2000 – 2007 arası kurumların reforme edildiği dönemde Türkiye’nin yüksek kaliteli büyüdüğünü belirten Prof. Daron Acemoğlu, “Türkiye son yıllarda inşaat ile büyüdü. Bunu da krediyle yaptı. Sanayide yatırım çok düşük düzeyde. Bu tür bir büyüme de haliyle sürdürülebilir olmuyor. Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek, çünkü genç dinamik bir nüfusu var. Güney Kore, Türkiye’den çok daha fakir olarak büyümeye başladı. Özelikle 80’lerde Kore demokratikleştikçe yüksek kaliteli bir büyümeyle büyük bir başarıya imza attı” şeklinde konuştu.
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Hepsiburada’nın sponsorluğunda gerçekleşen oturumda MIT İktisat Profesörü Daron Acemoğlu, dünyada önümüzdeki 20 yılda ‘yüksek kaliteli büyüme’nin önem kazanacağını belirtti.
Prof. Daron Acemoğlu, yaptığı konuşmada önümüzdeki dönemde ülkelerin ‘yüksek kaliteli büyüme’ sağlaması gerektiğini belirtti. Acemoğlu; “yüksek kaliteli büyüme demek; eğitimin kalitesinin artması, sağlık hizmetlerinin artması ve ücretlerin artması demek. Ama bunun önünde de engeller var” dedi.
Acemoğlu: Robotlar işsizlik yaratmayacak
“30 sene önce ABD’de bir araba fabrikası işçilerle doluydu ve o işçiler ülkenin en iyi kazanan işçileriydi. Ama şimdi aynı fabrikada tüm üretimi endüstriyel robotlar gerçekleştiriyor. Günümüzde işgücünün yaşlandığı ülkelerde robotlar ve otomasyon daha fazla kullanılıyor” diyen Prof. Acemoğlu bu durumun sadece ABD için değil tüm dünyada geçerli olduğunun altını çizdi. Otomasyonun, robotların, yapay zekanın insanları işsiz bırakacağı argümanına katılmadığını söyleyen Prof. Acemoğlu; “Ekonomi tarihinde daha önce de otomasyon dönemleri oldu. İngiltere’de sanayi devrimi sırasında, ABD’de 20. yüzyılın başında tarımın mekanikleşmesi zamanlarında da insanların yaptığı işleri makineler yapmaya başladı ama bu işsizlik yaratmadı çünkü bu otomasyon çağı bir yandan da yeni meslekler yaratıyor” dedi.
“Kapsayıcı kurumlar ve demokrasi olmadan kaliteli büyüme olmaz”
Yüksek kaliteli büyümenin önündeki engelleri; kapsayıcı kurumların eksikliği, demokrasinin eksikliği ve teknolojinin yanlış kullanımı olarak sıralayan Prof. Acemoğlu; “Teknoloji çok büyük fırsatlar sunuyor. Önemli olan bizim teknolojiyi nasıl kullandığımız. İnsanlık son 200 sene teknolojiyi çok iyi kullandı. Örneğin yapay zekayı birçok yeni meslekte kullanıp başka iş alanları ve dolayısıyla büyüme yaratabiliriz” şeklinde konuştu.
Prof. Acemoğlu, bazı fikir liderlerinin kapsayıcı kurumlar ve demokrasi olmadan bir ülkenin ekonomik büyüme gerçekleştirebileceğini, buna örnek olarak da Çin’i gösterdiklerini belirtip “Ancak verilere baktığımızda ülkeler demokrasiden uzaklaştıkça büyümeleri de düşüyor” dedi.
“Türkiye üretmeden büyüdü”
2000 – 2007 arası kurumların reforme edildiği dönemde Türkiye’nin yüksek kaliteli büyüdüğünü belirten Prof. Acemoğlu, “Türkiye son yıllarda inşaat ile büyüdü. Bunu da krediyle yaptı. Sanayide yatırım çok düşük düzeyde. Bu tür bir büyüme de haliyle sürdürülebilir olmuyor. Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek, çünkü genç dinamik bir nüfusu var. Güney Kore, Türkiye’den çok daha fakir olarak büyümeye başladı. Özelikle 80’lerde Kore demokratikleştikçe yüksek kaliteli bir büyümeyle büyük bir başarıya imza attı” şeklinde konuştu.