Helal ekonomisinin küresel bazda 3,9 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığına dikkati çeken Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 1,8 milyar Müslüman nüfusun gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi alanlarda helal ürün ve belgelendirmesine ilişkin talebinin giderek arttığını, bu ihtiyacın giderilmesine yönelik Helal Akreditasyon Kurumunun 2019 yılında akreditasyon faaliyetlerine başlayacağını kaydetti.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Bakanlığının 2019 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yaptı. Bakan Pekcan, Gümrük ve Ticaret ile Ekonomi bakanlıklarının birleştirilmesiyle iç ve dış ticareti bir bütün olarak ele aldıklarını kaydetti.
Uygunsuz 14 milyon ürünün ülkeye girişi engellendi
Pekcan sunumunda; piyasa gözetimi ve denetimini proaktif hale getirmek için çalışmalara başladıklarını, ithalatta, TAREKS elektronik sistemi vasıtasıyla yaptıkları denetimlerde bugüne kadar uygunsuz olduğu tespit edilen 14 milyondan fazla ürünün ülkeye girişini engellediklerini aktardı.
HAK, 2019’da faaliyete geçiyor
Helal ekonomisinin küresel bazda 3,9 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığına dikkati çeken Pekcan, 1,8 milyar Müslüman nüfusun gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi alanlarda helal ürün ve belgelendirmesine ilişkin talebinin giderek arttığını, bu ihtiyacın giderilmesine yönelik Helal Akreditasyon Kurumunun (HAK) 2019 yılında akreditasyon faaliyetlerine başlayacağını kaydetti.
Pekcan, tüketicilerin ekonomik çıkarlarını korumak için de yoğun şekilde çalıştıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
“2018 yılının 9 ayında Tüketici Hakem Heyetlerinde 424 bin 348 başvuruyu karara bağladık. Kararların yüzde 65’i tüketicilerin lehine sonuçlandı. Bin 11 tüketici hakem heyetinin organizasyon yapısını yeniden yapılandırdık. 1 Ağustos 2018 tarihinden itibaren, coğrafi konumları ve yapılan şikayet sayılarını dikkate alarak 211 tüketici hakem heyeti oluşturduk. Bu adımla, yıllık yaklaşık 105 milyon lira kaynak tasarrufu sağlayacağız.”
Reklam Kurulu aracılığıyla tüketicilerin sağlık ve güvenliğiyle ekonomik çıkarlarının ticari reklamlar vasıtasıyla zedelenmesini engellemek için gerekli tedbirleri aldıklarını belirten Pekcan, bu kapsamda ekim ayı itibarıyla Reklam Kurulu aracılığıyla yaklaşık 16 milyon lira idari para cezası uyguladıkları bilgisini verdi.
Pekcan, döviz kurlarındaki yükselişler bazı mal ve hizmet maliyetlerini etkilemediği halde döviz kaynaklı maliyet artışı olduğu ve bu nedenle fiyatların artırıldığı imajı veren işletmelere karşı önlemler aldıklarını vurgulayarak, “5 Kasım 2018 itibarıyla 81 ilde 5 bin 743 firmada toplam 81 bin 666 ürünü denetledik ve 366 firmanın toplam 6 bin 399 ürünüyle ilgili haksız fiyat artışı tespiti için inceleme başlattık. Bin 612 ürünün etiketlerinde ilgili mevzuata aykırılıklar tespit ederek idari para cezası uyguladık.” ifadelerini kullandı.
“Haksız Fiyat Artışı Şikayet Sistemi”
Tüketicilerin haksız fiyat artışına konu ürünün fotoğrafını çekip sisteme yükleyebileceği, daha kolay ve hızlı başvuru yapabilecekleri “Haksız Fiyat Artışı Şikayet Sistemi” mobil uygulamasını tüketicilerin kullanımına sunduklarını anımsatan Pekcan, kişilerin kendi şikayetlerini de takip edebilecekleri mobil uygulama başlattıklarını dile getirdi.
Bakan Pekcan, Alo 175 Tüketici Danışma Hattı ile yıllık yaklaşık 350 bin çağrıya cevap vererek tüketicilerin sorunlarını çözmelerine yardımcı olduklarını söyledi.
Hal Kayıt Sistemi
Pekcan, sebze ve meyveler için kimlik vazifesi gören ürün künyelerinde yer alan karekodların tüketicilerce sorgulanmasını mümkün kılan Hal Kayıt Sistemi (HKS) Mobil Uygulamasını devreye aldıklarını belirterek, sebze ve meyve piyasasında şeffaflığın sağlanmasını ve gıda güvenilirliğine yönelik etkin bir takip mekanizmasının oluşmasını amaçladıklarını anlattı.
Lisanslı depoculuk sisteminde kuruluş izni alan işletme sayısının 144’e, faaliyete geçen işletme sayısının 62’ye ve toplam lisanslı depo kapasitemizin de 3 milyon 88 bin 17 tona ulaşmasını sağladıklarını bildiren Pekcan, “Elektronik ürün senetlerinin işlem göreceği Türkiye Ürün İhtisas Borsası’nı 2019 yılı hasat dönemine kadar faaliyete geçirerek gelişmiş bir tarım ürünleri piyasasının oluşmasını sağlayacağız.” dedi.
Gümrük Birliği’nde karşılıklı pazar açılımları sağlanmasını amaçlıyoruz
Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin AB ile ticari ilişkilerde en önemli gündem maddesini oluşturduğuna dikkati çeken Pekcan, şunları kaydetti:
“Yadsınamaz faydalarına rağmen, ülkemizi tam üyeliğe taşıyacak geçici bir düzenleme olarak görülen Gümrük Birliği’nin, Türkiye ve dünya ekonomisinde yaşanan büyük dönüşüm karşısında gözden geçirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Süreç kapsamında, Gümrük Birliği’nde karşılaşılan yapısal sorunların ele alınması ve AB ile tarım, kamu alımları, e-ticaret ve hizmetler alanlarında karşılıklı pazar açılımları sağlanmasını amaçlıyoruz. Müzakerelere hazırlık amacıyla gerekli çalışmaları Bakanlığımız koordinasyonunda yürütüyoruz. Resmi müzakereleri, Avrupa Komisyonunun, Konseyden yetki almasını müteakip başlatmayı öngörüyoruz.”
Pekcan, AB’den ayrılma sürecinde olan İngiltere ile de kısa vadede mevcut pazara giriş avantajlarının korunmasına, orta-uzun vadede ise geniş ve kapsamlı bir STA akdedilmesine yönelik görüşmeler yaptıklarını da söyledi.