Rekabet soruşturmaları: Düzenleyici otoriteler şeffaf mı?

0
866
Özgürlük Araştırmaları Derneği, Türkiye'de düzenleyici kuruluşlar ve hukuk devleti' üzerine bir yıldır yapılan çalışmanın detayını Türkiye'de Regülasyon ve Hukuk Devleti' konulu konferansta paylaştı.

Türkiye’de düzenleyici kuruluşların işleyişlerini şeffaflık ve bağımsızlık kriterleri etrafında inceleyen ‘Düzenleyici Otoritelerin Şeffaflığı; Türkiye’deki Rekabet Soruşturmalarının Şeffaflığının İncelemesi’ araştırmasına göre, Türkiye’de rekabetin şeffaflık düzeyi dünya ile kıyaslandığında çok yüksek. Ancak uygulamada iki temel sorun var.

Özgürlük Araştırmaları Derneği, ‘Türkiye’de düzenleyici kuruluşlar ve hukuk devleti’ üzerine bir yıldır yapılan çalışmanın detayını ‘Türkiye’de Regülasyon ve Hukuk Devleti’ konulu konferansta paylaştı.

Prof. Dr. Murat Çokgezen raporun ‘Düzenleyici Otoritelerin Şeffaflığı; Türkiye’deki Rekabet Soruşturmalarının Şeffaflığının İncelemesi’ sunumunda, Türkiye’de rekabetin şeffaflık düzeyinin dünya ile kıyaslandığında çok yüksek olduğunu belirtti.

Hollanda Büyükelçiliği, Alman Freadrich Naumann Vakfı ile ABD’den Atlas Network’un katkılarıyla Ankara Rixos Otel’de düzenlenen konferansın açılışında Özgürlük Araştırmaları Derneği Başkanı Doç. Dr. Bican Şahin konuştu. Şahin, hukuk devletinin çok genel olarak bir toplumun siyasal, sosyal ve ekonomik ilişkilerini açık genel ve öngörülebilir kurallar temelinde yürütüldüğü bir süreç olduğunu hatırlattı.

Şeffaflık ve bağımsızlık kriterleri

Bir hukuk devletinde sadece yönetilenler değil aynı zamanda yönetenlerin de bu genel kurallara tabi olduğunu anlatan Şahin, “Bir cümle ile ifade edersek, hukuk devletinin alameti, farikası, onun güçlünün otomatik olarak haklı olduğu bir süreç olmayıp güçsüz fakat haklı olanın da haklarını, gerek ekonomik gerekse de siyasiler olarak güçlüler karşısında koruyabildiği bir sistemdir. Piyasa ekonomisi, hukuk devletinin ilkesine bağlı olduğu ölçüde rekabetçi bir piyasa ekonomisi olarak ortaya çıkmakta ve herkes için zenginlik yaratmaktadır.” dedi.

Hukuk devletinden uzaklaşıldığı zaman, piyasa ekonomisinin ‘yandaş kapitalizmi’ adı verilen bazılarının ‘vahşi kapitalizm’ adını verdiği sisteme dönüşebildiğine vurgu yapan Şahin, şunları kaydetti: “Yandaş kapitalizminde kayırmacılık, yolsuzluk ve etkinsizlik esastır. Bu ekonomiler, refah yaratamazlar. Belki bu ülkeler bir parça zenginlik yaratabilir, orta gelir düzeyine ulaşabilirler. Ama ‘orta gelir tuzağı’ dediğimiz tuzaktan çıkıp, müreffeh zengin ülkeler arasına katılamazlar. Bu olumsuz gelişmenin ortaya çıkmaması için piyasa ekonomilerinin ‘düzenleyici kuruluşlar’ eliyle rekabetçi piyasa ekonomileri haline getirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede dernek olarak RK, EPDK ve BTK örneğinde Türkiye’de düzenleyici kuruluşların işleyişlerini şeffaflık ve bağımsızlık kriterleri etrafında gerçekleştirildi.”

Buna göre, araştırma ekibi Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Çokgezen, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fuat Oğuz, PwC’den Ali Ilıcak ve ACTECON Danışmanlık’tan Dr. Mehmet Fevzi Toksoy ve asistanlarından oluşan ekip, proje kapsamında Rekabet Kurumu (RK), Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nu (BTK) örnek alarak bu düzenleyici kuruluşların şeffaflığı ve bağımsızlığını inceledi.

Prof. Dr. Murat Çokgezen: “Uygulamada iki temel sorun şu; ticari sır ya da kurum içi yazışma gerekçesiyle bir takım enformasyon gizleniyor. O saklandığında yasal olarak var olan hiçbir enformasyon fiilen yok. Bu konunun bir şekilde yeniden düzenlenmesi şeffaflığa önemli katkı yapacak. İkincisi şeffaflığın en önemli şeyi oyunun kuralları olmalı ve uygulanmalı.”

Türkiye’de rekabetin şeffaflık düzeyi yüksek

Prof. Dr. Murat Çokgezen raporun ‘Düzenleyici Otoritelerin Şeffaflığı; Türkiye’deki Rekabet Soruşturmalarının Şeffaflığının İncelemesi’ sunumunda, Türkiye’de rekabetin şeffaflık düzeyinin dünya ile kıyaslandığında çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Ancak uygulamada iki temel soruna vurgu yapan Çokgezen, şu ifadeleri kullandı: “Uygulamada iki temel sorun şu; ticari sır ya da kurum içi yazışma gerekçesiyle bir takım enformasyon gizleniyor. O saklandığında yasal olarak var olan hiçbir enformasyon fiilen yok. Bu konunun bir şekilde yeniden düzenlenmesi şeffaflığa önemli katkı yapacak. İkincisi şeffaflığın en önemli şeyi oyunun kuralları olmalı ve uygulanmalı. Her olası vakayı düşünüp bir kural koymak mümkün değil. Bu durumda oradaki karar vericilerin akıl yürütmeleri önem kazanıyor. Ancak sorun şu bu verilen kararlar arasında bir tutarlılık olması gerekiyor. Burada kanun eksik kalmış, dolduramayız, biz kendi yorumlarımızla doldururuz. Ancak bu kararları verirken kendi içinde tutarlılık olması gerekir. Her birinde farklı verdiğinizde aslında oyunun hiçbir kuralı yok anlamına geliyor.”

Demokrasi ve iyi yönetişim

Boğaziçi Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Gül Sosay sunumunda, şeffaflığın neden talep edildiği sorusuna cevap verdi.

Şeffaflığı tek başına düşünmeye çalışmanın yetersiz olduğunu daha genel kavramlara bağlanması gerektiğini dile getiren Sosay, şeffaflığın hukuk devletine ve hukukun üstünlüğüne bağlanmış, demokrasi ve iyi yönetişime bağlı kavram olarak geliştiğinden söz etti.

Demokrasi ve iyi yönetişim için şeffaflığın gerekli ama yeterli olmadığını belirten Sosay, iyi yönetişimi; sorumluluk, hesap verebilirlik, adillik, şeffaflık, katılımcılık, etkinlik, tutarlılık ve hukukun üstünlüğü şeklinde tanımlandığını kaydetti. Sosay, “Hukukun üstünlüğü, demokrasinin olmazsa olmasıdır ama yeterli değildir.” değerlendirmesini yaptı.

Konferansta ayrıca Prof. Dr. Fuat Oğuz ise ‘Elektrik ve Elektronik Haberleşme Sektörleri Araştırması’ sunumu gerçekleştirdi. Ardından Prof. Dr. Ali Ulusoy, Yrd. Doç. Dr. Gül Sosay, Prof. Dr. Muhittin Acar, Doç. Dr. Uğur Emek, Rekabet Kurumu eski Başkanı Hasan Köktaş, Rekabet Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Erdal Türkkan ‘Türkiye’de regülasyon ortamının iyileştirilmesi üzerine önerilerini aktardı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz