GE Küresel İnovasyon Barometresi araştırmasına katılan küresel yöneticilerin yüzde 40’ı, Türk yöneticilerin ise yüzde 39’u son beş yılda gerçekleştirdikleri inovasyonların bilançolarını olumlu etkilediğini ve markalarının piyasadaki konumunu güçlendirdiğini belirtiyor.
General Electric (GE) tarafından gerçekleştirilen ve iş dünyasının inovasyon konusundaki yaklaşımını küresel bazda ve Türkiye özelinde mercek altına alan 6. GE Küresel İnovasyon Barometresinin sonuçları bugün açıklandı.
Türkiye’nin de dahil olduğu 20 ülkeyi kapsayan 2.000’in üzerinde inovasyon yöneticisinin katıldığı araştırma; üç boyutlu yazıcının potansiyeli, inovasyonun finansal sonuçlara etkisi, inovasyonda öne çıkan ülkeler, inovasyonda çok uluslu şirketlerin öncülüğü, korumacı politikalara olan yerli ve küresel yaklaşım, popüler olan kavramlar ve inovasyonda yeteneğe duyulan ihtiyaç konusunda önemli sonuçlar ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre, Amerika ve Almanya gibi inovasyona liderlik eden ülkeler hız keserken Japonya ve Çin liderliğindeki Asya ülkeleri ise inovasyonun alternatif merkezleri haline geliyor.
“Türkiye potansiyelini hızla fırsata dönüştürmeli”
Bu yıl altıncısı gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını açıklayan GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan M. Özsoy, inovasyonda başarılı olan şirketlerin veriyi etkin bir şekilde kullandığını ve dijital becerileri iş modelinin merkezine yerleştirdiğini, bunun da Türk şirketleri açısından yol gösterici olduğuna dikkat çekti. Araştırmanın şirketlerin inovasyon yatırımlarının geri dönüşünü artırmaya daha fazla önem vermeye başladığını gösterdiğini belirten Özsoy, bu anlamda son beş yılda gerçekleştirilen inovasyonların Türkiye’deki şirketlerin %39’unun bilançosuna olumlu yansımasının günümüz rekabet ortamında çok anlamlı bir sonuç olduğunu söyledi.
Özsoy, “Türkiye’nin inovasyon ortamında günden güne artan bir iyileşme olduğunu görüyoruz. Araştırmaya göre, Türkiye’deki yöneticilerin % 44’ü ülkemizde inovasyona olanak tanıyan bir ortam olduğunu belirtiyor. Bu sonuç cesaretlendirirken, bir taraftan da Türk şirketlerinin risk alma konusunda çok da iştahlı olmadıklarını ayrıca üst yönetimin çalışanlara yeterince destek olmadığını görüyoruz. Oysa inovasyonun etkisi çok açık ve GE Küresel İnovasyon Barometresi, gelişmekte olan ülkelerin inovasyonda yeni merkezler haline gelebileceğine işaret ediyor. Bu anlamda genç, dinamik ve girişimci nüfus yapısıyla güçlü bir potansiyele sahip olan Türkiye’nin hızlı çözümler üreterek bu potansiyelini zaman kaybetmeden fırsata dönüştürebileceğine inanıyorum” dedi.
Üç boyutlu yazıcıya yatırım yapan şirketler, rekabette öne geçecek
GE Küresel İnovasyon Barometresi araştırması üç boyutlu yazıcının potansiyelinin yöneticileri oldukça heyecanlandırdığını gösterdi. Araştırmaya katılan küresel yöneticilerin yüzde 63’ü, Türk yöneticilerin ise yüzde 79’u üç boyutlu yazıcının pazara pozitif etkisinin olacağını belirtiyor. Yöneticiler, üç boyutlu yazıcının şirketlerin pazara sunduğu ürünler konusunda daha yaratıcı olabileceğini, ürünlerin piyasaya daha hızlı sürülmesini sağlayacağını, maliyetleri azaltıp fiyatları uygun bir seviyeye getireceğini ve daha çevreci olacağına inanıyor. Küresel yöneticilerin yüzde 89’u, Türk yöneticilerin ise yüzde 81’i üç boyutlu yazıcıya yatırım yapan şirketlerin rakiplerini geride bırakacağını söylüyor. Üç boyutlu yazıcının henüz tam potansiyeline ulaşmadığını belirten yöneticiler, üç boyutlu yazıcıdan en fazla ileri teknoloji/bilişim teknolojisi, üretim, tüketici ürünleri ve elektronik sektörlerinin etkileneceğini söylüyor.
İnovasyonların yüzde 40’ı bilançoya olumlu yansıyor
Araştırmaya katılan küresel yöneticilerin yüzde 40’ı, Türk yöneticilerin ise yüzde 39’u son beş yılda gerçekleştirdikleri inovasyonların bilançolarını olumlu etkilediğini ve markalarının piyasadaki konumunu güçlendirdiğini belirtiyor. İnovasyon konusunda başarılı olan şirketlerin yöneticilerinin, %88’i veriyi etkin bir şekilde kullandıklarını, %84’ü dijital becerileri iş modellerine entegre ettiklerini ve %54’ü de dijitalleşmenin yatırımlarının daha etkin bir şekilde ölçülmesine olanak sağladığını ifade ediyor. Yine inovasyonda başarılı olan şirketlerin, yarattıkları değeri yatırımcılara, müşterilere ve kullanıcılarla paylaştıkları görülüyor. İnovasyonda hıza verilen önem azalırken, temel faaliyet alanını korumaya verilen önem artıyor.