Dünyada her 1 dakikada 1 milyon plastik şişenin satın alındığını biliyor muydunuz? Peki, yılda 500 milyar plastik poşet kullanıldığından haberiniz var mı? Okyanusları her yıl 8 milyon ton plastiğin kirlettiğini ve dakikada okyanuslara karışan atık plastik miktarının bir çöp kamyonu büyüklüğünde olduğunu duymuş muydunuz? Yaşamın vazgeçilmezi olan plastikler, maalesef çevre kirliliğini de artırıyor. Sürdürebilir Üretim ve Tüketim Derneği, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde plastik ayak izimizi azaltmak için 10 öneri açıkladı
Plastikler günümüzde cep telefonundan uçağa, gözlükten ilaç kutusuna, diş fırçasından yapay kalp kapakçıklarına kadar hayatımızın her alanında vazgeçilmeyecek bir yere sahip. Hayatımıza konfor, kolaylık, hız ve kalite sağlayan plastikler, yanlış ve aşırı kullanım nedeniyle çevre kirliliği sorunlarına neden oluyor. Her birimiz kullandığımız ve attığımız plastikler ile ‘Plastik Ayak İzi’ne yol açıyoruz. Peki, plastik ayak izimizi azaltmak mümkün mü?
Tek kullanımlık plastik tüketimini azaltma seferberliği ilan edilmeli
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Birleşmiş Milletler tarafından bu yılki 5 Haziran Dünya Çevre Günü temasının “Plastik Kirliliğini Yen” olarak seçildiğini belirtti. Tek kullanımlık plastik kirliliği ile mücadele için dünyanın bir araya geldiğini ifade eden Prof. Dr. Karaosmanoğlu, bizim de ülkemizde öncelikle tek kullanımlık plastik kirliliğinin önüne geçmek için seferberlik yapmamız gerektiğini vurguladı. Plastik ürünlerin yaşamımız için son derece gerekli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karaosmanoğlu, “Değerli bir malzeme olan plastikleri kullanırken bilinçli olmamız gerekiyor. Elimize aldığımız plastik bir şişenin suda 450 yıl bozunmadan kalabildiğini unutmadan tüketmeliyiz. Tek kullanımlık plastik tüketimini önce hızla azaltmalı. Sonra da reddetmeliyiz. Tek kullanımlık plastik tüketimine son vermeliyiz” dedi.
10 yılda geçen 100 yıldan daha fazla plastik ürettik
Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan plastik kirliliği rakamlarına göre, son 10 yılda, geçen 100 yılın toplamından daha fazla plastik üretildiğinin ve atık plastiklerin tüm atıkların yüzde 10’unu oluşturduğunun altını çizdi. Plastik kullanımını azaltmanın ceza ya da sınırlama ile mümkün olamayacağını da ifade eden Prof. Dr. Karaosmanoğlu, sürdürülebilir tüketim yaşam tarzımızla, plastik ayak izimizi çevreye dost oranlara çekebileceğimizi bildirdi.
Plastik ambalajlardan sokak hayvanlarına su kabı yapalım
Kullandığımız plastiklerin yarısının tek kullanımlık ve atılan ürünler olduğunu aktaran Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, plastik ayak izimizi azaltarak çevre kirliliğinin önüne geçmek için 10 öneri sıraladı:
1- Plastik yerine paslanmaz çelik çatal, kaşık ve bıçak kullanalım.
2- Plastik pipet kullanımından vazgeçelim.
3- Alışverişe giderken yanımıza file veya pamuklu alışveriş çantaları alalım.
4- Ofisimizde plastik ya da içi plastik film kaplı karton bardaklar yerine kendi bardaklarımızı götürerek çayımızı, kahvemizi tüketelim.
5- Plastik şişeden su içmek yerine; bir su kabı ya da matara edinelim.
6- Biyobozunur diş fırçası tercih edelim.
7- Bulaşık ve çamaşır deterjanları ile sıvı sabunların ambalajlarını yeniden kullanalım. Bunun için deterjan ve temizlik malzemelerinin satılan büyük boy yedek şişelerini alıp küçük şişelerimize dolduralım.
8- Kulak temizleme çubuklarını ihtiyacımız kadar kullanalım.
9- Plastik ambalajları kullandıktan sonra geri dönüşüme göndermeden önce evimizde yeniden nasıl değerlendirebileceğimize bakalım.Kullanım ömürlerini uzatalım. Hamarat ev hanımlarımız plastik ambalajlardan çiçekleri için çok şık saksılar ya da sokak hayvanları için su ve mama kapları yapabilir.
10- Kullandığımız plastikleri sadece birer atık olarak görmeyelim. Plastiklerin döngüsel ekonomide geri dönüşümün en önemli hammaddelerinden biri olduğunu bilerek, atık endüstrimiz için geri dönüşüm kutularına atalım.