Türkiye, zor bir yılı geride bırakıyor. Uzmanlar, 2017’de en çok Fed, AB ve anayasa değişikliği referandumunun konuşulacağını belirtiyor.
Türk varlıkları açısından zor bir yılı geride bıraktığımızı ifade eden İntegral Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu, 2017 yılına ilişkin beklenti ve değerlendirmelerini paylaştı. Türkiye’nin 2016 yılını yaklaşık yüzde 2,4 büyüme ile kapatacağı tahmininde bulunan Turşucu, 2017’ye ilişkin beklentileri konusunda şöyle konuştu:
“Enflasyon ve cari açık konusunda görünüm başarılı”
“Avrupa Birliği’ne (AB) yönelik dağılma senaryoları, Brexit, 15 Temmuz darbe girişimi, Moody’s’in kredi notumuzu indirmesi, anayasa değişikliğinin gündeme gelmesi ile siyasi sahnenin yeniden ısınması, başkanlık tartışmaları, ABD seçimlerinden çıkan sürpriz sonuç ve dolardaki güçlenme gibi küresel ve yerel boyutta etkili olan pek çok olay yaşadık.
Türkiye 2016 yılını yaklaşık %2,4 büyüme, %7,5 ila %8 arasında bir enflasyon, %11,3 işsizlik ve milli hasılanın %4,2’sinde oluşacak 34-35 milyar dolar civarında bir cari açık ile kapatacak gibi görünüyor. Bunlardan enflasyon ve cari açık konusunda görünüm başarılı olarak ifade edilebilir. Uzun zamandan beri ilk defa hedefe yakın bir enflasyon ile yılı kapatacağımız söylenebilir. Cari açıkta ise son aylarda gerileme dursa bile %4,2-%4,5 seviyeleri sürdürülebilir seviyeler. Bununla birlikte işsizlik ve büyüme konusunda beklentilerin gerisinde kalıyoruz. Her ikisinde de küresel ekonomik gelişmeler ve sermaye akışlarının yavaşlaması gibi küresel faktörler etkili olurken, içeride Türkiye’ye özgü nedenler etkili oldu.”
“Yeni yılda Fed konuşacağız”
“2017 yılına aktardığımız konuların başında Fed, AB ve referandum konuları geliyor. Yeni yılda yine bol bol Fed konuşacağız. Faiz artırımlarının hızı küresel piyasaları etkilemeye devam edecek. Diğer yandan 20 Ocak tarihinde ABD’de başkanlık koltuğuna oturacak Donald Trump’ın ilk 100 günlük icraatları ve sonuçları piyasalar açısından belirleyici olacak. Yeni yıl AB‘de seçim yılı olurken, çıkacak sonuçlar AB’nin geleceğini masaya yatıracak. İlk olarak 12 Şubat tarihinde Almanya cumhurbaşkanlığı seçimleri ile AB’de seçim maratonuna başlayacağız. Ardından Mart ayında Hollanda parlamento seçimleri, Nisan’da Fransa cumhurbaşkanlığı ve Haziran’da ise Fransa’da genel seçimler olacak. Bu arada Mart ayına kadar İngiltere’de Brexit konusu netlik kazanacak.
İçeride ise Nisan ya da Mayıs ayında beklenen başkanlık referandumu piyasaların üzerinde baskı yaratabilir ve bekle-gör süreci etkili olabilir. Yurtiçinde bir diğer önemli beklenti ise 27 Ocak’ta yapılması beklenen Fitch’in kredi notu değerlendirmesi olacak. Negatif görünüme sahip olduğumuz Fitch nezdinde kredi notumuzun indirilmesi durumunda tek sahip olduğumuz yatırım yapılabilir notunu da yitirmiş olacağız ve bu durum fon çıkışlarının devam etmesine neden olabilir. Böyle bir durumda TL’deki kırılganlık artabilir. Fitch’in pas geçmesi durumunda ise iç ve dış diğer gelişmeler gündemde daha ağırlıkta olacak gibi görünüyor. Ancak TL’deki hassas görünüm yılın ilk çeyreğinde de hem TCMB hem piyasalar üzerinde baskı yaratmaya devam edebilir.”
“Merkez, faiz artırımından kaçınacak”
“TCMB’nin 2017 yılında sadeleştirme sürecini korumasını bekliyoruz. Merkez Bankası’ndan yeni bir kalıcı kur baskısı gibi gelişmeler dışında zorunlu kalmadığı sürece faiz artırımından kaçınacağı şeklinde mesajlar alıyoruz. Enflasyondaki yükselişin ne şiddette olacağını bir süre izlemesi ve bu süreç içerisinde sıkı duruşunu koruması muhtemel görünüyor.”
Piyasa Beklentileri: petrol güçlü seyrini koruyacak
“2017’nin ilk çeyreğinde arz kısıntısını cebine koyan petrol güçlü seyrini koruyacak gibi görünüyor. Mevcut şartlar altında 60$ seviyesi petrol için ulaşılmayacak bir hedef değil. Diğer yandan ons altın ise kritik seviyeler olan 1,050$ seviyelerine oldukça yaklaştı ve uzun süredir olumsuz gelişmeleri fiyatlıyor. 2017 yılında altındaki düşüş eğilimi giderek azalabilir ve yerini 1,200$ seviyesine doğru yükselişe bırakabilir. Ancak bu yükselişin yılın ilk çeyreğinde gelmesi zor bir olasılık. İlk çeyrek dönemde altında zayıf seyirler devam edebilir. TL tarafında Fitch’den not indirimi gelmesi zaten TCMB’nin faizlere dokunmamasının ardından artan kırılganlığın daha da artmasına neden olabilir ve yeni zirveler görülebilir. Aksi durumda ise gelişen ülkelere yönelik çok güçlü rüzgârlar oluşmadıkça 3,45 seviyeleri taban olabilir. Euro/dolar paritesinin mevcut şartlar altında yılın ilk çeyreğinde 1 seviyesine yakınsaması beklenebilir. Borsa tarafında ise yeni yıla hem dolar bazında hem de diğer gelişen ülke borsalarına kıyasla negatif ayrışmış ve yabancı yatırımcı açısından cazip bir seviyede giriyoruz. Yılın ilk ayı içerisinde 80,000 seviyesine doğru yükselişler şaşırtıcı olmayabilir. Ancak sonrasında belirsizler endekste baskı yaratabilir.”