Gel de zehirlenme!

0
2438
Prof. Dr. Özer Ergün / İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı - Gıda Güvenliği Platformu Kurucusu / [email protected]

Bakın, ne dikkatsizlikler sonucu nelerle zehirleniyor insanlarımız:
Mersin’de 8 kişilik bir ailenin tüm fertleri zehirlenmiş. Bir ölü var.
Nedeni: İyi yıkanmadan ve çokça yenen tarım ilaçlı maydanozlar.
Malatya’nın bir köyünde zehirlenen altı çocuktan ikisi ölmüş.
Nedeni: Beyaz peynir.
Turhal’da bir fabrikada çalışan 300 işçi zehirlenmiş.
Nedeni: Öğle yemeği.
Gaziantep’te zehirlenen 118 kişi arasında 55 ortaokul öğrencisi, okul müdürü ve öğretmenlerin de olduğu bildiriliyor.
Nedeni: Sinek ilaçlı simit.
Ayrıca, yine okuyoruz. Hindistan’da bir törene katılanlar, yedikleri yemekten topluca zehirleniyorlar. Sonuç korkunç: 87 ölü.
“Olmuş bitmiş, giden gitmiş” denilmesin sakın. Çünkü dikkat edilirse, bu olaylar değerlendirmemiz gereken bir sürü ipuçları veriyor bizlere:
Önce zehirlenmelerin meydana geldiği yerlere bakıyoruz. Şehir de, kasaba da, köy de var içlerinde. Daha dar kapsamlı incelediğimizde görüyoruz ki, ne evde, ne iş yerinde, ne de çarşıda kurtuluş yok zehirlerden.
“Acaba aklı ermeyen çocuklar mı zehirleniyor genelde?” diyoruz. Ama aile büyüklerini, öğretmenleri, fabrika dolusu işçileri de görüyoruz aralarında.
Olayların can kaybı ile sonuçlanır olması, işin en acı veren tarafı. Diğer yandan toplu zehirlenmeleri gördükçe, “Bizim yemekhanemiz, kantinimiz ne kadar güvenli acaba?” diye endişelenmeden de edemiyoruz.
Zehirlenme çeşitlerini araştırıyoruz. Öğle yemeği ve beyaz peynir zehirlenmeleri, mikroorganizmalarda, diğerleri ise zehirli kimyasal kalıntılarda kaynaklanıyor.
Bazen başka nerede olabiliyor böylesine zehirlenmeler. Bakıyoruz, Hindistan gibi kalabalık ve gelişememiş ülkelerde. Gelişmiş ülkelerde niye olmuyor peki?
Olmaz. Çünkü tüketici eğitilmiş, üstün teknolojilerle sağlıklı gıda üretiliyor ve de sıkı bir kontrol ağı kurulu oralarda.
En son olarak sormadan edemiyoruz:
Zehirlenenler haklarını aramayı düşündüler mi hiç?
Sorumlu kişi ve kuruluşlar tespit edildi mi, en azından?
Ve de ne gibi işlemler yapıldı?
Hangi işlemlerin yapıldığını bilemiyoruz. Ama bu olaylar bir Avrupa ülkesinde cereyan etseydi, tepkiler farklı olurdu muhakkak. Tüketici en geniş şekilde uyarılır, yayın organlarında, enine boyuna tartışılırdı konu. Sebepler aranır ve alınması gereken önlemler tespit edilirdi hemen. Bizde ise, bahsettiğimiz zehirlenme olayları, gazetelerimizin arka sayfalarında 3-5 satırla geçiştirilmiş. Lütfen verilmiş gibi, sanki.
Peki, ama söyler misiniz, onlarınki can da bizimki nedir Allah aşkına?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz