Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerine ilişkin görev ve yetkilerini yerine getirmek üzere DSİ bünyesinde yeni hizmet birimleri kurulacağını söyledi. Eroğlu, Genel Müdür Yardımcısı sayısının 4’ten 5’e çıkarılacağını da kaydetti.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda görüşüldü.
Tasarı ile ilgili sunum yapan Bakan Eroğlu, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerine ilişkin görev ve yetkilerini yerine getirmek üzere DSİ bünyesinde yeni hizmet birimleri kurulacağını söyledi. Eroğlu, Genel Müdür Yardımcısı sayısının 4’ten 5’e çıkarılacağını da kaydetti.
“Su zengini bir ülke değiliz”
İşletme, bakım ve yönetim sorumluluğu özel sektöre devredilmiş sulama tesislerinde alınacak ücretlerin işleten tarafından tahsil edileceğini, ödenmeyenlere icra ve iflas kanununun uygulanacağını anlatan Eroğlu, “Su zengini bir ülke değiliz, suyu bilinçli kullanmalıyız. Fazla su, fazla ürün değildir. Hem lüzumsuz su, hem lüzumsuz para harcanıyor. Bunların önüne geçilecek.” diye konuştu.
Su tahsisinin mahiyeti ve mevcut hukuki durumun korunmasına ilişkin düzenleme yapıldığını aktaran Veysel Eroğlu, DSİ projeleri içerisinde kalan yerlerde, maden arama ve işletme ruhsatı verilmeden önce DSİ’nin uygun görüşünün alınması gerektiğinin de hüküm altına alındığını vurguladı.
Sulama kooperatiflerinin kurulmasına izin verme ve sulama kooperatiflerini denetleme yetkisinin DSİ’ye verileceğini anlatan Eroğlu, şunları söyledi:
“Sulama tesislerinden izinsiz olarak su kullananlara idari para cezası verilmesi öngörülmektedir. İşletme ve bakım gideri borcu olan çiftçilerin tarımsal destek ödemelerinin mahsup edilerek DSİ’ye ödenmesi düzenlenmiştir. DSİ’ce uygun görülen sulama işletmelerinin ilgisine göre yatırım izleme koordinasyon başkanlıklarına, diğer yerlerde belediyelere ve il özel idarelerine devredilebileceği, bu idarelerin sulama işletmelerine dair yetkileri ve diğer işletme şekillerine dair yetkiler düzenlemektedir.”
Devlet ormanlarında dikili ağaç satışı ve amenajman planlarına göre yıllara sair satış hükmü getirileceğini söyleyen Bakan Eroğlu, “Devlet ormanı bulunan köy ve kasabalardaki kooperatifler ile köy halkına yaptırılan üretim işlerine ait istihkak tutarlarının yüzde 7 fazlasıyla ödenmesi teklifimiz var. Ormancılık faaliyetlerinde çalışanların sosyal güvence çatısı altına alınmasına destek sağlamak, ormancılık faaliyetlerinde işgücü kaybını ve köylerden şehre göçün önlenmesi hedeflenmiştir.” şeklinde konuştu.
Orman kadastrosu yapılmayan veya orman kadastrosu sınırları dışında kalan gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri adına tapulu olan ağaçlandırılmış taşınmazlara ilişkin mülkiyet ihlalinin karşılığında Maliye Hazinesinden taşınmaz verilmesi suretiyle mağduriyetlerin giderilmesinin hedeflendiğini anlatan Eroğlu, şöyle konuştu:
“Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında fayda görülmeyen, üzerinde yerleşim yeri bulunan taşlık, kayalık ve fiilen orman vasfı taşımayan alanların orman sınırları dışına çıkarılması ve karşılığında çıkartılan alanın 2 katından az olmamak üzere hazine taşınmazlarının orman kurmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsisi hedeflenmiştir. Daha önce ormanların tapusu yoktu, biz tapularını aldık. Ormanların yüzde 90’ının tapusu var. Bir metrekare yer işgal ettirmedik. Hem uydudan, hem karadan çok sıkı denetliyoruz. Vatandaş yer olmadığı için tarım arazilerine yapı yapıyor. Yapılar, ağaç dikilemeyen, ot yetişmeyen kayalıklara, yamaçlara yapılsın, bu yerlere karşılık bizlere ağaç dikilebilecek alanlar verilsin istiyoruz.”
Yeraltı suları kanununda da değişikliğe gidiliyor
İçme suyu tesisleri nedeniyle DSİ’ye borcu olan belediyelerin, bu borçlarını Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından kesinti yapılarak DSİ’ye ödenmesinin sağlanacağını söyleyen Eroğlu, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün gözlem sahalarının başka maksatlarla imara açılmaması için düzenleme getirildiğini kaydetti.
Sulama birliklerinin yeniden yapılandırılması neticesinde tanımlarda ihtiyaç duyulan ilaveler yapıldığını aktaran Bakan Eroğlu, “Birlik üyelerine ve görev alanı dışında kalan su kullanıcılarına uygulanacak cezai hükümler yeniden düzenlenmektedir. Sulama birlikleri denetimine DSİ ve Maliye Bakanlığının dahil olduğu yeni bir denetim şekli ilave ediliyor. Sıkı bir denetim getiriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Eroğlu, Sulama Birliklerinin hizmet alanı içerisinde sahip olduğu görev ve yetkilere ilişkin düzenlemeler de yapıldığını dile getirdi.
Tasarı üzerinde çok çalıştıklarını söyleyen Veysel Eroğlu, orman köylüsünün, çiftçilerin büyük bir bölümünün AK Parti’ye oy verdiğine işaret etti.
AK Parti hükümetlerinde orman köylülerine ve çiftçilere önemli yenilikler getirildiğine işaret eden Eroğlu, “Baraj, gölet projelerinde yatırım bedeli olarak çiftçilerden ücret alınıyordu, bu uygulamayı kaldırıyoruz. Çiftçilerin üzerindeki ağır yükleri alıyoruz. Orman köylerinde yeterince genç nüfus kalmamış, 92 yaşındaki dedem çalışıyor. Verdiğimiz destekler köylerden göçü önleyecek nitelikte.” ifadelerini kullandı.
Fakıbaba: “Her tarlaya su saati getirilecek”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, DSİ Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapan tasarı ile her tarlanın başına saat getirileceğini, bu şekilde su israfının önleneceğini bildirdi.
Görüşülen tasarıyla önemli düzenlemeler getirildiğini ifade eden Fakıbaba, “Tarla içi sulama için sözleşme imzalanacak. Her tarlanın başına saat getirilecek. Bu da suyun israf edilmeden kullanılmasını sağlayacak. Çiftçi de ne kadar su kullandığını görecek. Parasını ödemeyenin ise suyu kesilecek. Evlerde nasıl uygulanıyorsa tarım alanlarında da aynı uygulama geçerli olacak. Yapılan değişiklikleri doğru buluyorum.” diye konuştu.
Toplulaştırma ve sulama ile ilgili çalışmaların birlikte yapılması gerektiğini ancak her iki konunun da farklı Bakanlıklara bağlı olduğunu belirten Fakıbaba, tasarı ile toplulaştırma ve sulama görevinin DSİ’de olacağını ifade etti.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın “Biz bu görevi yapamıyoruz, Orman ve Su İşleri Bakanlığı yapsın mı diyorsunuz” yönündeki eleştirisine ise Fakıbaba, “Ben yetkilerime sahip bir insanım, Bakanlığımın ne olduğunu da biliyorum. ‘Biz yapamıyoruz, Orman Bakanlığına devredelim’ diye bir derdimiz yok. Önemli olan Türkiye’ye hizmet etmek.” dedi.
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek’in tarlalarda vahşi sulama yapıldığını, saat uygulamasının çiftçiyi zarara uğratacağını belirtmesi üzerine Fakıbaba, tarlalarda artık vahşi sulamanın kalmadığını, damla sulama sistemlerine geçildiğini anlattı.
Muhalefetin her şeyi eleştirdiğini söyleyen Fabıkaba, “Bardağın hep boş tarafına bakıyorsunuz. Bir de dolu tarafına bakın. Siz Türkiye’de yaşıyorsunuz da biz Amerika’da, Rusya’da mı yaşıyoruz? Böyle bir muhalefeti uygun görmüyorum. Ben muhalefet olsam iyiye iyi, doğruya doğru derim. Her şeye muhalefet ediyorsunuz, doğru bir şey değil. Şurada 50-60 madde var, hiçbirini takdir etmediniz, hepsine ‘Bu olmaz’ dediniz. Ben de muhalefeti iyi yapmadığınızı düşünüyorum.” diye konuştu.
Çiftçiye her türlü kolaylığın sağlandığını dile getiren Fakıbaba, “Çiftçimiz suyu pahalı alıyor, gelin indirelim, diyebilirsiniz ama birisi borcunu öderken birisi ödemiyorsa devlet bunun gereğini yapmalı.” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 59 maddelik tasarıda 9 ya da 10 madde ile ilgili muhalefet parti milletvekillerinin çekinceleri olduğunu söyledi. “Tasarı yeniden değerlendirilmeye muhtaç” diyen Altay, AK Parti’nin sayısal olarak çoğunluğa sahip olduğunu ve muhalefete rağmen tasarıyı yasalaştırabileceğini belirtti. Muhalefet olarak ise kendilerinin yapabilecekleri tek şeyin Anayasa Mahkemesine gitmek olduğunu ifade eden Altay, “Anayasa Mahkemesine güvenmiyorum ama Anayasa Mahkemesine bu düzenlemeyi götürürsek ‘bozmam’ diyemez.” diye konuştu.
Varlı: “İcra ve iflas ile ilgili yapılan düzenlemeler çiftçilerin aleyhine”
MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı da özellikle sulama birlikleri ve su kullanımına ilişkin icra, iflas ile ilgili yapılan düzenlemelerin çiftçilerin aleyhine olacağını savundu. Bu alanlarda çalışma yapılmasını isteyen Varlı, “Gelin, tasarıyı yeniden gözden geçirelim, birlikte bir çalışma yapalım.” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da suyun ticarileştirilmemesi gerektiğini kaydetti.
Komisyon, 20 Mart Salı günü tasarının görüşmelerine devam etmek için tekrar toplanacak.
Sarıbal: Ormanlar talana açılıyor
Komisyon toplantısının ardından görüşülen tasarı hakkında yazılı bir açıklama yapan CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal “Bu Kanun Tasarısı ile AKP ülkemizin ormanlarının, tarım arazilerinin ve sularının ranta ve talana açılmasını kolaylaştırmaktadır” dedi. Sarıbal, tasarı ile ilgili eleştirilerini şöyle dile getirdi:
Orman köylüsünün kazanımları yok ediliyor
Tasarının 13’üncü maddesi ile dikili satış uygulaması dayatılmaktadır. AKP iktidara gelinceye kadar orman emvali devlet eliyle üretiliyordu. AKP orman köylüsüne önemli bir gelirin sağlandığı orman emvali üretim çalışmalarını yandaşlarına peşkeş çekmektedir. Dikili satış uygulamasında çalışanların hiçbir yaşam güvencesi olmadığı gibi sosyal güvenlik hakları da yoktur.
Öte yandan yasalar tarafından orman köylülerine verilen ve ürettikleri orman emvalinin yüzde 25’ine daha ucuz bir maliyetle sahip olma hakkının Tasarının 14’üncü maddesi ile orman köylülerinden alınarak yandaşlara verilmesi uygulaması asla kabul edilemez.
Orman talanına yeni bir kapı aralanıyor
Tasarının 19’uncu maddesi ile bilim ve fen bakımından orman olarak tutulmasında yarar görülmeyen ve tarım arazisine dönüştürülemeyen yerler ile üzerinde yerleşim yeri bulunan veya yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık alanlar orman sınırları dışına çıkartılacaktır. Bu madde ile orman talanına yeni kapı aralanmaktadır.
Küçük işletmelerin şirketlerin eline geçmesinin yolu açılıyor
Tasarının 8’inci maddesinde “Sahiplerinin rızası aranmaksızın zorunlu arazi toplulaştırma yapılabileceği, asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki tarımsal arazilerin toplulaştırabileceği veya kamulaştırabileceği; böylelikle asgari büyüklükte yeni tarımsal araziler oluşturulabileceği” belirtilmektedir. Böylelikle AKP’nin küçük aile tarımını değil, şirketlere dayalı bir tarımsal yapıyı hedeflediği ortaya çıkmaktadır.
Sulama suyu bedeli şirketler tarafından belirlenecek
Tasarının 6’ıncı maddesi ile “Kamu kurum ve kuruluşları dışındaki tüzel kişilere devredilen sulama tesislerinde, kullanıcıların ödeyeceği ücretlerin devir sözleşmesi ile belirleneceği” belirtilmektedir. Zaten Tarım Bakanı Eşref Fakıbaba da “Her tarlanın başına saat getirileceğini, evlerdeki gibi parasını ödemeyenin de suyunun kesileceğini” söylemişti.
Bu madde ile su kaynaklarını eline geçiren özel şirketlere hiçbir sınırlama olmaksızın ücret belirleme ve bu ücreti istediği zaman tahsil etme yetkisi verilmiş olacaktır.
Sulama tesisleri şirketlere devredilebilecek
Tasarının 8’inci maddesinde “Sulama tesisleri, DSİ tarafından hizmet alımı suretiyle veya işletme hakkı devri yoluyla özel hukuk tüzel kişilerine işlettirilebilir” denilmektedir. Bu uygulama ile tarımı darbe alacak, sulu tarım yapılamaz hale gelecek, tarım tekelleşerek istihdam azalacaktır.
Seçimle gelen sulama birliklerinin yönetim organları feshedilecek
Tasarının 53’üncü maddesine göre Tasarının yasalaşmasıyla birlikte sulama birliklerinin organları hiçbir işleme gerek kalmaksızın feshedilmiş olacaktır. Birlik başkanlığı DSİ tarafından atanacak bir kamu görevlisine devredilecektir. AKP bu maddeyle demokrasiye zerre kadar tahammül edemediğini ortaya koymaktadır.
Meclisten geçmemesi için elimizden geleni yapacağımız bu düzenleme katılımcı su yönetimi politikasına son verilerek; su kaynaklarının özel sektöre tahsis edileceği, sulama suyunun ticarileştirileceği yeni bir sisteme geçilmektedir.