İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir” sözü bütün şehirlerin kolçaklarında yaşamaya devam ediyor. Sonuçları her zaman da istenildiği gibi sonuç vermese de.
Aydın’ın, gelir dağılımının en iyi illerden biri olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebi ise, kırsal kalkınmanın en iyi yaşanan şehirlerden biri olduğu için. İncir, zeytin, kestane, çilek, bal, pamuk gibi tarımsal ürünlerde öncü şehirlerden biridir.
Süt ürünlerinde komşusu İzmir, Manisa ve Denizli ile yarışabiliyor. Yine deniz ürünlerinde de lider şehirlerden biri durumunda. Güzel ama yetmiyor!
“Dağlarından yağ, bağlarından bal akar” sözü en çok bu bölgeye yakışıyor. Evliya Çelebi’ye dayandırılan bu sözü Manisalılar da pek sever. Başka yörelerimize de yakıştırılır. Ama bu söz anonim olduğu gibi aslı da “dağları yarlı, bağları ballı” olacaktır. Geçilmez, yamaçlı anlamına gelen “yarlı” sözü de yine Aydın’a yakışmaktadır.
Her gelişimde yaşadığım memnuniyeti bu sefer de Aydın Valiliğinin daveti üzerine Ekonomi Gazetecileri Derneği üyeleriyle birlikte yaşadık.
Bu yıl, incir az olmasının sebebi yarlı dağlarından esmeyen poyrazdır. Denizden gelen rüzgar nemli, dağlarından gelen poyraz kurudur. İncirin olgunlaşma mevsimi poyraz yerine deniz rüzgarını alınca, incirler nemlenmiş ve verim düşmüş.
Madem Aydın’ın bir eli yağda bir eli balda, Allah zeval vermesin, diyelim. Ama şehir Vali Yavuz Selim Köşger’in ifadesiyle “Odaklanma sorunu yaşıyor”.
Unutmayalım ki dünyada yarış sadece ülkeler arasında değil, bütün şehirler dünya pastasından daha fazla rant elde etmek istiyor. Aydın’ın da bu yarışta olmasının haklı sebepleri var.
Bunun için de tarımsal üretimin yanı sıra turizmden, sanayiden de pay almak istiyor.
Ben Aydın’ı Küçük Menderes Vadisi ile birlikte Hollanda’ya benzetiyorum.
Sanayi deyince iki tarihi olayı hatırlıyorum:
Anadolu’daki demiryolu tarihi 23 Eylül 1856 yılında ilk demiryolu hattı olan 130 km’ lik İzmir- Aydın hattının bir İngiliz firmasının ilk kazmayı vurmasıyla başlar. Amaçları da Duyun-u Umumiye denilen dış borçları tahsilini Aydın ovasının ürünleriyle yapmaktır.
Yani her sanayileşme makbul bir şey olmayabilir.
Ödemiş doğumlu Saraçoğlu, Adliye Vekilliği yaptığı dönemde hemşerisi kabul ettiği Aydınlılara bir hediye vermek ister. Aydın’a dev bir tekstil yatırımı yapılacağını müjdeler. Ama şehrin önde gelenlerinin suratı asılır. Tekstil fabrikası kurulursa, tarlada çalışacak işçiyi nereden bulacaklar?
Saraçoğlu da, Sümerbank Basma Fabrikasını 1937 yılında Aydın yerine Nazilli’ye kurarlar. Aradaki gelir farkı yıllarca bu sebeple kapanmaz.
Hafta sonu Yenipazar’da pide yerken, yaşlı bir pide ustası şöyle bir benzetme yaptı. “Üç Aydınlı bir araya gelince lafazanlık yapar, üç Denizlili bir araya gelince fabrika kurar”.
Her ne kadar sanayileşme konusunda da iyi olsalar bile, fabrikayı boşver, toprağın bereketi yeter, diyorum. Nasıl mı?
Önce Türkiye’de hemen her sebze ve meyve burada yetişebiliyor. Son yıllarda Ruslar sadece Antalya’ya tatile gelmiyor; taze meyve ve sebze almak için de Aydın’a geliyorlar. Aydın’ın yaş sebze ve meyve ihracatında Rusya’nın payı artmaya devam ediyor.
Bu sebeple yaş sebze ve meyve ihtisas gümrüğü de buraya açıldı. İhtisas gümrüğü ile Aydın’dan Rusya’ya yeni kapı açıldı diyebiliriz. Önümüzdeki yıllarda, sebze ve meyve üretiminin ve ihracatının katlanmaması için sebep göremiyorum.
Türkiye’deki zeytin ve zeytinyağı bitkisel ihracatımızın yüzde 2’sini; incir ise kuru meyve ihracatımızın yüzde 10’unu oluşturuyor. Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatının toplamda 250 milyon dolar, incirin toplam ihracatı ise 70 bin tan karşılığı 350 milyon dolara kadar çıkıyor. 150 bin ton incir üretilebilse, onun da müşterisi hazır. Gel de üzerinde düşünme!..
Aydın, yaş incir üretiminde yüzde 70, zeytinyağı üretiminde ise yüzde 29 paya sahip. Önümüzdeki yıllarda da bunun böyle devam etmesi bekleniyor.
Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’in verdiği rakamlar da ümit verici:
“Aydın, 700 milyon dolarlık bir ihracat yapar hale geldi. Hedefimiz Aydın’ın ihracatını 3 milyar dolara çıkarmak. Hatta 5 milyar dolar gibi hedefler konuşuluyor. Bu Aydın için çok zor değil.
Şu anda kent artı veriyor. Tespit ettiğimiz kadarıyla kent odaklanma sorunu yaşıyor. Bunu aşmak için yeni yol haritasını devreye sokuyoruz. Bütün kent olarak ortaklaşa yeni hedefe kilitleniyoruz. 22 Avrupa ülkesinin büyükelçisini kentte ağırladık.
Çin büyükelçisini davet ettik. Çin zeytinyağını başka ülkelerden alıyormuş, bundan sonra Aydın’a yönelecek. Hatta orada bir öneri geldi ve Asya büyükelçilerinin de davet edilmesi gündeme geldi. Asya’dan her yıl 140 milyon turist dünyayı geziyor. İlk etapta bunun 1,4 milyonunu Aydın’a getirsek kentin turizmde çehresi değişir.”
Aldığım Notlar arasında önemsediğin birkaç detayı da paylaşmak istiyorum:
– Dağlarındaki yabani zeytin ağaçlarından 400 bin tanesi aşılandı. Yeniden ormanlaştırma alanlarına orman ağaçlarının yanı sıra ceviz ve badem ekiliyordu, şimdi incir fidanları da dikilmesi gündeme gelmiş.
– Söke’de yıllar önce belirlenen bataklık alanına organize balık üretim bölgesi karar aşamasına getirilmiş. Denizdeki levrek, çipura çiftliklerine ilave olarak deniz suyu çıkan bu bölgede balık çiftlikleri kurulması bekleniyor. Bence başarılı bir hamle olacaktır. Çünkü 250 bin ton deniz mahsulü satıyoruz ama 2,5 milyon ton olsa yine satabileceğiz.
– Türkiye’de en fazla çam balı üreten ikinci şehir durumunda olan Aydın, arıcılık ve bal üretimine yönelik daha profesyonel yaklaşımlar göstermeli.
– Aydın’da 22 adet antik şehir bulunuyor. Hepsinin hikâyesi ayrı, insanları ayrı bir öneme sahip. Ve Kuşadası’na dünyanın en zengin turistleri kruvaziyer gemileriyle geliyor. Acaba bunların her birinin listesinde bu antik şehirler Pamukkale kadar yer alıyor mu?
– Organik, doğal üretim önem kazanıyor ve bu konuda da başarılı örnekler sunuluyor. Devlet de tarımsal destekleri veriyor. Mesela, Aydın ili için geçen sene 45 milyon lira organik tarım desteği alınmış. Desteği alanlar acaba ne kadar üretim yaptı?
– Aydın, dünyanın en önemli termal şehirlerinden biri. Halen Türkiye’nin en fazla jeotermal enerji santralleri burada hizmet veriyor. Yöneticilerin ifadesiyle, termal suları Afyon’dan daha kaliteli. Peki, sağlık turizmine yönelik somut adımlar ve kitlesel turizm faaliyeti var mı? Umarım, 65 bin yatak kapasitesine sahip Kuşadası ile entegrasyon sağlanır.
– Fayans ve vitrifiyenin hammaddesi kaolen, feldspat, kuvarsın yüzde 90’ı Aydın ilinden çıkıyor. Sektörün temsilcileri bu ile yönelik kurumsal sosyal sorumluluk projelerini artırmaları gerekiyor.
– İzlenimlerime göre, Aydın’da tarıma dayalı sanayi ve makine üretimi gelişmeye devam ediyor. Hem yeni yatırımları çekmek, hem de ihracata dayalı sanayileşmek için bir Serbest Bölge çalışmaları sürüyor. Umarım bir an önce gerçekleşir.
– Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger başkanlığında güzel bir sohbet toplantısı gerçekleştirdik. Aydın’a uğradık ama tadı damağımızda kaldı. EGD Başkanı Celal Toprak, AK Parti Aydın Milletvekili ve TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Başkanı Mustafa Savaş, AK Parti Aydın milletvekilleri Metin Yavuz, Bekir Kuvvet Erim ve Rıza Posacı, Kuşadası Kaymakamı Sadettin Yücel, Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, Aydın Ticaret Odası Başkanı Hakan Ülken, Aydın Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin ve Kuşadası Otelciler Derneği (KODER) Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Özden ve diğer katılımcıları hep olumlu ve umutlu gördüm. Aydın İli kesinlikle daha fazlasını hakediyor, coğrafi kaderi de bunu gösteriyor.