İstanbul Okan Üniversitesi Gastronomi Bölüm Başkanı Doktor Öğretim Üyesi İlkay Gök “Yıllardır Omega-3 için somon denilerek büyük aldatmaca yaşatıldı” diyor. Gök kendi balıklarımızı görmezden gelmemize neden olan bu büyük hatayı artık düzeltmemizin şart olduğunu ifade ediyor: “En zengin Omega-3 kaynağı balıkların başında denizlerimizin balığı uskumru gelir.Uskumru mevsimindeyiz ve sadece lezzeti için değil sağlık için de uskumruyu mutlaka yemeliyiz. Izgarada, çok az yağla tavada veya fırında pişirilen uskumru çok sağlıklıdır.”
Unutkanlığa iyi geliyor!
Bilimsel araştırma sonuçları uskumrunun çok yüksek miktarda omega-3 içerdiğini göstermektedir. Uskumruda omega-3/omega-6 oranı ortalama yüzde 10’dur. Bu yüksek oran kalp sağlığı ve kanser gibi önemli pek çok hastalıktan korunmak için önemlidir.
Somon, hamsi ve istavrite göre uskumrunun omega-3 miktarı çok daha yüksektir, neredeyse sardalyenin omega-3 miktarına yakındır. En yağlı olduğu kış aylarında, özellikle Kasım-Aralık’ta doğal omega-3 için uskumru tüketin. Unutkanlığı olanlar, yaşlılar, çocuklar, sınava hazırlanan öğrenciler, kalp hastalığı olan hastaların şifa niyetine bol bol uskumru tüketmeli.
Uskumru mineral ve vitamin deposudur
Uskumru vücudumuz için gerekli vitamin ve mineralleri içerir. Yağda çözünen vitaminler A, D, E ve K’nın yanında yüksek miktarda Niasin, B1, B2, B6, B12 vitaminleri, Kolin vitaminleri bulunur. 100 gr uskumru vücudumuzun ihtiyacı olan B12 vitaminin yüzde 145’ini, D vitamininin yüzde 90’ınını ve niasinin yüzde 45’ini sağlar.
Çocukların kemik gelişimi için çok önemli
Özellikle çocukluk dönemlerinde içinde bulunan proteinden kaynaklı olarak çocukların kemik gelişiminde etkilidir. Göz sağlığı açısından bulunmaz bir nimet olan uskumru karaciğer ve akciğerin kendisini yenilemesi noktasında vücut için önemli destek verir. Ayrıca uskumru balığının içinde bulunan enzimlerin hafızayı güçlendirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Kanser riskini azaltıyor, yaşlanmayı geciktiriyor
Yapısında kalsiyum, fosfor, potasyum, selenyum ve magnezyum mineralleri yüksek miktardadır. Günlük selenyum ihtiyacımızın yüzde 63’ünü sağlar. Güçlü bir antioksidan olan selenyum, bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanser riskini azaltır. Hücreleri korur ve yaşlanmayı geciktirir. Doku esnekliğini arttırarak ve kalp hücrelerini destekleyerek kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur. Başta sperm üretimi ve canlılığı olmak üzere, üreme sağlığında rol alır. Vücuttaki zehirli maddelerin zararlı etkilerini azaltır ve vücuttan atılmalarına yardımcı olur. Karaciğerin faaliyetlerini düzenli olarak sürdürmesine katkıda bulunur. Uskumru az miktarda cıva bulundurduğu için hamilelerin tüketiminde dikkat etmesi gerekir.
Uskumru için en sağlıklı ve lezzetli pişirme yöntemleri
Eti lezzetli oldukça olan uskumrunun ızgarası, tavası, dolması, buğulaması ve çirozu hazırlanır. Tütsülenmiş ve konserve uskumru, balıkçılık endüstrisi gelişmiş Atlas Okyanusu ülkelerinin en önemli ihracat ürünleri arasındadır.
Şubat başına kadar yağlı olan uskumrunun ızgarası, kağıt kebabı, dolması, köftesi ve tuzlaması çok lezzetli olur. Şubattan itibaren yağını kaybetmeye başladığından tavası yapılabilir. Yazın yakalananlar ise plaki ve tava için uygundur. İlkbaharda Karadeniz’e dönüş yapan uskumrular yağsız ve iridir. Bu haline çiroz denir. Çiroz eskiden uzun süreli saklamak için kurutulurdu. Kurutulmuş halinin esas adı çiroz kurusuyken geçen zaman içinde ismi kısaltılarak kurutulmuş balığa yalnızca çiroz denmeye başlanmıştır.
Uskumrunun tazeyken eti kırmızı, sulu, derisi canlı ve parlaktır. Bayatladığında deri rengi matlaşır ve kırmızı rengi solar.