KPMG Türkiye tarafından üç ayda bir yayımlanan ‘Bakış’ın yeni sayısında 2015’te gerileyen cari açığın, yapısal adımlar atılmazsa bu yıl tekrar yükselişe geçebileceği uyarısı yapıldı.
KPMG Türkiye’nin, ekonomi ile ilgilenen her kademede okuyana sade bir dille ‘aslında ne olduğunu’ anlattığı Bakış’ın ikinci sayısı, birbiri ardına açıklanan 2015’e ait göstergeleri bir araya getirip 2016’nın çerçevesini çiziyor. KPMG Türkiye’ye göre, 2016 boyunca küresel ekonomi gündeminin en önemli iki maddesi, Çin ekonomisindeki yavaşlama ve FED’in faiz artışları olacak. Bakış’ta Türkiye için ise öne çıkan bir iyi bir kötü iki uyarı var: İlki, 2016 Türkiye için yine ılımlı büyüme yılı olacak. İkincisi; 2015’te gerileyen cari açık, yapısal adımlar atılmazsa bu yıl tekrar yükselişe geçebilir.
En önemli risk, FED’in faiz artışları
Bakış’ta yer alan değerlendirmelere göre; bu yılın başından itibaren içeride ve dışarıda yaşanan hafif olumlu seyrin bozulmasına yönelik en önemli risk, FED’in faiz artışları. Bunun dışındaki ekonomik gelişmelerin küresel hareketi tersine çevirme olasılığı yok denecek kadar az. Petrol fiyatı 38-50 dolar aralığında seyrettiği sürece piyasaları ve Türkiye ekonomisini sarsacak dış şok görünmüyor. İlk çeyrek büyüme kanalında iyi geçti. İkinci çeyrekte yurt içinden kaynaklanması beklenen yapısal bir risk yok. 2016 için kritik dönem, hem iç hem dış gelişmeler açısından 3’üncü çeyrek olacak.
Bakış’ın yeni sayısından dikkat çeken başlıklar şöyle:
Dünyada neler oldu, 2016’da ne olacak?
2015’te güçlü dolar, düşük petrol ve emtia fiyatları, gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkiledi. Petrol fiyatlarındaki gerileme, petrol ihracatçısı ülkeleri sarstı. Gelişmiş ekonomilerde ise ABD ve AB’de toparlanmayla birlikte büyüme yukarı çıktı. Mevcut risklere rağmen 2016 hem gelişmiş hem gelişmekte olan ekonomiler için daha iyi olacak.
FED’in parasal sıkılaşmaya giderek, faiz artırımına girmesiyle dolar tüm dünyada değer kazandı. Ancak güçlenen dolar hem dünya hem ABD ekonomisi için doğru değil. Euro bölgesi ise tersine parasal genişlemeye giderek ekonomiyi canlandırmaya çalıştı. AB ekonomisinde para politikasının etkinliği sona yaklaşmış durumda.
Güçlü dolar 2015’in ana gündemiydi ancak 2016’da durum değişebilir.
Önceki FED faiz politikası trend değişimlerindeki deneyimler şunu gösteriyor; FED faizleri artırdıkça ve ABD-Avrupa faiz farkı açıldıkça dolar daha fazla değer kazanmıyor. Bir süre sonra Avrupa’da faizler artmaya başlayınca ise değer kaybediyor.
Çin ekonomisindeki yavaşlama gelecek yılların en önemli gündem maddesi. Çin’in 2015’te yakaladığı 6,9’luk büyüme, son 25 yılın en düşüğü. Çin’in bu ivme kaybını 2016’da da yaşaması bekleniyor.
2015-2016, dünya mal ticaretinde kayıp yıllar olarak geçecek. Dış ticaret, 2000’lerdeki gibi çift haneli rakamlarla büyümüyor. 2015 sadece Türkiye değil dünya için de ticaretin azaldığı bir yıl oldu. 2016’da da dünya ticaretinde dolar bazında durgunluk sürecek.
Türkiye 2015’te yüzde 4 büyüdü. Cari açık / GSYİH oranı yüzde 4,4’e geriledi. Bu, değer ve oran olarak sürdürülebilir bir düzey. Ancak kısa vadede etkili olacak yapısal adımlar atılmazsa cari açık gelecek yıldan itibaren yeniden yükselişe geçebilir. Azalan turizm ve taşımacılık gelirleri nedeniyle 2016’da daha yüksek bir cari açık görebiliriz.
Tüketici güveni ve genel ekonomik güven zayıf performans gösteriyor. Devamı durumunda önce reel kesim güveni sonra da hem üretim hem tüketim yavaşlayabilir. Bu da büyümeyi aşağı çeker.
2015 tablosunda genel olarak Orta Vadeli Plan hedef ve gerçekleşmesi çok yakın. Türkiye büyümede, 24 AB üyesinden daha iyi performans gösterdi. 2015’te Türkiye dış ticareti dünyadaki daralmaya paralel olarak daraldı. 2016’da ise ihracatta Ocak ayında yaşanan sert gerilemenin ardından Şubat ve Mart daha iyi geçti. 2016’ya iyi bir başlangıç yapılsa da çevre ülkelerdeki ekonomik ve siyasi sorunlar, ihracat için risk oluşturmaya devam ediyor.
Ekonomi, 2015’te 688 bin kişiye iş yarattı. Buna rağmen 2015’in işsizlik oranı yüzde 10,3’le 2010’dan sonraki en yüksek düzeye ulaştı. Oranın yükselmesinde işgücüne katılımdaki artış etkili oldu. 892 bin kişilik katılımda, sayıları giderek artan başta Suriyeliler olmak üzere Türkiye’ye sığınan mülteciler etkili. OVP’ye göre 2016’da yüzde 10,2 oranında işsizlik bekleniyor.
2015’te güçlenen, 2016’da ise ciddi artış beklenmeyen döviz kuru, enflasyona 2016’nın ilk yarısında olumsuz, ikinci yarısında olumlu etki yapacak. 2015’te yüksek seyreden gıda fiyatlarının bu yıl daha düşük olması bekleniyor.