Serbest ticaret anlaşmalarına karşı giderek artan siyasi tepki, ticaret hacmini arttırmanın istihdamı tetikleyip, ürün fiyatlarını düşürerek küresel büyümeye katkı sağladığını savunan ekonominin önde gelen liderlerini kaygılandırıyor. Amerika’nın Sesi’nde (VOANews) yer alan habere göre, Pasifik Ticaret Anlaşması, ABD’de iki partinin de seçim kampanyasında eleştirilerin hedefi olurken, Cumhuriyetçi aday Donald Trump, devasa ticaret anlaşmasını ‘felaket’ olarak tanımladı.
Koreli dev nakliye şirketi Hanjin, küresel ticaretin yavaşlamasından nasibini aldı ve iflas etti.
Şirketin birçok çalışanı, liman ücreti ödenemediği için, acil bir anlaşma planı devreye girinceye kadar açık denizde mahsur kaldı.
Dünya Ticaret Örgütü’ne göre, küresel ticaret finansal krizden buyana en yavaş seyre girdi ve ticaret hacmi bu yıl sadece yüzde 1,7 büyüdü.
Ticari anlaşmaları destekleyen kesime göre, durdurulan ticari anlaşmalar, ticari büyümeyi yavaşlatan etkenlerden biri.
Ancak Transpasifik Yatırım Ortaklığı’na karşı çıkan Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump, hatalı ticari anlaşmaların milyonlarca iş imkanını öldürdüğünü savunuyor.
‘Bu anlaşma, bir felaket. Buna izin veremeyiz. Tam bir facia olur.’
Chicago’da konuşan Uluslararası Para Fonu IMF Başkanı, ticaretin ekonomik büyümede kilit rol oynadığını söyledi.
‘Ticareti kısıtlamak, ciddi bir ekonomik hata olur. Çünkü ekonominin sektörlerine yardım edip korumak yerine, ticareti kesmek, çalışanların ve ailelerini önemli ekonomik fırsatlardan alıkoyar, tedarik zincirlerini kasıp kavurur ve birçok temel ürünün maliyetini arttırır.’
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ticari anlaşmalarının, ülkenin nüfuzu, diplomasisi ve güvenliğine de katkıda bulunduğunu söyledi.
‘Eğer TPP’yi reddedersek çok büyük bir geri adım atmış oluruz. Bu hayati platformdan geri adım atmamız demek, hem Asya Pasifik bölgesindeki liderlikten uzaklaşmamız, hem de çıkarlarımızı korumaktan ve evrensel değerlerimizi geliştirmekten uzaklaşmamız demek olur.’
Kerry’ye göre, başarılı bir ticari anlaşma, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan ve 21’nci yüzyıl tarihinin büyük ölçüde yazılacağı Pasifik bölgesindeki olaylara Amerikalılar’ın yön vermesini de sağlayacak.
Kaynak: http://www.amerikaninsesi.com/p/3781.html