Küresel gıda ve tarım sistemlerinin piyasa değeri 10 trilyon doları bulurken, ekosistemlerde geri dönüşü olmayan zararlar ve kamu sağlığı harcamaları hızla artıyor. Uzmanlar, çevresel zarardan toplum sağlığına kadar gizli maliyetin 12 trilyon dolara ulaştığına dikkat çekiyor. Mevcut sistemlerde yapılacak devrimle 5,7 trilyon dolarlık ekonomik getiri sağlanabileceğini belirten uzmanlar, paylaştığı yeni araştırmalarla 2030’a kadar her yıl 4,5 trilyon dolara varan yeni iş fırsatları yaratılabileceğini belirtti.
Dünyada gıda ve beslenmeye ilişkin sorunları analiz etmek amacıyla kurulan Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı (BCFN), Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu’nun 10’uncusunu Milano’da düzenledi. Dünyanın dört bir yanından gıda uzmanları, bilim insanları, fikir önderleri, aktivistler, şirket temsilcileri ve genç yetenekleri bir araya getiren etkinlikte Birleşmiş Milletler’in 2030 gündeminde belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDGs) ve 2015 yılında imzalanan Paris İklim Değişikliği Antlaşması gündeme getirildi. Bu yılki etkinlikte ‘Gıda Eğitimi’, ‘Tarımsal Gıdada Dijitalleşme’, ‘Gıda ve Şehirler’, ‘Geleceğin Çiftçileri’, ‘Toprağın Korunması’ ve ‘Gıda Sektörünün İyileştirilmesi’ konuları çözüm önerileriyle masaya yatırıldı.
Geçtiğimiz 10 yılda gıda, beslenme alışkanlıkları, açlık, obezite, yiyecek kayıpları, gıda ve iklim değişikliğinin etkilerinin gelecek öngörüleriyle paylaşıldığı BCFN Forum bu yıl Dünya Gıda Programı İtalya, National Geographic İtalya, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UN SDSN), Avrupa Politika Araştırmaları Merkezi (CEPS), Columbia Sürdürülebilir Yatırım Merkezi (CCSI), Siena Üniversitesi Santa Chiara Laboratuvarı (SCL) ve Gıdanın Geleceği için Küresel İttifak (GAFF) iş birliği ile düzenlendi.
Yeni bir sürdürülebilir kalkınma yolculuğu çağrısında bulundular
Etkinliğin bu yılki konuşmacıları arasında ise Chicago Küresel İlişkiler Konseyi Küresel Gıda ve Tarım Araştırmacısı Ertharin Cousin, BM Gıdaya Erişim Hakkı Özel Raportörü Hilal Elver, WWF İtalya Başkanı Donatella Bianchi, One Health Center of Excellence Direktörü Profesör Ilaria Capua, Avrupa Komisyonu DG CNECT A1 Robotik ve Yapay Zeka Birimi Başkanı Juha Heikkila ve IFAD Strateji ve Bilgi Bölümü Başkan Yardımcısı Paul Winters yer aldı. Konuşmacılar kurumlara, şirketlere, araştırmacılara ve vatandaşlara hep birlikte gıdalardan başlayarak yeni bir sürdürülebilir kalkınma yolculuğuna çıkma konusunda her zamankinden yüksek sesle bir çağrıda bulundu.
Yıllık 12 trilyon dolarlık maliyet
Bu yılki etkinliğe “Daha İyi Büyüme: Gıda ve Toprak Kullanımını Dönüştürmek İçin On Kritik Geçiş” raporu damgasını vurdu. Tarımsal gıda sistemleri nedeniyle ekosistemlerde geri dönüşü olmayan zararların arttığına dikkat çeken rapora göre; bu zararlara ek olarak özellikle sağlıksız beslenme alışkanlıklarına bağlı kronik hastalıklardan kaynaklı olarak kamu sağlığı gizli maliyetleri küresel ölçekte 12 trilyon dolara ulaştı. Rapora göre bu rakam tarımsal gıda sistemlerinin ürettiği 10 trilyon dolarlık ekonomik değerin çok üzerine çıkarak 2 trilyon dolarlık bir açık yaratıyor. BCFN’in 10’uncu forumuna konuşmacı olarak katılan uzmanlar, tarım amacıyla kullanılan toprakları 2050 yılına kadar 1,2 milyar hektara çıkarmak ve 10,5 trilyon dolar gizli maliyetten tasarruf etmek için yeni bir devrime ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek “Gıda üretimimiz üzerinde acilen yeniden düşünmemiz gerekiyor” çağrısında bulundu.
“Yapılacak devrim 5,7 trilyon dolarlık ekonomik getiri sağlayacak”
BM’nin 2030 gündemindeki sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için sadece 10 yılın kaldığına dikkat çeken Vakıf Başkanı Guido Barilla; “Mevcut tarımsal gıda sistemlerine acilen müdahale etmemiz gerektiği açıkça görülüyor. Zira gezegenin kaynaklarının sınırsız olduğu inancına dayalı bir kalkınma ve ilerleme fikri artık geçerli değil. Kapsayıcı, kalıcı ve müreffeh bir geleceğin temellerini atmak için gıdaya ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla bakmalı, özel sektörden vatandaşlara kadar ilgili tüm oyuncuları Kalkınma Gündeminin merkezine almalıyız” açıklamasını yaptı.
Systemiq’ten Jeremy Oppenheim, forumda paylaştığı “Daha İyi Büyüme: Gıda ve Toprak Kullanımını Dönüştürmek İçin On Kritik Geçiş” araştırmasıyla, atılacak istikrarlı adımların ekonomik faydaları beraberinde getireceğine işaret etti. Tarımsal gıda sistemlerinin dönüşüm süreci için yılda 300-350 milyar dolar (küresel GSH’nın yüzde 0,3’ünden daha az) tutarında yatırım yapıldığı takdirde, 2030’a kadar yaklaşık 5,7 trilyon dolar (başlangıç maliyetinin 15 katından daha yüksek) getiri sağlanabileceğini, yılda 4,5 trilyon dolara varan yeni iş fırsatlarının da yaratılacağını belirtti.
Hedef 3 yılda 2 milyon metreküp su tasarrufu
Forum sırasında sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme düzenleri benimsemenin su tüketimi ve CO2 salımları üzerindeki etkilerini inceleyen Su-Eatable Life – “Sürdürülebilir beslenme aracılığıyla karbon salımlarını ve su ayak izini azaltma” projesi hakkında yeni bir güncelleme sunuldu. Barilla Vakfı liderliğinde 2020 yılında devreye alınacak proje kapsamında, İtalya ve İngiltere’deki üniversite ve şirket kafeteryalarında sürdürülebilir menüler hazırlanması için yol gösterecek yeni bir dijital platform hazırlanacak. Araştırmaya katılan kişilerin sürdürülebilir bir beslenme modelini benimsemesini sağlayacak üç yıllık proje süresinde yaklaşık 5,300 ton CO2 ve yaklaşık 2 milyon metreküp su tasarrufu sağlanması hedefleniyor. Proje kapsamında, kamu yararına faaliyet gösteren özel bir şirket olan greenApes, toplanan verilerin işlenmesinden sorumlu Wageninen Üniversitesi ve girişimin İngiltere’de geliştirilmesini destekleyen Sustainable Restaurant Association ile iş birliği yapılacak.
Tarımsal gıda sektörü değişimin merkezinde
BCFN Vakfı, forum sırasında Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN), Columbia Sürdürülebilir Yatırım Merkezi (CCSI) ve Siena Üniversitesi Santa Chiara Laboratuvarı (SCL) ile iş birliği içinde yürütülen “Gıda Sektörünü İyileştirmek: Gıda sektörü ve sürdürülebilir kalkınma mücadelesi” araştırmasını da paylaştı. Araştırma ile tarımsal gıda sektörünün dönüşüm sürecini hızlandırmanın yanında; gıda, toprak, su ve denizlerin sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini sağlamak için yapılması gereken eylemler de açıklandı. Araştırmaya göre belirlenen hedeflere ulaşmak için iş uygulamalarının yanı sıra izleme ve raporlama standartlarında da bir değişim gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulan sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla da bunların daha uyumlu, sistematik ve karşılaştırılabilir olması gerekiyor. Bu doğrultuda atılması gereken adımlar ise şöyle sıralanıyor;
– Sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeye katkıda bulunan ürünlerin formüle edilmesi;
– Sürdürülebilir üretim uygulamalarının geliştirilmesi;
– Sürdürülebilir küresel tedarik zincirlerinin oluşturulması;
– İyi kurumsal vatandaşlar olarak faaliyet gösterilmesi.