Ana Sayfa Konuk Yazar Mantarların “Ölüm Oyunu”nda rol almayın!

Mantarların “Ölüm Oyunu”nda rol almayın!

0
1417
Prof. Dr. Özer Ergün / İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı - Gıda Güvenliği Platformu Kurucusu / [email protected]

Mantarlarla ilgili, her sene aynı dram oynanır ülkemizde. Senaryo hep aynı kalmakla beraber, aynı heyecan ve ilgiyle izlenir gider bu oyun. Oyuna bu heyecanı veren de, durmadan yenilenen tipler, fedakâr oyunculardır sadece.

Öyle ki, “oyunda rol almak” neredeyse “hayata veda etmek” ile özdeş. Ne yazık ki insanlar, doğal bir besin kaynağı olan mantarlar hakkında bilgileri “hayatlarını kaybetmek pahasına” öğrenerek elde etmişlerdir. Geçmiş tarihe bir göz attığımızda Roma Kralı Neron’un oğlunu, annesini; Bavyera Kralı VII. Karl’ı, karısı ve çocukları ile birlikte ve müziğin büyük ismi Mozart’ı can verirken görüyoruz bu korkunç oyunun çeşitli sahnelerinde.

Hadi, onlar bu konuda henüz bilgi toplama çağlarının insanları idi. Ya bizim bu çağda verdiğimiz kurbanlar da neyin nesi? Hala mı bilineni aramakla meşgulüz? İnsanımıza bu konuları niye anlatamamışız? İnsanımız da hayat denen büyüleyici güzelliği korumada niye böyle sorumsuz ve hovarda? Sebepler çok mutlaka. Ama en önemlisi “Bilgi eksikliği” olsa gerek.

Öyleyse bu eksikliğin giderilmesine mantarlar hakkında zihinlerimize yerleşmiş “yanlış inançları” yargılamakla başlayalım:

  • Böceklerin yediği mantar zehirli değildir. (Yanıltıcı bir ölçü.)
  • Ağaç üzerinde yetişen mantarlar zehirsizdir. (Ağaçlar üzerinde yetişen hafif zehirli mantarlar da vardır.)
  • Kurutulan mantarların zehiri kalmaz.
  • Mantar pişirilirken içine gümüş kaşık veya yüzük sokulduğunda siyahlaşırsa zehirlidir. (Yanlış bir ölçü.)
  • Mantar yoğurtla yenince zehirlemez. (Keşke öyle olsaydı.)
  • Mantara zehir, yılanlar tarafından verilir.

Son söylediğimiz, masallarda çocuklar için ilgi çekici olabilirdi. Ama gerçekte mantarlar, can almadaki marifetlerini bünyelerinde taşıdıkları “doğal zehirlerle” gösterirler. Bu konudaki yeteneklerine göre de çeşitli gruplara ayrılmışlardır:

  • Bazıları 2 saat içinde zehirlerken, bir kısmı 5 veya 8 saatte; diğer bir kısmı da 3 gün hatta 14 gün sonra zehirlenme belirtilerine neden olur.
  • Taşıdıkları zehirin miktarı ve çeşidine göre de hafif zehirli, zehirli, delirtici zehirli, öldürücü zehirli diye adlandırılırlar.
  • Öldürücü zehirli özellikteki bazı mantarların taşıdıkları zehirlerin gramın binde biri miktarı dahi bir insanı öldürmeye yetecek kuvvettedir.

Zehirlenme belirtileri

  • Mantar zehirlenmelerinde en önemli belirtiler; sıkıntı, bulantı, terleme, kusma isteği, karın ağrısı ve titremelerdir.
  • Bu halleri mide-bağırsak sancıları ve ishal takip eder.
  • Ölüm; karaciğerin parçalanması ve fonksiyonlarını kaybetmesi ile şekillenir.
  • İlk yardım olarak hasta hemen istifra ettirilmeli, arkasından da çay, kahve, ayran veya su gibi içeceklerle vücut takviye edilmelidir.
  • Tedavi için de hiç vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalıdır.

Bütün bu olup bitenlerden bizler üzüntü duyarken “kültür mantarcılığı” ile uğraşanlarımızın üzüntülerine bir de geçim sıkıntısı ekleniyor. Öyle ki, bu zehirlenme olayları, mantara olan talebi minimuma indirmeye yetiyor. Oysa kültür mantarcılığı ile üretilen mantar türlerinin, kırlarda kendiliğinden yetişen zehirli mantarlarla yakından uzaktan bir ilgisi yok.

Uzun sözün kısası, “Mantarlar mı zehirliyor, yoksa biz mi zehirleniyoruz?” diye düşünmenin tam zamanı.

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz