AB ile ABD arasında müzakereleri devam eden TTIP sürecindeki gelişmelerin yakından izlenmesi gerektiğini söyleyen İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “Olası bir TTIP anlaşmasından doğrudan etkileneceğimiz gözden kaçırılmamalı.” dedi.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Bugün 13’üncü tur müzakereleri yapılan TTIP sürecine tarafların hız vererek 2016 yılının sonunu hedeflediklerine dikkat çekti. Zeytinoğlu, her iki taraf için hassasiyet taşıyan konuların müzakere sürecinin ileri aşamalarına ertelenmesinin süreci yavaşlatabileceğini ancak 2017 yılında Türkiye’nin de AB ile Gümrük Birliği’nin modernizasyonu için müzakerelere başlayacağını ve olası bir TTIP anlaşmasından doğrudan etkileneceğimizin gözden kaçırılmaması gerektiğini hatırlattı. “İKV olarak TTIP müzakerelerini yakından izlemeyi sürdürüyoruz.” diyen Zeytinoğlu, yazılı açıklamasında TTIP müzakerelerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Yaklaşık üç yıldır devam eden TTIP müzakerelerinin 13’üncü turu için 25-29 Nisan 2016 tarihlerinde New York’ta bir araya gelen tarafların öne çıkan gündem maddesini AB ve ABD şirketlerinin karşılıklı pazara erişimlerini kolaylaştırmaya yönelik önlemler oluşturuyor. Bunun dışında ticaret önündeki teknik engeller ile sağlık ve bitki sağlığına ilişkin standartlar ve yatırımların korunması ele alınacak diğer konular olarak dikkat çekiyor. Hatta geçtiğimiz turda, AB’nin Yatırım Mahkeme Sistemi’nin oluşturulmasına ilişkin önerisinin bu turda taraflarca ayrıntılı olarak inceleneceği tahmin ediliyor.”
“ABD çevre ve iş gücüne ilişkin bağlayıcı kurallar istiyor”
“Kurallara ilişkin şu ana kadar yapılan görüşmelerde en çok ilerleme kaydedilen alanların başında sürdürülebilir kalkınma geliyor. Bu konuya ilişkin ilk teklif metnini AB tarafı Ekim 2015’te, karşılık metnini ise ABD Şubat 2016’ta sunmuştu. Sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin önerilerin bu turda değerlendirilme olasılığı yüksek görülüyor. TTIP kapsamında sürdürülebilir kalkınma konusunda hazırlanan bölümün AB açısından önceki ticari anlaşmalarının ötesine geçeceği belirtiliyor. ABD tarafı, çevre ve iş gücüne ilişkin belirlenecek kuralların bağlayıcı nitelik taşıması hususuna büyük önem veriyor.
Pazara erişim kapsamında ise kamu alımlarının önemli bir gündem maddesi oluşturacağı tahmin ediliyor. Geçtiğimiz turda kamu alımlarına ilişkin görüşmelerde istenilen düzeyde ilerleme kaydedilememesi üzerine, taraflar konuya ilişkin görüşmeleri tur sonrasında yürütmeye devam etmişlerdi. AB şirketlerinin Amerikan kamu alımı pazarına erişimde büyük zorluklar yaşamaları nedeniyle, müzakerelerde AB tarafının bu konuda çok talepkar bir tutum alacağı anlaşılıyor. AB sadece federal değil yerel düzeydeki kamu alımlarının da AB şirketlerine açık olmasını istiyor. Ancak bu konuda ABD’nin ne kadar taviz vereceği de bir tartışma konusudur.”