Avrupa Birliği’nden yedi ülke, Avrupa Komisyonu’nun İngiltere’de kullanılan gönüllü ‘trafik ışıkları’ etiketleme sistemini kabul etmemesi gerektiğini savunuyor. Bu ülkelerin başlıca kaygısı, geleneksel ürünlerin pek çoğunun İngiltere sisteminde ‘kırmızı etiket’ alacak olması. Bu ürünlerin arasında AB Koruma Altına Alınmış Menşei Adı, Koruma Altına Alınmış Coğrafi Adı ve Geleneksel Özellik Garantisi unvanı alan gıda ürünleri de bulunuyor.
Ülkeler, bu sistem ile et ürünlerinin çoğunun ‘kırmızı’ işaretle etiketleneceği, bunun satışların önünde bir engel oluşturacağı uyarısında bulunuyor. Ayrıca geleneksel ürünlerde sarı ya da yeşil etikete sahip olabilmek için üreticilerin reformülasyon yapılabilmesi oldukça zor. Trafik ışıkları etiketleme sisteminde gıdaların içerdiği yağ, şeker, tuz ve kalori oranlarını yüksekse kırmızı, orta seviyede ise sarı ve düşükse yeşil renkler etiket üzerinde kullanılıyor.
İtalya, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Portekiz, Romanya, Slovenya ve İspanya hükümetleri, beraber hazırladıkları bir dökümanda bu etiketleme sistemi ile ilgili; “belli bir rengin kullanılması yoluyla gıdaların daha fazla veya daha az ‘sağlıklı’ olarak sınıflandırılması amaçlanıyor” ifadelerine yer vererek bu sistemin 1169/2011 sayılı tüketicileri bilgilendime koşulları ile ilgili AB tüzüğü ile uyumlu olmadığını belirtiyorlar.
Kanun kapsamında 13 Aralık 2016 tarihinden itibaren gıda şirketlerine ürünleri üzerinde beslenme ile ilgili bilgiye yer verme zorunluluğu getiriliyor.
Trafik ışıkları etiketleme sisteminin AB mevzuatına uyumlu olup olmadığı ile ilgili nihai kararı Avrupa Komisyonu verecek. Ve eğer Komisyon bu sistemin uyumlu olduğu yönünde bir karara varırısa bu ülkeler İngiltere’den ithal ettikleri işlenmiş gıda ürünleri üzrinde bu etiketlerin kullanılmasına izin vermek durumunda kalacak ve İngiltere’ye ihraç ettikleri kendi et ürünlerinde de bu etiketlerin kullanılmasına yönelik baskı ile karşı karşıya kalacaklar.
‘Değiştirmek zor’
Bu ülkelerin başlıca kaygısı, geleneksel ürünlerin pek çoğunun İngiltere sisteminde ‘kırmızı etiket’ alacak olması. Bu ürünlerin arasında AB Koruma Altına Alınmış Menşei Adı, Koruma Altına Alınmış Coğrafi Adı ve Geleneksel Özellik Garantisi ünvanı alan gıda ürünleri de bulunuyor.
Bu ünvanlar, belli üretim yöntemlerinin sıkı bir şekilde uygulanmasını gerektirdiğinden, sarı veya yeşi ışık eiketi alabilmek için bu ürünlerin formüllerinin değiştirilmesi oldukça zor. Diğer yandan ülkeler, bu ünvanlara sahip olmayan ürünlerin “yağ, şeker ya da tuz oranları değiştirilerek reformülasyonu serbest bir şekilde yapılabilecek ve ‘yeşil etiket’ alabilecek ürünler” olduğunu da belirtiyorlar.
Avrupa Birliği Et İşleme Sanayi İrtibat Merkezi (CLITRAVI) ülkelerin bu kaygılarını paylaşıyor. GlobalMeatNews internet sitesine yaptıkları açıklamada trafik ışıkları etiketleri sistemi kapsamında et ürünlerinin %99’unun kırmızı etiket alabileceğini belirtiyorlar. Ancak uygulama gönüllü olacağından ürünlerin %50 veya %60’ında bu etiketlerin kullanılması bekleniyor.
CLITRAVI, bu uygulama ile “kırmızı etiketli ürünlerin satışları %20 oranında düşecek” uyarısında bulunuyor ve ve verilerin İngiltere’de belli ürünler kırmızı etikete sahip olduğu için kadınların %40’ının ve erkeklerin %30’unun bu ürünleri satın almayı bıraktıklarını gösterdiğini belirtiyor.
İşletmeler üzerindeki ‘baskılar’
CLITRAVI ve yedi ülke birliği, İngiltere’nin trafik ışıkları etiketleme sistemini “hükümet ve tüm ilgili paydaşlar arasında gönüllü bir anlaşma” şeklinde sunduğuna dikkat çakiyor. Ancak aralarında Tesco, Sainsbury’s, Asda, Morrisons ve Waitrose’un da bulunduğu büyük et perakendecileri bu sistemi kullanarak, başta küçük çaplı firmalar ve kendi markasına sahip ürün tedarikçileri olmak üzere gıda üreticileri üzerinde bir baskı oluşmasına neden oluyorlar.
14 Mart tarihinde düzenlenen AB Bakanlar Konseyi toplantısında yapılan bu değerlendirmeyi İngiliz yetkililer kabul etmedi. Yetkililer 2013 yılı Haziran ayında İngiltere Gıda Standardı Ajansı tarafından uygulamaya konulan trafik ışıkları sisteminin “sağlıklı tercihleri kolayaştıran açık ve tutarlı bir sistem olması” nedeniyle tüketiciler ve perakendeciler tarafından memnuniyetle karşılandığını ve bu sistemin AB mevzuatı ile uyumlu olduğunu belirttiler.
Toplantıda konuşan bir Komisyon yetkilisi düzenlemenin farklı standartların kullanımına açık olmadığı bilgisini paylaştı ve sistemin gereksinimleri ile ilgili 2017 yılında “ayrıntılı bir değerlendirme” yapılacağını da sözlerine ekledi.
‘Yetersiz’
1169/2011 sayılı AB tüzüğü kapsamında gıdalar üzerinde yer alan ilave etiketlerin; tarafsız, ayrımcıl nitelikte olmayan, rekabeti engelleyici olmayan, bilimsel araştırma temeline dayanan ve yanıltıcı olmayan özelliklere sahip olması gerekiyor. Ve yedi ülke trafik ışıkları etiketleme sisteminin bu gereksinimleri karşılamadığını savunuyor. Bu yedi ülke; “Aynı zamanda bu sistemin ‘sağlıklı yaşam tarzını’ desteklemek bakımından yetersiz kaldığı, sağlıklı yaşam tarzı için tek bir gıda bileşeninin miktarına değil dengeli beslenmeye odaklanılması gerektiğini” savunuyor.
Avrupa Birliği Gıda ve İçecek Endüstrileri Konfederasyonu FoodDrinkEurope İletişim Başkanı Florence Ranson, AB mevzuatı kapsamında trafik ışıkları etiketleme sisteminin zorunlu uygulanmasına izin verilmeyeceğini vurguluyor. Ranson ayrıca ülkelere özgü uygulamaları desteklemediğini, bu uygulamaların ne şekilde olursa olsun AB ortak pazarı önünde engel oluşturduğunu belirtiyor.