Türkiye, 27 Kasım 2014 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Konseyi’nde kabul edilen Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nı onayladı. Karar, aynı zamanda Türkiye’nin anlaşmayı iç hukukunun bir parçası haline getirme yolundaki ilk adımı oldu.
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca 14 Aralık 2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan, “Dünya Ticaret Örgütünü Kuran Marakeş Anlaşmasını Tadil Eden Protokol ile Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” yasalaşarak, 5 Mart Cumartesi günü Resmi Gazete’de yayımlandı. Ticareti kolaylaştırma, küresel gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi ile gıda ve stoklarının yönetimi olmak üzere 3 alanı kapsayan Çok Taraflı Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması, ülkeler arasındaki teknik engellerin kaldırılması, gümrük masraflarının indirilmesi ve az gelişmiş ülkelere belli hakların verilmesini öngörüyor.
Endonezya’nın Bali adasında 3-6 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilen DTÖ 9. Bakanlar Konferansı sonunda müzakereleri tamamlanan, Doha Kalkınma gündemini oluşturan parçalardan biri olan ve gümrük dünyasını doğrudan ilgilendiren söz konusu anlaşma, DTÖ’ye üye 162 ülkenin üçte ikisi (108 üye ülke) tarafından onaylandığında yürürlüğe girecek. Bugüne kadar 10 G20 ülkesinin, toplamda ise 63 ülkenin onayladığı anlaşma ile ticari prosedürlerin basitleştirilmesinin yanı sıra başta gümrük işlemleri olmak üzere bilgi teknolojileri ve otomasyonun uygulanması yoluyla dış ticaret ve lojistik altyapısının güçlendirilmesi hedefleniyor.
DTÖ, söz konusu anlaşmayla dünya ticaretindeki sınırlamaların kaldırılması, özellikle bürokrasinin kademeli olarak küçültülmesi, sanayi ülkelerinin gelişmekte olan ülkeler için uyguladığı ithalat gümrüklerinin ve kendi ürünlerine uyguladığı tarım sübvansiyonlarının da azaltılmasını amaçlıyor.
Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın getireceği ekonomik faydaya ilişkin çeşitli uluslararası kuruluşların çalışmalarına göre; Anlaşma’nın ticaret yapma maliyetini ülke gruplarına göre değişmekle birlikte, %15,1 ile %12,9 arasında değişen oranlarda aşağıya çekme potansiyeli bulunduğu belirtiliyor. Böylece, Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın ticaret maliyetlerini azaltarak, küresel ölçekte milli geliri 400 Milyar ile 1 Trilyon ABD Doları değerinde artıracağı öngörülüyor.
Diğer taraftan, Anlaşmada yer alan yükümlülükler büyük çoğunluk itibarıyla, Türkiye’de halihazırda devam ettirilen uygulamaları içeriyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından imzalanarak, 14 Aralık 2015 tarihinde TBMM’ye sunulan Kanun tasarısı üzerinde Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu tarafından hazırlanan raporda; “Bu itibarla, Anlaşma’nın ülkemizce uygulamaya konması, ülkemize ilave bir uygulama maliyeti getirmeyecektir. Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın uygulanması hususunda gelişmekte olan ve en az gelişmiş DTÖ Üyelerine ciddi esneklikler tanınmış olmakla birlikte, bu alandaki öncü ülkelerden biri olarak ülkemiz, söz konusu Anlaşma’nın 7.9 No’lu “Bozulabilir Eşya” başlıklı Maddesi dışındaki tüm yükümlülükleri Anlaşma yürürlüğe girer girmez uygulayacağını taahhüt etmiştir. 7.9 Maddesi için ise bir geçiş dönemi söz konusu olacak olup, geçiş döneminin süresi, Anlaşma’nın yürürlüğe girişi öncesi DTÖ’ye iletecektir. Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın DTÖ Kurucu Anlaşması (Marakeş Anlaşması)’na Ek 1A’sının bir parçası haline getiren Protokol ile Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın onaylanarak yürürlüğe girmesi, ihracatı ekonomik büyümede önemli bir unsur olarak değerlendiren ülkemiz açısından faydalı olacaktır.” değerlendirmesine yer verildi.
Raporda ayrıca anlaşmanın yararlarına ilişkin şu ifadeler yer aldı:
“Özellikle yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde ticari işlemleri kolaylaştıracağı, bu ülkelerle gerçekleştirilen ticaret hacminde bir artış yaşanacağı düşünüldüğünde Anlaşmanın dünya ticareti ve çok taraflı ticaret sistemine olumlu etkileri olacaktır.
Uzun vadede ticaretin kolaylaştırılması önlemlerinin ülkelerin hammaddelere daha kolay ulaşmalarına ve küresel arz zincirine daha çok katılmalarına imkân sağlayacaktır. Bununla birlikte ticari maliyetleri düşürücü, rekabeti artırıcı etkide bulunacaktır.”
Raporda; anlaşmayı büyük oranda yürütecek idarenin gümrük idaresi olduğu, ithalat ve ihracata ilişkin vergilendirme hususunda Ekonomi Bakanlığının, gıda maddelerinin sınır kontrolleri konusunda ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının da Anlaşmanın uygulanmasında sorumlulukları bulunduğu belirtiliyor.
Temel olarak 3 bölüm, 24 madde ve 1 ekten oluşan Anlaşmanın 12 maddelik ilk bölümü; dış ticaretin şeffaflığı ve öngörülebilirliğine ilişkin hükümler ile sınır geçiş işlemlerinin modernize edilmesi ve gümrük formalitelerinin ortadan kaldırılması, bürokrasinin azaltılması, ücret ve harçların mümkün olduğunca aza indirilmesi ve transit serbestisi konusunda hükümler içeriyor.
Anlaşmanın ikinci bölümü, temel olarak gelişmekte olan ülkeler ve az gelişmiş ülkelerin lehine hükümler içerirken; son bölümde ise özellikle DTÖ üyesi ülkelerde anlaşma hükümlerinin doğru uygulanıp uygulanmadığının takibi için ticaretin kolaylaştırılması ulusal komitesinin kurulması hükmü düzenleniyor.
Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı’nda geçen yıl Kasım ayında düzenlenen Antalya Zirvesi’nde ülkemizin de aralarında bulunduğu G 20 ülkesi liderleri, Dünya Ticaret Örgütü Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının uygulamaya geçirilmesi için çabalarını artırmayı taahhüt etmişlerdi.
Yine, G 20 üyesi ülkelerin iş dünyası temsilcilerini bir araya getiren “Business 20” zirvesinde Türk iş dünyası temsilcileri de dâhil olmak üzere, G 20 iş çevrelerinin, Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının bir an evvel yürürlüğe konulması çağrısında bulunmuşlardı.