Halen Akıllanmıyoruz!..

0
1080
Hayati Tosun / [email protected]

Herkesi yakından ilgilendiren sıkıntılı ve sancılı bir süreçten geçiyoruz. Yaşam alanlarımızdaki kısıtlamalar, sağlık sorunlarımız, yitirdiğimiz canlar, analar, babalar, çocuklar, kardeşler, dostlar ve daha niceleri…

Herkes iyi bilsin ki bu sadece bir hastalık, salgın değil, esasen SONUÇTUR. Cenneti cehenneme çeviriyor, güzelim doğayı kendi elimizle katlederek aslında kendi sonumuzu da hazırlıyoruz.

Bakın, yaptığımız yanlışlar silsilesi bizi istemesek de eve mahkûm etti mi? Etti. Sevdiklerimize sarılamıyor, göremiyoruz bile.

Nedir? Aman hastalık bulaşmasın, yayılmasın, kimse zarar görmesin.

Gelelim devam eden hayata. Bu virüs illeti ile başlayan süreç acaba yaşama bakışımızda bir farklılaşma yaratıyor mu? yaratacak mı? diye düşünüyorum.

Ama maalesef görüyorum ki gözünü hırs bürümüş rant ve fırsat düşkünleri, hiç ölmeyecekmiş gibi, hatta pisti boş bulunca daha da pervasızca saldırıyorlar.

Bu sıkıntılı süreçte iki sektör bize kendini, önemini hissettirdi. Tabii ki önce can olunca, başta SAĞLIK geliyor. Dolayısıyla önce canla, başla; özveri ile çalışan istisnasız tüm sağlık çalışanlarımızın hepsini kutluyorum. Dünyadaki rakamlara baktığımızda, tedavi sürecinde iyiye gidişteki en büyük faktör onlar, iyi ki varsınız, sizlere minnettarız.

Haa unutmadan ifade edeyim ki; halen zaman zaman medyada, haberlerini duyduğumuz sağlık çalışanlarına yapılan kötü muamele ve yaşanan olumsuz davranışları da şiddetle kınıyorum.

Bunları yapan sıfatsızlar! Allah sizi bu dünyada ama bu dünyada, yaptıklarınızla muamele etsin!..

Gelelim candan, canana. İkinci en önemli sektör ise, herkesi ilgilendiren yaşamımızın olmazsa olmazı olan gıdamızın, beslenmemizin kaynağı TARIM.

İşim, aşım, mesleğim diye de önceliyor değilim. En başta gelen neden, yaşam alanlarımız, kaynaklarımız ve konumumuzun yüklediği sorumluluk bilinci.

Bu vesile ile tüm tarım üreticilerimize, emekçilerimize de iyi ki varsınız demek istiyorum. Bizler de onlara girdi sağlayan tüm işletmeler gibi Ziraat Mühendislerimizle sahada onlara yardımcı olmaya, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz.

Fakat üzülerek görüyorum ki yönetenler emek ve alın terinin değerini bilmiyor.

Sözde “YERLİ ve MİLLİ söylemi ile her geçen gün üreticimizin, emeğine, alın terine darbe üstüne darbe vuruluyor.

İthalat Serbest, İhracat İzne Bağlı!..

Ticaret Bakanlığı birkaç ay önce, “İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallar” tebliğinde değişiklik yaparak, patates ve kuru soğanın yurt dışına satışına sınırlama getirdi ama İthalat SERBEST.

Tam üretici mahsulünü hasada başladı ki, Mısır’dan patates, İran’dan karpuz ve soğan, farklı farklı ülkelerden buğday, arpa, pirinç, mısır, baklagil ve daha nicelerinde kapıları sonuna kadar açacaksın.

İthalatta kotaları açacak, gümrük vergilerini ya düşürecek veya sıfırlayacaksın.

Limon ihracatını YASAKLAYACAKSIN.

Bu nasıl akıl arkadaş, sizin derdiniz ne?

Üretici yine MAĞDUR!..

İnanın her tarafı ayrı bir cennet, TARIM ÜLKESİ! olan bir yerde, bunları yazmak bile can acıtıyor.

İktidarın plansız ve öngörüsüz tarım politikaları ile çiftçi mağdur ediliyor.

Üretici pahalıya üretiyor, tüketici pahalı ürün alıyor.

Bizim vatandaşımız sıkıntı yaşarken, yabancı ülke çiftçileri ile ithalatçılar para kazanıyor.

Bu kafa, yöneten akıl ve uygulamalar değişmeden tarımdahiçbir şey değişmez.

Ey Çiftçim! Memnun musun? diye de sormak istiyorum.

Çünkü bugünkü yönetimi oyla en fazla destekleyen de sensin.

Siyasi bir tercihtir, ona da saygı duymak lazım ama yönetenlerin ister seçilmiş ister atanmış olsun işi, vatandaşına yaşanabilir bir ülkede hizmet etmek, ülkeyi kalkındırmak ve refah seviyemizi yükseltmektir.

Bu da, hangi görüşten olursak olalım hepimizin en doğal hakkıdır.

Bu kötü gidişe bir dur demek için, tüm paydaşların ve ortak aklın oluşturduğu, yarın vizyonu olan, sürdürülebilir üretim sistemleri ve tarım politikalarına ihtiyaç vardır.

Bunun için bilgi temelli, doğaya ve emeğe dost yeni bir tarım ve gıda sistemi tasarlamalıyız.

Ülkeye umut, emek ve gelecek ekmeli, her zamankinden daha fazla çalışmalıyız.

Unutmayalım, Kalkınan Türkiye Üretimle,

Üreticisine Değer Vermekle Olur!..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz