Tüketicilerin %58’i, ürünleri taklit/sahte olduğunu bilerek satın alıyor

0
592
Tüketicilerin % 58’i, ürünleri taklit/sahte olduğunu bilerek satın alıyor.

Marka Koruma Grubu (MKG), taklit, sahte ve kaçak ürün ticareti nedeniyle Türkiye’nin uğradığı zararların büyük boyutlara ulaştığını açıkladı. Türkiye dünyanın en büyük sahte üreticisi Çin’in ardından ikinci sırada bulunurken, Türk tüketicilerin %58’i ise ürünleri taklit/sahte olduğunu bilerek satın alıyor.

Dünya Gümrük Örgütü’nün 21. Yüzyılın suçu olarak tanımladığı, “taklit, sahte ve kaçak ürün ticareti”, dünya ekonomilerinin her geçen gün büyüyen sorunlarının başında geliyor. Dünya çapında sahte, taklit ve kaçak mal ticareti yılda ortalama %15,6 oranında artıyor. Sadece gümrüklerden elde edilen verilere göre bu yasa dışı faaliyetin boyutu 461 milyar dolara ulaşmış durumda. Ülke içinde üretilen ve tüketilen sahte, taklit ve kaçak mallar ile internet üzerinden dağıtılan korsan dijital ürünler de dahil edildiğinde, sahte, taklit ve kaçak ticaretinin dünya ölçeğinde hacminin 1,7-1,8 trilyon dolara çıkmış olabileceği tahmin ediliyor. Türkiye’de ise bu illegal ticaretin büyüklüğü 17,2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Marka Koruma Grubu (MKG) Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür’ün verdiği bilgiye göre, bu büyüklükteki bir yasadışı ticaret nedeniyle kamunun vergi kaybı yaklaşık 7,2 milyar dolara ulaşmış durumda.

Marka Koruma Grubu (MKG) Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür

Yasadışı ticaret ile mücadele edilmesi ve ticari marka haklarının etkin bir biçimde korunması amacıyla kurulan ve ülkemizde faaliyet gösteren 300’e yakın yabancı ve 30’dan fazla yerli markayı temsil eden Marka Koruma Grubu, 26 Ocak Dünya Gümrük Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.

Taklit, sahte ve kaçak eşya ticaretinin, sadece büyük uluslararası markaların meselesi olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Ali Ercan Özgür, yasadışı bu faaliyetlerin bir taraftan KOBİ’lerin gelişmesinin önünü tıkarken diğer taraftan da ülkemizdeki mevcut ve potansiyel doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının önüne set çekerek, vergi ve istihdam kayıplarına yol açtığını ve ülke ekonomisine büyük zararlar verdiğini söyledi. “Bu faaliyetlerinin yol açtığı sorunların başında insan sağlığı ve güvenliği açısından yol açtığı riskler gelmektedir” diyen Özgür, tüketicilere, hem sağlıklarını, hem de ülke ekonomisini tehdit eden kaçak ve sahte ürünlere karşı duyarlı olmaları ve mücadeleye katkı sağlamaları çağrısı yaptı.

Dr. Özgür, sahte veya taklit piyasasının mevcut büyüklüğü ile kayıtlı sektörde yaklaşık olarak 90.000 istihdam yaratmanın mümkün olduğunu; İstanbul–Ankara Hızlı Tren projesinin km başına maliyetinin 3.5 milyon dolar olduğu düşünüldüğünde 7,2 milyar dolarlık vergi kaybı ile ortalama 3.000 km’lik yeni hızlı tren hattı çalışması, 6 Yavuz Sultan Selim Köprüsü, yaklaşık 200 futbol stadı, 6 Marmaray yapılabileceğini, bu kayıplar giderilebilirse yaklaşık 6 adet İstanbul–Ankara uzunluğunda hızlı tren projesinin hayata geçebileceğini söyledi.

Gümrüklerde kaçakçılıkla mücadele için, nükleer madde detektörleri, uzaydan araç takip sistemleri, hareket kabiliyeti yüksek deniz botları, kapalı devre plaka okuma sistemleri gibi pek çok yeni sistemin devreye sokulduğunu, bu çalışmaların taklit, sahte ve kaçak ürün girişini önemli ölçüde azalttığına dikkat çeken Özgür, “Ancak, alınan önlemlere rağmen sektörün giderek büyüme eğiliminde olduğunu gösteren birçok bilgi ve veri mevcuttur” dedi.

Korsan ve kaçak piyasasının büyüklüğünün doğru olarak ölçümlenmesinin olanaksızlığına işaret eden Özgür, Marka Koruma Grubu olarak Türkiye’de taklit, sahte ve kaçak ürünler piyasasında arz ve talebi belirleyen koşulları belli bir teorik çerçeve içinde ortaya koymayı hedefleyen yeni bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek, “Türkiye’de bu piyasanın kuramsal çerçevesini oluşturan ilk rapor niteliğindeki bu çalışmanın sonuçlarını kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.

Türkiye, Çin’den sonra ikinci sırada

Türkiye, gümrüklerde dört veya daha fazla sektörde sahtecilik tespit edildiği en fazla raporlanan 10 ülke arasında ön sıralarda yer alıyor. OECD’nin Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi EUIPO ile birlikte hazırladığı son rapora göre, Türkiye dünyanın en büyük sahte üreticisi Çin’in ardından ikinci sırada bulunuyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin 2013 yılında yaklaşık 1,5 milyar dolar civarında sahte veya taklit ürün ihracatı yaptığı tahmin ediliyor.

Verilerle yasa dışı ürün ticareti (1)

* Dünya Gümrük Örgütü’nün verilerine göre tüm dünyada gümrüklerde ele geçen sahte ürünler arasında değer cinsinden ilk beş ürün: aksesuarlar (%29), saatler (%27) elektronik ürünler (%12), diğer ürünler (%8) ve giyim eşyaları (%8).

* Türkiye’de tüketicilerin %58’i, ürünleri taklit/sahte olduğunu bilerek satın alıyor. Bu oran Batı Avrupa’da %28.

* Ankara Ticaret Odası tarafından hazırlanan bir rapora göre sahte parfüm, sahte şampuan, sahte çamaşır deterjanı, sahte çamaşır suyu, sahte bulaşık deterjanı, sahte diş macunu, sahte ped, sahte çocuk bezi gibi kadınların en çok kullandığı ürünler olan kozmetikler ve temizlik malzemeleri en çok sahtesi üretilen ürünler arasında.

* Türkiye’de 2015 yılı itibariyle kaçak sigara oranı %13.3. Devletin kaçak sigara nedeniyle uğradığı yıllık vergi kaybı 5 milyar TL.

* 2015’te 258 bin şişe kaçak/sahte içki, 143 milyon paket kaçak sigara, 4.4 milyon litre kaçak akaryakıt, 3,2 milyon adet ilaç, 286 bin adet cep telefonu, ele geçirildi. (KOM-Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı 2015 Raporu)

*2015 yılında ele geçirilen kaçak ürün ve eşya önceki yıla göre yüzde 24 arttı (KOM 2015 Raporu)

* G20 ülkelerinin hükümetlerinin ve vatandaşlarının her yıl uğradıkları zarar 125 milyar Euro’yu, istihdam kaybı ise 2,5 milyonu buluyor.

(1) MKG’nin “21. Yüzyılın Sorunu: Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünlerin Ticareti” başlıklı özel araştırma raporu kapsamındaki verilere dayandırılarak verilen bilgiler. Rapor, önümüzdeki günlerde MKG tarafından kamuoyu ile paylaşılacak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz