Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Tüketim harcamalarında Avrupa’da ilk 10, gıda harcamalarında ise ilk 5 ülke içerisinde yer alıyoruz.” dedi.
Özdemir, GDP tarafından bu yıl “Değişen Müşteri” temasıyla üçüncüsü düzenlenen GPD-Ortak Gelişim Kongresi’nin açılışında, perakende sektörünün Türkiye ekonomisinde önemli bir paya sahip olduğunu, 2015 yılında Türkiye perakende sektörünün toplam cirosunun 663 milyar lira olarak gerçekleştiğini kaydetti.
Modern perakende cirosunun 217 milyar liraya, istihdamının da 800 bin kişiye ulaştığı bilgisini veren Özdemir, “Tüketim harcamalarında Avrupa’da ilk 10, gıda harcamalarında ise ilk 5 ülke içerisinde yer alıyoruz.” diye konuştu.
Özdemir, üyelerinin cirosunun ise 95 milyar lirayı aştığını ifade etti.
29 bin satış noktasında 270 bin kişiyi istihdam ettiklerine işaret eden Özdemir, üyelerinin her gün yaklaşık 16 milyon müşteriye hizmet verdiklerinin altını çizdi.
Özdemir, müşterilerin perakendenin ana ve temel oyuncusu olduğuna dikkati çekerek, “Onların davranışlarını, alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını ne kadar doğru takip edersek, o derece başarılı oluruz. Tedarikçilerimiz için de aynı durum söz konusu. Yeni ürünleri ve sunuş şekillerini geliştirirken sağlayacakları başarının yolu son tüketiciyi iyi tanımaktan geçiyor.” şeklinde konuştu.
Gıda perakendecileri olarak en iyi ürünü, en iyi hizmetle ve en iyi fiyatla müşterine ulaştırmaya çalıştıklarını vurgulayan Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:
“En iyi fiyat için en iyi yol aramızdaki rekabettir. GPD olarak çalışmalarımıza haksız rekabete karşı sektörde birlik ve beraberliğin korunması, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin artması, dünyadaki gelişmelerin takip edilmesi doğrultusunda devam ediyoruz.”
“Perakende sektörü, tüketici ile kurduğu ilişki neticesinde onları en iyi okuyabilen sektör”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise yeni çağın üretime ve insana odaklı yeni ekonomi anlayışında artık üretmeden büyümek, kısa yoldan zengin olmanın eskisi kadar kolay olmadığını söyledi.
“Paradan para kazanma dönemi sona erdi.” diyen Bahçıvan, hiçbir ülkenin, üretimini yeniden ekonominin en önemli unsuru haline getirmeden küresel rekabet koşullarında ayakta kalamayacağını kaydetti.
Bahçıvan, sanayiciler olarak her zaman tüketimden değil üretimden beslenen bir ekonomik anlayışı savunduklarını, savunmaya da devam edeceklerini aktararak, “Ne mutlu ki bize üretim odaklı yeni ekonomi anlayışı ülkemizde giderek kabul görüyor. Hükümetimizin ekonominin en temel unsurunun üretim olduğunu göreve geldiği ilk günden itibaren vurgulaması bizleri bu konuda umutlandırıyor.” diye konuştu.
Büyümenin ekonominin bütün aktörleri birlikte çalışırsa bir anlam ifade edeceğini vurgulayan Bahçıvan, tüketici ile üretici arasındaki zincirin tamamlayıcısı, ekonominin en büyük barometrelerinden birisi olan perakendecilik sektörünün bu anlamda her zaman olduğu gibi bugün de çok önemli bir role sahip olduğunu ifade etti.
Bahçıvan, perakende sektörünün tüketici ile kurduğu ilişki neticesinde onları en iyi okuyabilen sektör olduğuna dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tüketicinin davranış ve düşüncesini iyi analiz eden sektör, ülke menfaatleri için bu bilgi kaynağını üreticilerle paylaşabilmelidir. Bu iletişim sağlanırsa yani tüketici doğru okunursa; doğru yatırım, doğru ürünü üretme ve hatta inovatif çözümleri birlikte oluşturma anlamında da oldukça büyük mesafe kaydedebiliriz. Sanayici ile perakendeci ekonomin çok önemli iki paydaşı olarak her zaman birbirlerine destek vererek, ortak faydalarını koruyarak birlikte hareket etmenin gayreti içinde olmalıdır. Üreticiler ile perakende sektörü arasındaki bağın karşılıklı diyalog ve bilgi paylaşımı ile iyice sağlamlaştırılmasından herkes kazançlı çıkacaktır. Sanayi üretimi ve perakende satışlar ülke ekonomisinin nasıl gittiğini gösteren en sağlıklı verileri içeriyor. Bu iki veriyi ekonomik büyümenin de öncü göstergesi olarak kabul edebiliriz. Her ikisi ekonomik büyümenin aynasıdır. Bu aynaya yansıyan verilerin iyi analiz edilmesi, biraz önce vurguladığım üretim ekonomisine yeniden odaklanan Türkiye’nin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.”
Bahçıvan, son yıllarda elektronik ticarette dikkat çekici bir büyümeye şahit olduğuna da işaret ederek, “Hayatımızın her alanına e-ticaret uygulamaları girmiş durumda. Bu yeni çağın getirdiği bir dönüşüm. Tüketiciye zaman ve maliyet avantajı sunan, hayatı kolaylaştıran elektronik ticaretin konuları arasında gıda da önemli bir pay almaya başladı. Gıda perakendeciliğinin e-ticaret alanında yükselen bir trend olduğunu söyleyebiliriz. Yaygın lojistik ağı gıda perakendecilerinin bu alanda büyümesini hızlandıracağına inanıyorum.” şeklinde konuştu.