15.6 C
Ankara
Salı, Ekim 29, 2024

“Makarnayı seviyoruz ve herkese sevdireceğiz!”

Okumalısınız!

Röportaj: Metin Ertunç

Ben en çok uzun makarnayı severim; spagetti dedikleri türü. ‘Uzun makarna’ olarak daha çok seviyorum 🙂 çocukluğumdan kalma… Spagetti denilince nedense aklıma çocukluğumun İtalyan kovboy filmleri geliyor. Neden ‘spagetti western’ denildiğini, İtalyanların makarna düşkünlüğünü öğrendikten sonra kavramıştım.

kulahcioglu_ic
Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu

Makarna ile ilgili en çok aklımda kalan ise geçtiğimiz yıllarda basına yansıyan “2 bin dolarlık makarna tabağı” haberidir. Sizler de hatırlayacaksınız; New York’ta lüks bir İtalyan restoranı olan Bice, geçen sene Ocak ayında Amerikan medyasında 2 bin dolarlık makarna tabağı ile büyük haber olmuştu.

Makarna, Amerika’da bu haberle meşhur olmadı tabii. Bugün Amerikalıların yüzde 77’si haftada bir, yüzde 33’ü ise haftada en az üç gün makarna yiyor.

“Eğer Amerika makarnayı anlamaya ve makarnaya gereken değeri vermeye başladıysa bunu sağlıklı, çevre dostu ve dengeli bir beslenmede yer alması gereken makarnanın ünlüler tarafından desteklenmesine de borçlu!” Bu sözlerin sahibi, Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği (TMSD) Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu.

“Şişmanlatmaz ama algı problemimiz var”

Abdülkadir Külahçıoğlu ile makarnayı konuşuyoruz ve konuşmamıza belki de en paradoksal soruyla başlıyoruz: “Makarna şişmanlatır mı?”. Cevabı; “Hayır, şişmanlatmaz!” oluyor. “Ama algı?”. “Evet, işte orada bir problemimiz var” diyor.

Michelle-Cooking
Michelle Obama, düdüklü tencerede pişmiş domates ve ıspanaklı spagettiyi tercih ediyor.

Yurtdışında makarna ile ilgili kampanyalardan bahsediyoruz; bir süre önce Madonna İtalya’ya gerçekleştirdiği kısa seyahatte üç porsiyon makarna yemiş ve İtalya seyahati ile ilgili bu deneyimini twitterdan duyurmuştu. Külahçıoğlu, ABD First Lady’si Michelle Obama’yı hatırlattı ve “Eğer Amerika makarnayı anlamaya ve makarnaya gereken değeri vermeye başladıysa bunu sağlıklı, çevre dostu ve dengeli bir beslenmede yer alması gereken makarnanın başta Obama olmak üzere ünlüler tarafından desteklenmesine de borçlu!” dedi.

Evet, Michelle Obama “Let’s Move!” adlı obeziteyle mücadele kampanyasının sonuçları ile ilgili bir röportaj vermişti. Time dergisinin kapağında bir tabak spaghetti ile yer alan First Lady’nin kampanyası, obezite ile mücadelede basit, doğal, sürdürülebilir ve ekonomik gıda tercihleri ile yemek masasında doğru yaşam tarzını yakalamanın önemine odaklanıyor. İrmik ve su ile hazırlanan, diğer bir deyişle basit ve doğal bir gıda olan makarna da tam olarak bu tarife uyuyor. Michelle Obama verdiği röportajda düdüklü tencerede pişmiş domates ve ıspanaklı spagettiyi tercih ettiğini de belirtiyor.

Makarna sevenlerin başında mutlak suretle İtalyanlar geliyor. İtalya’da kişi başı yıllık makarna tüketim miktarı 26 kilogram ve bu rakamı değil aşmak bu rakama yaklaşmak bile neredeyse imkansız. Ancak makarnanın Amerika’da yolu açık. 1980’den beri ilk kez Amerikan beslenme kılavuzunda tüketicinin masasına gelen gıdaların çevre üzerinde etkilerinin önemine de yer verildi. Dolayısıyla Akdeniz diyetinin sembol yiyeceklerinden biri olan makarna için yeni bir çağın başladığını söyleyebiliriz.

Başkan Külahçıoğlu da bu tezimi destekliyor: “Bir ürünün beslenme ve sağlıkla ilgili beyanı, bilimsel kanıtlar temel alınarak değerlendirilmeli. Makarnanın şişmanlatmadığı, doğal ve sağlıklı bir besin olduğu, çevre üzerindeki etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış, beslenme uzmanları tarafından onaylandı.” diyor.

kulahcioglu_ic1
“Makarna en ekonomik ve sağlıklı yiyeceklerden biridir ve bir paket makarna ile dört kişilik bir aile doyabilir. Ben hep şunu söylüyorum; ‘ Evinizde bulunan malzemeleri kullanarak makarnanın sosunu bütçenize ve damak tadınıza göre hazırlayabilirsiniz.’”

İtalya’daki tüketim rakamlarından bahsetmişken, dünyada ve bizdeki durumu soruyorum başkana. Verdiği bilgilere göre, dünyada yıllık kişi başına tüketim ortalaması yaklaşık 15 kiloyu buluyor. Bizdeki rakamları duyunca, değil İtalya’ya dünya ortalamasına bile yaklaşamadığımızı görüyorum. Bu oran ülkemizde 7 kilo civarında. Külahçıoğlu, sektör olarak hedeflerinin, yakın gelecekte kişi başı tüketimi 10 kiloya çıkarmak olduğunu ifade ediyor ve şu kısa bilgiyi veriyor:

“Geleneksel gıda tüketim alışkanlıkları, makarna tüketim miktarını da etkiliyor. Dünyada özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika gibi bazı bölgeler, makarnayı temel gıda maddesi olarak kullanıyor. Aslında en temel farkımızın bu olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de ise makarna, bulgur ve pirinç pilavı gibi ikame yemeklerle aynı şekilde tamamlayıcı yemek olarak sofralarda yer alıyor.  Makarna en ekonomik ve sağlıklı yiyeceklerden biridir ve bir paket makarna ile dört kişilik bir aile doyabilir. Ben hep şunu söylüyorum; ‘ Evinizde bulunan malzemeleri kullanarak makarnanın sosunu bütçenize ve damak tadınıza göre hazırlayabilirsiniz.’.  Makarnanın bir de şu özelliğini vurgulamalıyım; Makarna, tüm dünyada bilinen ve her yaş, her gelir grubu tarafından tüketilen ender ürünlerden biridir.”

Makarna şefi kiralayanlar…

Bir de makarnayı severek tüketen dünyaca ünlü isimler ve onların makarna ile ilgili sıradışı alışkanlıkları var; sohbette onların da adını anıyoruz. Listede kimler yok ki…

Scarlett-Johansson
Scarlett Johansson, kişisel makarna şefi kiralayan ünlüler arasında yer alıyor.

Mesela; Robert De Niro, Scarlett Johansson, Quentin Tarantino ve Halle Berry’nin kişisel makarna şefleri kiraladığını biliyor muydunuz?

James Bond filminin İtalya çekimleri sırasında Daniel Craig, meslektaşları Monica Bellucci ve Christoph Waltz ile makarnalarıyla ünlü “il Bolognese” restoranında görüntülenmişlerdi.

Mark Zuckerberg  eşiyle İtalya’daki balayında enginarlı ravioli (İtalyan mantısı) ve istorpit ve domatesli eriştenin tadına vardılar.

Lady Gaga sarımsak, domates ve fesleğenli makarna tercih ediyor. Kim Kardashian – Kanye West çifti ise düğünlerinde menünün bir kısmını çeşit çeşit makarnalardan oluşturmuştu.

“Bir sürü makarna yedim”

Charlize Theron, Salma Hayek’in düğünü için haftasonu gerçekleştirdiği İtalya seyahatini söyle özetlemişti; “bir sürü makarna yedim”.

George Clooney Como gölünde bir villa satın aldığından beri makarna ve İtalyan yemekleri konusunda resmen uzman oldu. Kendisi defalarca Danny De Vito ile birlikte peynirli makarnanın keyfini sürerken görüntülendi.

Danny De Vito’dan bahsetmişken kendisi gayet başarı bir aşçı ve dediğine göre kimse kendisinden daha iyi soğanlı makarna pişiremiyor.

VIP’ler arasında ayrıca makarnaya bayılan Gwyneth Paltrow, karnabaharlı penne makarna tercih eden Oscar’lı aktris Meryl Streep, vejetaryen lazanya tercih eden Julianne Moore gibi isimler de yer alıyor.

kulahcioglu_ic2
“Makarna ile ilgili kamuoyumuzda yanlış bilinenlerin düzeltilmesi, tüketicilerin bilinçlendirilmesi açısından maalesef eksik kalındı. Bunu da söylememiz lazım.”

Ya bizdeki algı?

Amerika, makarna üzerindeki “şişmanlatır” algısının üstesinden gelmiş gibi görünüyor. Bunda, yukarıda bahsettiğim ünlülerin de büyük payı var muhakkak. Ama ya bizdeki algı?

Başkan Külahçıoğlu, bizdeki yanlış algının aslında tamamen makarnaya odaklı olmadığını, beslenme ve gıdalarla ilgili asılsız iddialar dolayısıyla tüketicide oluşan kafa karışıklığından makarnanın da payını aldığını söylüyor. Yani bir nevi kurban denebilir.

Külahçıoğlu, konuyu şu sözlerle özetliyor:

“Farklı bilim dalları; genetik bilimciler, diyetisyenler, nörologlar, psikologlar kısacası her bilim dalı olaya kendi açısından bakıyor. Tabii, buradaki her bir değerlendirme kendi açısından doğruluk payı taşısa da bu durum tüketicinin kafasının karışmasına neden oluyor. Oysa dünyada kabul gören beslenme biçimi dengeli beslenmedir. Buna kimsenin de itirazı yok zaten.”

Peki, bu noktadan hareketle, makarnanın insanlara iyi anlatılamadığını söyleyebilir miyiz?

Geçen yıl, bizim derneğimizin de üyesi olduğu Uluslararası Makarna Organizasyonu (IPO) ev sahipliğinde, İtalya’nın Milano şehrinde Dünya Makarna Konferansı’nın beşincisi gerçekleştirildi. Fransa, Yunanistan, İtalya, ABD ve birçok ülkenin bilim adamlarının katılımıyla gerçekleşen konferansta, makarnanın insan sağlığındaki ve sağlıklı diyet uygulamalarındaki yeri ele alındı. Toplantı sonrasında bilimsel bir mutabakat metni yayınlandı. Bu bildirgede, makarnanın sağlıklı karbonhidrat bileşenlerine sahip olduğu ve birçok diyet içinde güvenle tüketilebileceği bilim adamları tarafından imza altına alındı.

Şimdi, ortada böyle bir bilimsel gerçek var. ‘Makarna doğal, sağlıklı karbonhidrat bileşenlerine sahip, glisemik indeksi düşük bir üründür.’ Ama makarna ile ilgili kamuoyumuzda yanlış bilinenlerin düzeltilmesi, tüketicilerin bilinçlendirilmesi açısından maalesef eksik kalındı. Bunu da söylememiz lazım. Dernek olarak bizim ve üye üretici firmalarımızın tüketiciyi bilinçlendirme yönünde çalışmaları mevcut zaten. Son dönemde üyelerimizin sos kültürünü geliştirme ve tüketimi arttırmaya yönelik çeşitli çalışmalarını da görüyoruz. Ben bu çalışmaların artacağını düşünüyorum.”

Biraz da sektör üzerine konuşalım. 2015 gerçekten zorlu bir yıldı. Geçen yılı nasıl geçirdiniz?

Tüketimden bahsettik; ihracat açısından değerlendirecek olursak; başta Afrika ülkeleri olmak üzere 152 ülkeye makarna ihraç ediyoruz. 2015 yılının ilk 6 ayında Afrika’ya yapılan ihracatta yüzde 20 oranında düşüş yaşandı. Ekonomi Bakanlığı nezdinde yaptığımız girişimler sonucunda yapılan yeni düzenlemelerle bu düşüşün önü alındı. Bu sayede bir önceki yılın ihracat rakamlarını yakalayabildik. Bu yıl orta vadede 1 milyon ton makarna ihracatına ulaşmayı hedefliyoruz.

İhracatta bazı sıkıntılar devam ediyor ama…

Evet, maalesef… Örneğin; ABD’nin antidamping ve AB’nin uyguladığı kota. Bu iki sorunu, uzun yıllardır aşmaya çalışıyoruz. AB’ye makarna ihracatımız 20 bin tonla sınırlı. Hâlbuki AB, yılda 3,7 milyar dolarlık makarna ithalatı yapıyor. Kota nedeniyle biz pazardan yaklaşık 17-18 milyon dolarlık bir pay alabiliyoruz. Yüzde 1 bile değil. Biz kotanın tamamen kaldırılmasını talep ediyoruz ama bunun karşılığında AB’nin farklı talepleri var.

ABD pazarındaki sorundan da kısaca bahsedelim isterseniz…

Burada bir antidamping uygulaması ile karşı karşıyayız. ABD, bize yüzde 56 gibi bir oranda antidamping, bununla birlikte yüzde 7 oranında telafi edici vergi uyguluyor. Bu nedenle ihracat neredeyse imkansız hale geliyor.

Bir ara hedef pazar olarak Rusya’yı seçmiştiniz. Rusya ile yaşanan son krizin, en azından planlarınızı bir süre için ertelemenize sebep olduğunu düşünüyorum. Bu yıl için bir hedef pazar belirlediniz mi?

Rusya halen en önemli hedef pazarlarımızdan biridir. Yıllık 140-150 milyon dolar ithalatı olan, ciddi makarna tüketicisi bir ülke. Komşumuz olmasına rağmen sektörümüz buraya yapılan ticaretten az pay alıyor. Rusya ithalatını ağırlıklı olarak İtalya ve diğer AB ülkelerinden yapıyor. Yaşanan son gelişmeler nedeniyle karşılıklı olarak yürütülen görüşmeler de tanıtım çalışmaları da askıya alındı. Bu meseledeki gelişmeleri takip ediyoruz tabii.

Öte yandan son yıllarda özellikle Çin ve Hindistan gibi büyük nüfusa sahip ülkeleri de hedef ülkeler kapsamına aldık. Bu iki pazarın ortak bir özelliği var; üretimde düşük paya sahipler ancak tüketimde yüksek bir potansiyeli barındırmaktalar. Bu yüzden ihracat açısından gelecek vaat eden pazarlar olarak görüyoruz. Makarna, Bakliyat, Bulgur, Bitkisel Yağ Tanıtım Grubumuz da sektörümüzle işbirliği içerisinde çeşitli çalışmalar yürütüyor, bize destek veriyor. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Rusya ile yaşanan sıkıntılardan dolayı ihracatta hedef ülkelerimiz Çin ve Hindistan olarak revize ettik.

Son olarak KDV ve okul kantinleri ile ilgili girişimlerinizde son durum nedir, onu soralım ve mesajınızı alalım…

Biz, makarnanın, bulgur ve pirinç gibi temel gıda olduğunu ısrarla söylemeye devam ediyoruz. Bulgur ve pirinçte KDV oranı yüzde 8’den yüzde bire düşürüldü. Biz de makarna üreticileri olarak; makarnanın KDV oranının yüzde bire düşürülmesi için hükümet nezdinde görüşmelere başladık. Görüşmelerimiz devam ediyor.

Öte yandan KDV indiriminin tüketimin artması yönünde katkısı olacağını düşünmekteyiz. Bu sayede sağlıklı bir gıda olan makarnanın halkımızın sofrasında daha fazla yer bulacağına inanıyoruz.

Okul kantinlerinde ise bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığı okul kantinlerindeki gıda tüketimiyle ilgili bir genelge yayınladı. Bu genelge ile obezite ile mücadele başta olmak üzere sağlık sorunlarına neden olacak ürünlerin okul kantinlerinde satılmasını yasakladı. Okul kantinlerinde satılabilecek sağlıklı ürünler listesinde makarna yer alıyor. Önümüzdeki dönemde okul kantinlerinde makarna satışına başlanmasının önünde bir engel kalmadı.

Tam da yeri gelmişken mesajımı da vereyim; “Makarna şişmanlatmaz!”. Makarnayı seviyoruz ve halkımıza, çocuklarımıza da sevdireceğiz.

Son Haberler

Elveda…

Yaşam İçin Gıda Haber Sitesinin Kurucusu, Genel Yayın Yönetmeni Sayın Metin Ertunç 20 Mayıs 2021 tarihinde geçirdiği kalp krizi...