edilmesi gerekiyor. Şu anda arıcılarımız baldan başka arı ürünleri üretmekte zorlanıyor. Bunun iki nedeni var, biri eğitim, diğeri de bu işe yatırım yapması gerektiğini düşünmesi. Arıcı bu işten gelir elde edebilirse ve bunun için bir standart oluşturulsa bu konudaki üretim de artar. Arıcıya alım garantisi ve eğitim desteği verilmesi arıcılarımızın katma değerli ürünleri üretmekte daha istekli olmasını sağlayacaktır. Sözleşmeli arıcılık modeli tüm bunları kapsayan bir sistem. Bu iş modeli ile ürünlerin belli bir fiyattan, belli üretim koşullarında doğrudan ürettirilmesi sağlanıyor ve arıcıya da alım garantisi ve eğitim desteği veriliyor.”
Güçleri birleştirmek gerekiyor
Sempozyumda Tarım Bakanlığı’nın Arıcılık ile İlgili Çalışmaları ve Arıcılara Verilen Destekler konusunda bilgilendirme yapan TİGEM Genel Müdürü Ayşin Işıkgece, sürdürülebilir projeler için üniversitelerin, özel sektörün, STK’ların, birliklerin birlikte çalışmasının önemine değindi.
Sempozyumda devlet destekli Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgi veren Ayşin Işıkgece şunları söyledi:
“Ülkemizde sadece bal üreterek ekonomiye katkı sağlanıyor ama diğer arı ürünlerinin de yaygınlaştırılmasına ihtiyaç var. Kovan başına verimin artırılması konusunda kendimizi geliştirmeyi görev edindik. Özel sektörle iş birliği halinde polen, arı ekmeği, propolis ve arı sütünü nasıl üretiriz, çalışanlarımızı bu konuda nasıl eğitiriz konularında çalışmalar yapıyoruz. Ülkemiz ballı bitkiler florası açısından çok zengin ve bu zenginliğimizi çok daha verimli hale çeviriyor olmamız gerekiyor. Arı ıslahı, arı yetiştiriciliği, arı hastalıkları ve arı ürünleri konusunda projeler ve eğitim çalışmalarımız devam ediyor. Üreticilerin ve paydaşların Ar-Ge çalışmalarının geliştirilmesi amacıyla bakanlıkça desteklenen projelerimiz var. Sözleşmeli üretim modeli ve Dijital Tarım Pazarı projeleri çok önemli. Çağımıza uygun bir buluşma sunan bu portal, alıcıyla satıcıyı dijital ortamda buluşturuyor. Ürünlerin sözleşmeli olarak üretilmesine olanak sağlıyor. Pazar bulmak isteyen herkesin bu portalı anlamasını ve tanımasını son derece önemsiyoruz.”