Avrupa Adalet Divanı bitki ve hayvanların genetiğinde yapılacak değişiklikleri GDO’lu gıdaların tabi olduğu düzenleme, denetleme ve standartlara tabi tutacak bir karara imza attı. Euronews Türkçe’nin konuya ilişkin haberine göre, karar sonrası İngiltere, Belçika, İsveç ve Finlandiya’da hukuki olarak gri bölgede yer aldığı için devam ettirilen araştırmaların tamamı gerekli izinler çıkana kadar durdurulmak zorunda kaldı.
Euronews Türkçe’den Sertaç Aktan’ın haberine göre, Avrupa Adalet Divanı bitki ve hayvanların genetiğinde yapılacak değişiklikler konusunda on yıldır devam etmekte olan tartışmaya son noktayı koydu. Buna göre Avrupa’da bitki ve hayvanlar üzerinde genetik oynamalar yapmak isteyen bilim insanları ve endüstriler GDO’lu gıdaların tabi olduğu düzenleme, denetleme ve standartlara tabi tutulacak. Bilim dünyasında yapılan çalışmaları yakından ilgilendiren karar ne anlama geliyor?
Çevreciler ve hayvan hakları örgütleri için zafer
CRISPR-Cas9 gibi gen-biçimlendirme biyoteknolojilerinin keşfedilmesi ve bu yöntemlerin günümüzde son derece basit ve ucuz hale gelmesi tüm dünyada hem bilim insanlarını hem de iş dünyasını cezbediyor. Konu sağlık, çevre ve etik açıdan pek çok tartışmayı beraberinde getirmekte. Avrupa Birliği’nde gen-biçimlendirmenin faydaları ve zararları noktasında uzun süredir devam eden büyük tartışma çevrecilerin zaferi ile sonuçlandı.
Genetiği ile oynanmış organizma yani GDO kuralları şimdiye kadar sadece işlenmiş veya işlenmemiş gıda ürünlerini kapsıyordu. Bu kararla henüz doğmamış bir hayvanın genetiği ile oynanıyorsa bu pratik de sıkı kurallara ve düzenlemelere bağlı olacak.
Birçok ülkede ar-ge çalışmaları durduruldu
Karar sonrası İngiltere, Belçika, İsveç ve Finlandiya’da hukuki olarak gri bölgede yer aldığı için devam ettirilen araştırmaların tamamı gerekli izinler çıkana kadar durdurulmak zorunda kaldı.
Adalet Divanı yargıcı gerekçeli kararında şu ifadelere yer verdi: “Genlerinde yapay olarak mutasyonlar meydana getirilen organizmalar ‘Genetiği ile oynanmış organizmalar’dır. Dolayısı ile GDO’ya ilişkin düzenlemelerin sahasına girerler ve buna ilişkin oluşturulmuş sorumlulukları aynen taşırlar.”
Davayı kazanan tarafın kullandığı en güçlü argümanlardan biri de sağlık konusu oldu. Nitekim bir Fransız tarım sendikası olan Paysanne Konfederasyonu tarafından mutasyon tekniklerinin pestisitlere dayanıklı bitkiler yaratmak için kullanılacağı ve bu bitkilerin de insan sağlığına orta ve uzun vadede ciddi potansiyel zararları olabileceği öne sürüldü.
Gen-biçimlendirmenin potansiyel zararları bulunuyor
Son çalışmalar da gen-biçimlendirme teknolojilerinin etkilerini henüz kestirilmesinin zor olduğunu ortaya koyuyor. Nature dergisinde yayınlanan makale CRISPR-Cas9 yönteminin zincirleme şekilde sürekli daha büyük genetik bozukluğa yol açabilme potansiyeli olduğu ve patojenik (mikrobik/hastalık yapıcı) sonuçları olabileceği kaydedildi.
Bu karar sadece AB içerisinde yapılacak girişimleri etkilemiyor, aynı zamanda AB ülkeleri ile ticaret yapmak isteyen tüm diğer ülkeler de genetiği ile oynanmış bitki ve hayvanları varolan GDO standartlarına uymadan Avrupa’ya sokamayacak. ABD’li biyoteknoloji firması Cibus halihazırda AB karar mekanizmalarını bypass ederek Avrupa pazarına pestisitlere dirençli Kanola (Kolza) çiçeği tohumunu satma girişiminde bulunmuştu.
Eğer ABD ve birkaç önemli ülkede daha benzeri standartlar kabul görürse dünya genelinde genetik çalışmalar için bir çerçeve çizilmiş olacak ancak bu şimdilik zor bir ihtimal olarak görülüyor.
Firmalar karardan memnun değil
Avrupa’da bu kararın bilimsel çalışmalar ve gelecek için bir ilerleme değil aksine geri adım olduğunu ve inovasyonun darbe alacağını düşünenlerin sayısı da oldukça fazla. Ayrıca Dow Dupont ve Monsanto gibi dev zirai ilaç şirketleri genetik konusunda milyarlarca dolarlık ar-ge yatırımları yapmış durumda. Bu firmalar yatırımlarının çiftçilere daha ileri teknoloji ürünler olarak dönmeyecek olmasının işsizliğe ve ticaret kaybına yol açacağını ileri sürüyor.
Öte yandan Greenpeace ve benzeri çevre örgütleri kararı bir zafer olarak görüyor ve gerekli önlemler alınmadan GDO’lu organizmaların doğaya salınması fikrinin en başından beri kötü ve sorumsuzca bir fikir olduğunu hatırlatıyorlar.
Kaynak: Euronews Türkçe