KPMG Türkiye’nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin Perakende raporuna göre, son yıllarda sektörde rekabeti etkileyen 5 ana trend bulunuyor. Bu trendlerin başında ise Çinli tüketici ve perakendeciler geliyor. Rapor, Çin’in tüketim potansiyeliyle perakende sektöründe büyük değişime yol açtığı öngörüsüne yer veriyor.
Rapora göre küresel perakende sektöründe yaşanan yapısal değişimler, sektörün ciro ve kar marjlarını baskı altına alıyor. Pazarın organize perakende sektörden on-line alışveriş sitelerine doğru kayışı, rekabeti yoğunlaştırırken kar marjlarını geriletiyor. Bununla birlikte, demografik değişimler ve sosyo-ekonomik açıdan eşitsizliğin artmasının da, küresel ölçekte toplam talepteki ve cirodaki büyümeyi sınırlayan bir unsur olduğu düşünülüyor.
KPMG Türkiye’den Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektör Lideri Emrah Akın, raporda bahsi geçen trendlerin küresel perakende sektöründeki büyükler sıralamasında değişimlere yol açabileceğinin altını çizdi. Akın, “Bu trendler perakende sektöründe toplam büyüklükleri etkilemese de sektör içinde rekabeti temelden etkileyecek” diye konuştu.
İşte önümüzdeki dönemde perakende sektörünü etkileyecek 5 trend:
Tüketici deneyimi:
Günümüzde deneyim ekonomisinin önemi hızla artıyor. Perakende sektöründe organize perakendecilerin fiziksel varlıklarını değiştirmeyeceği düşünülse de bu tarz perakendecilerin müşterilerine mağazalarında farklı deneyimler yaşatabileceği ve online alışverişte elde edemeyecekleri faydalar sunmaları gerektiği ortaya çıkıyor. Tüketici deneyimini dikkate alarak pazarlama stratejisini oluşturan perakendecilerin son yıllarda büyük fark yarattıkları görülüyor.
Yapay zeka kullanımının artması:
Yapay zeka kullanımı ve makine algoritmaları, perakendecilerin pazarlama platformlarına entegre olmaya çoktan başladı. Yakın gelecekte tüketicilerin beklentilerini daha fazla karşılayacak şekilde satış süreçlerinde daha da etkili kullanılacağı düşünülüyor. Bu trendde hızlı olan perakendecilerin öne çıkacağı düşünülüyor.
Bilinçli tüketicinin artışı:
Şeffaflık isteyen ve ürününü satın aldıkları markalardan etik değerlere bağlılık bekleyen tüketiciler her geçen gün çoğalıyor. Dahası, söz konusu tüketiciler artık pazarlama dilinden ziyade gerçekliğe daha fazla önem veriyorlar. Dolayısıyla, pazardaki perakendecilerden de onların bu konudaki hassasiyetlerini yakalayabilmelerini bekliyorlar.
Eşzamanlı tepki beklentisi:
Yeni teknolojiler tüketicinin etki alanını genişletirken perakende firmalarından da beklentilerini anlık olarak yüksek seviyede tutmalarını bekliyorlar. Bu sayede başarılı perakendeciler iş modellerini değişen tüketici tercihlerine göre çok daha hızlı adapte edebiliyorlar.
Çin pazarı:
Çin sadece endüstriyel üretim yapan bir ekonomi olmanın ötesinde büyük tüketim potansiyeline sahip bir ülke. Dolayısıyla, Çin tüketicisinin tercihleri ve Çinli perakendecilerin iş yapışları küresel perakende sektörü üzerinde büyük etkiler doğuruyor. Çinli şirketler e-ticareti domine eden yatırımcıların başında gelirken, Çinli turistler de en hızlı büyüyen havaalanı perakendesinin en gözde tüketici kesimini oluşturuyor. Bu nedenle perakendecilerin, sadece kendi pazarlarında Çinli firmalara pay kaybetmemeyi değil, Çin pazarında da, dünyayı gezen Çinli turistten aldıkları pay konusunda kendilerine hedef belirlemeleri gerekiyor.