Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 184 büyük ovanın tarımsal sit alanı olarak ilan edilmesi hususunda çalışmalara başladıklarını açıkladı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından düzenlenen “Toprak Bayramı Töreni”nde konuşan Bakan Çelik, “184 büyük ovanın tarımsal sit alanı olarak ilan edilmesi konusunda orada sunumumuzu gerçekleştirdik. Bütün Bakanlar Kurulu üyeleri buna ‘Evet’ dediler. İnşallah 184 ovamızı koruma altına alacağız.” şeklinde konuştu.
Tarım alanında en önemli konulardan birinin eğitim olduğunu vurgulayan Çelik, sulama, gübre ve tarımsal ilaç kullanımında eğitimin önemli olduğunu kaydetti.
Çelik, “Bu eğitim çalışmalarıyla inşallah tüm tarım alanlarımızın daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi, korunması ve bilinçli bir şekilde çiftçilerimizin toprağı işlemesi noktasında mesafe alırız” görüşüne yer verdi.
Türkiye’nin 192 ülkeye ihracat yaptığını, 148 milyar liralık bir tarımsal hasılaya ulaştığını belirten Çelik, ülke nüfusunun arttığını, tarımdaki kat edilen mesafenin yeterli olmadığını ifade etti.
Çelik, tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanların önündeki engelleri kaldırmak için çok çalışacaklarını, üreticilere destek vereceklerini kaydetti.
“Serbest piyasa, sömürü ve aracılar piyasasına dönüşmemeli”
Türkiye’nin tarımsal hasılasını çok daha yukarı çekmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
“Üretmek güzel bir şey ama üretenin çektiği bir çile var. Bir de tüketenlerin yaşadığı sorun var. Ve bir de ortada geçinenler var. Bu konuda mutlak surette gıda rantçılarıyla da beraber mücadele etmemiz gerekiyor. Siz 60 kuruşa tarladan bir ürünü alacaksınız, pazara gidecekseniz 2,5-3 lira. Halden çıkışı belli, nasıl üretildiği belli. Nasıl oluyor bu pazarda 3 lira? Kim var bu arada? Bu aradakiler mutlaka gözden geçirilmeli. Bu üreticiye yansımadığına göre, bunu hak etmeyen, güneş yüzü görmeyenlerin bu derecede büyük bir rantı, bir kârı ceplerine indirmemeleri gerekiyor. Serbest piyasayı sömürü ve aracılar piyasasına dönüştürerek, bunun adına serbest piyasa diyemeyiz. Ben bütün üniversite hocalarına buradan sesleniyorum, ‘bu serbest piyasa anlayışını masaya yatırın’. Bu serbest piyasa anlayışı sakat.”
Toprak analizi desteğine ilişkin talepleri de değerlendiren Çelik, “Kasım ayında ekiyorsan, ekim ayında laboratuvara alacaksın ki tohumu, o toprağa attığını ben bileyim. Sen böyle yapmıyorsun. 78 milyonun hakkını haksız yere veremeyiz, 78 milyonun hakkını, hak eden toprak tahlil laboratuvarına vereceğiz. Kâğıt alıp, destek alma dönemi bitti. Destekler üreticiye gidecek, kim terliyorsa ona gidecek.” şeklinde konuştu.
“Üretici birlikleri bizim kolumuz, ayağımız”
Gelecek dönem bütün üretici birliklerinin paralarının üreticiye yatacağına işaret eden Çelik, “Üretici birlikleri, şu anda aidat alıyorlar, bizden aktarılan binde 2’lik bir pay var. Yetmiyorsa oturur konuşuruz. O birlikler bizim kolumuz, ayağımız. Bizim onlarla bir sorunumuz olamaz.” ifadelerini yer verdi.
Bakan Çelik, havza bazlı destek konusunda 900 ilçeye dönük çalışmalarının ağustos sonu itibarıyla tamamlanacağını sözlerine ekledi.
Bayraktar: “25 yılda 4 milyon hektar tarım arazisi kaybettik”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da Türkiye’nin topraklarının önemli sorunlarının erozyon, tuzluluk ve çoraklaşma ile tarım arazilerinin yanlış ve amaç dışı kullanımı olduğunu belirtti.
Nüfus artışına bağlı olarak toprak ve su kaynakları üzerindeki baskının her yıl biraz daha arttığına işaret eden Bayraktar, sanayileşme, şehirleşme, turizm, karayolları için verimli tarım arazilerinin kullanılması gibi etkenlerin, bu arazilerin geri dönüşü olmayan bir şekilde elden çıkmasına neden olduğunu söyledi.
Bayraktar, “4 milyon hektar tarım arazisini 25 yılda kaybettik. Türkiye’nin işlenen tarım alanı içinde, hiçbir sorunu bulunmayan ve her türlü tarım yapılabilen, birinci sınıf tarım arazisinin payı sadece yüzde 6’da kalıyor. Hayati öneme haiz olan bu alanları korumak ve kollamak boynumuzun borcu olmalıdır. ” görüşüne yer verdi.
Şemsi Bayraktar, verimli tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanılmaması, birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerinin de imara açılmasına izin verilmemesi gerektiğini kaydetti.
Toprak Koruma Kurullarının da etkin ve verimli arazileri koruyacak şekilde çalıştırılmasının önemine işaret eden Bayraktar, “Ziraat odaları temsilcilerinin bu kurullarda görev yapması bir zorunluluk olmalı, bu kurullarda ziraat odalarının alternatifsiz şekilde yer alması için, gerekirse mevzuat değişikliğine de gidilmelidir.” dedi.