Bitkilerde görülen zararlılar ve hastalıklar etkili şekilde; büyüdükleri doğal çevreye zarar vermeden nasıl tedavi edilebilir? FAO’nun yeni kitabı, Doğu Avrupa ve Kafkaslar’daki bitki zararlıları ve hastalıklarının bir kataloğu olma özelliği taşıyor ve bunlarla mücadelenin sürdürülebilir yollarını inceliyor.
Çiftçiler, bitki üreticileri ve sağlık pratisyenlerinin artık bakabilecekleri yeni bir referans kitap var: BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi tarafından yayımlanan, “Doğu Avrupa ve Kafkaslar’da başlıca haşerelerin ve hastalıkların entegre zararlı yönetimi” başlıklı kitap.
Bitki sağlığına karşı tehditler ve Entegre Zararlı Yönetimi (IPM) gibi çevresel olarak sürdürülebilir kontrol metotları hakkında temel bilgilerin bir özetini veren kitap; genel olarak Doğu Avrupa ve Kafkas ülkelerinde görülen 26 bitki haşeresi ve 23 hastalıkla ilgili bilgi ve fotoğraflar içeriyor. Tasvirler ve fotoğraflar, sebze ve meyve bitkilerine en fazla zararı veren haşereleri tanımlıyor. Kitapta aynı zamanda bunların biyolojisi, gözlem metotları ve en çevre dostu koruma ve kontrol metotları hakkında da birçok detay bulunuyor.
Pestisitlerin aşırı kullanımı tarımın geleceğini tehdit ediyor
FAO’nun uzun süreden beri teşvik ettiği IPM yaklaşımı, ekosisteme bir bütün olarak bakıyor ve tarımın etkilerini en az seviyeye düşürmenin yollarını arıyor. FAO Tarım Yetkilisi Avetik Nersisyan “Haşerelerle mücadelede kullanılan pestisitlerin küçük çiftçiler tarafından aşırı kullanılması tarım faaliyetlerini, halk sağlığını, beslenmeyi ve tarımın geleceğini bütün olarak tehdit ediyor.” dedi.
Zararlı böceklerden dolayı mahsul kayıplarının dirençli çeşitleri uygulamaya koyarak, böcek ve hayvanları yiyen diğer hayvan ve böcekleri koruyarak ve böceklerin tekrar üremesini engelleyecek ürün besin seviyesini yöneterek kabul edilebilir asgari seviyeye çekilebileceğini kaydeden Nersisyan; “Düşük riskli sentetik zirai ilaçlar doğru miktarda ve doğru zamanda hedeflenen kontrolü sağlamak için kullanılabilir.” dedi.
Entegre Zararlı Yönetimi stratejileri mahsullere, ülkelere, bölgelere ve yere özel oluyor ve yerel tarım pratiklerine dayanıyor. Kitap önemli bir başlangıç olmasına rağmen Entegre Zararlı Yönetimi’nin uygun uygulaması eğitimi de gerektiriyor.
Nersisyan “Bu yaklaşım; iyi bir eğitim seviyesinin çiftlik sistemlerinde iyi şekilde kullanılmasını garanti altına almak için çiftçilere yeterli eğitim ve teknik destek vermeyi de gerektiriyor.” diye konuştu.
Çiftçilerin daha fazla eğitiminin Avrupa ve Orta Asya bölgesinde daha fazla ekolojik ve entegre tarıma doğru hareketlenmeyi tetikleyeceği düşünülüyor.
İngilizce ve Rusya baskıları bulunan kılavuzun Ermenice, Gürcüce ve Rumence’ye de tercüme edilecek. Kitaplar bu üç ülkedeki çiftçilere dağıtılacak.