Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, küresel ekonominin 80 yılın en karmaşık krizi ve kriz sonrasındaki şokları ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
Capital ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin açılışına katılarak bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, küresel ekonomi ve Türkiye’ye yansımaları konusunda değerlendirmelerde bulundu. Küresel ekonomide belki de 80 yılın en karmaşık krizi ve kriz sonrasında şokları ile karşı karşıya olduklarını diye getiren Şimşek, “Ocak ayı dünya ekonomisi çok kötü başladı. G20 zirvesinden sonra iyileşme sürecine girdik. Aslında herkes resmin vahametini görüyor anma herkeste yapılması gerekenlere iyi biliyor. Zirveden çok önemli birkaç mesaj çıktı. Bir tanesi dendi ki maliye politikası alanı olanlar o alanı sonuna kadar kullansınlar. En önemlisi dendi ki para politikası maliye politikası bugünkü haliyle tek başına karşı karşıya olduğumuz zayıf talep problemini, düşük büyüme problemini çözemez o nedenle esas üzerinde odaklanmamız gereken husus yapısal reformlardır dedik. Çünkü yapısal reformlarla ancak dünya hem büyüme performansını yukarı çekebilir.” dedi.
Reformların dikkate alınması gerektiğini anlatan Şimşek, son on yılda yaptıkları reformlar hakkında şunları söyledi: “Aslında Türkiye başarılı bir dönem geçirdi. Çünkü temel alanlarda iyileşme sağlandı. Her şeyi çözmedik öyle bir iddiamız yok, her şey mükemmeldir, her şey güllük gülistandır demiyoruz. Zaten öyle bir iddiamız olsaydı yapısal reformlarla karşınıza çıkmazdık. Sabah akşam yatıp kalkıp reform demezdik. Türkiye’nin hala ciddi yapısal sıkıntıları var ve kolaycı çözümleri yok.”
Türkiye’de tasarruf düşük
Türkiye’de tasarrufların düşük olduğunu, bu nedenle de Çin ve Hindistan gibi büyümenin olmayacağını belirten Mehmet Şimşek, şöyle konuştu: “Türkiye’de ki tasarruf yüksek olsaydı, sermaye piyasaları derin olsaydı, bu maliye politikasındaki performansla Türkiye’nin risk birimi bu küresel konjoktürde daha iyi olabilirdi. Çünkü hem küresel konjoktür, hem maliye politikası hem reform gündemi bunu gerektiriyor. Sorunumuz ne çok az tasarrufumuz var. Bu gün kredilerin mevduata oranı yüzde 120’ye ulaşmış. TL açısından bakarsanız, yani kredilerin TL mevduata oranı yüzde 140’ları aşmış. Dolayısıyla sistem derinliğe sahip değil, sistemin dış kaynağa ihtiyacı var. Dışarıda da gelişmekte olan ülkelere pek eskisi gibi olumlu bakmıyorlar. Bu nedenle de Türkiye’nin dış kaynağa ihtiyacı var. Geçen sene küresel gelişmekte olan ülkelerden 540 milyar dolar civarında sermaye kaçışı oldu. Çünkü korku ve endişe var. Endişe büyüme ile ilgili jeopolitik gerginliklerle ilgili. Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil, Resmi iyi ortaya koymamız lazım geçen sene Türkiye’den ciddi sermaye çıkışı oldu. Gelişmekte olan ülkelerden de ciddi sermaye çıkışı oldu. Sistem küçüldü daraldı faizler yükseldi. Şimdi sistemi bizim derinleştirmemiz, tasarrufları artırmamız lazım. Yani bizim aslında israf yapmamamız lazım ve ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız lazım.”
Geçen sene daha çok terörün konuşulmasına rağmen bir dizi reform yatıklarını anlatan Şimşek, “Terör küresele bir tehdit küresel bir sorun ve küresel bir işbirliği gerektiriyor. Bu çok açık ve nettir. Burada hangi kaynaktan gelirse gelsin, hangi din kisvesi altında, onu kullanarak yapılanlardan gelirse gelsin, hangi etnik gruptan gelirse gelsin, menşei ne olursa olsun terör lanetlidir. Yok Brüksel’de PKK çadır açınca sorun yok ama IŞİD açınca sorun var, yok arkadaş PKK’nın IŞİD terör örgütünden hiç bir farkı yok.” diye konuştu.
Önümüzdeki on yıl reform yapmalıyız
Önümüzdeki on yıl içinde Türkiye’nin dönüşüm yapacağını anlatan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, şöyle devam etti: “Orta gelir tuzağından kaçınmamız için Türkiye’nin verimliliği artırması için katma değer zincirinde yukarı çıkması için ve rekabet güncün artırması için reforma ihtiyacı var. Reform yapmamak gelecek nesillere zulüm demektir, gelecek nesillerden hırsızlık yapmak demektir. Reform yapmamak bu kadar ağır bir suçtur. Teröründe hedef Türkiye’nin reform irademizi zayıflatmaktır.”
1990’lı yılların tuzağına düşmeyeceklerinin altını çizen Mehmet Şimşek, Türkiye’de verimlilik düzeyinin düşük olduğuna vurgu yaparken, şu görüşleri dile getirdi: “Türkiye katma değer zincirinde arzuladığı yerde değiliz. Türkiye’nin üretiminin, ihracatını üçte ikisi maalesef düşük ve orta düşük katma değerli ürünlerden oluşuyor. Bu gerçeği görelim bunu dönüştürelim. Türkiye’nin ürettiği ürünlerin düşük katma değerli ürünlerden oluyor. Bu gerçeği görelim. Niye ilk yirmide değiliz, niye ilk onda değiliz. Türkiye bu reformlar sayesinde düşük orta gelir grubundan, yüksek orta gelir grubuna geçiş yaptı, şimdi yeni nesil reformlarla Türkiye’nin yüksek gelir grubuna çıkması için bu reformları yapacağız.”
Cari açığın daralmasına rağmen hala yüksek olduğunu bildiren Şimşek, “Bu da bizim tasarrufta istediğimiz düzeyde olmadığını gösteriyor. Cari açık bu sorunların özetidir. Neredeyse küresel kriz sonrasında 7 milyon kişiye iş bulmuşuz ama ona rağmen işsizlik oranı yüzde onun üzerinde, nasıl oluyor. Çünkü bizdeki çalışma çağındaki nüfus yüzde 2 civarında artıyor, işgücüne katılım oranı hızla artıyor. Dolayısıyla biz normal sıradan bir Avrupa ülkesi değiliz, böyle olsaydı nüfusumuz yaşlı olsaydı bu gün işsizlik oranı düşük olurdu. Ama bu Türkiye için bir fırsat.” dedi.
Yeni reformların üç temel ayağı var
Reform programlarının üç tane temel ayağı olduğunu bildiren Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Birincisi mikro reforamlar, ikincisi makro yapısal reformlar ve Avrupa Birliği reformu.” dedi. Türkiye’nin Avrupa’ya, Avrupa’nın da Türkiye’ye ihtiyaç olduğunu belirten Şimşek, Türkiye’nin reformlar için model olarak Avrupa’ya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Kişisel verilerin korunması
Türkiye yatırım çekmek ve terörle mücadele için kişisel verilerin korunması yasasının çıktığını anlatan Başbakan Yardımcısı Şimşek, “Bu o kadar önemliydi. Türkiye’ye yatırım çekmek için hatta terörle mücadele için, nasıl oluyor, siz kişisel verileri korumuyorsanız dünyanın bazı ülkeleri diyor ki ben verileri sizinle paylaşmam. Onu bahane ediyor, şimdi bahaneleri kalmadı. Kişisel verilerin korunması sıradan bir şey değil çok önemli bir reformdur ve dün gece itibariyle bu reform yapılmıştır.” diye konuştu. Temel reform alanların olduğunu anlatan Şimşek bunlar arasında iş gücü piyasası reformu, eğitim reformu, yatırım ikliminin iyileştirilmesi, yolsuzlukla mücadele ve şeffaflık, yargı reformu, ve bilirkişi reformu taslağını hazırlayarak meclise gönderdiklerini söyledi.
47 saat yerine 38 saat çalışılsa işsizlik düşer
Kamu finansmanında son şeklinin verildiğini anlatan Şimşek, şunları kaydetti: “İş gücü piyasası reformu, zaten esneklik en önemli konudur. Kıdem tazminatı en önemli konu kıdem tazminatı bir sonraki aşamadır. Önemlidir çünkü biz esnekliği sağlayamazsak işsizliği düşürmemiz zor. Bizim reform yapmamız lazım. 47 saat yerine 38 saat çalışılsa bu ülkede işe alma, işten çıkarma çok zor olmasa çok maliyetli olmasa işsizlik oranı zaten düşmüş olacaktı bu kadar basit. Yani 47 saat yerine 38 saat çalışsak daha fazla kişiyi istihdam ederdiniz, işsizlik oranı çok daha düşük olurdu.”
Yolsuzlukla mücadelede iyiyiz
Yolsuzlukla mücadelede Türkiye’nin mesafe kat ettiğini belirten Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşmasını şöyle tamamladı: “Yolsuzluk algısında sanki ufak bir bozulma var gibi diyeceksiniz ama 102 ülke arasında Türkiye 65. Sırada iken bu gün Türkiye bu gün 168 ülke arasında 66. sırada ve birçok ülkeyi yolsuzluk algısı iyileşmesinde Türkiye geride bırakmıştır. Ama yeterli mi hayır, daha çok mesafe kat etmemiz lazım. Daha çok adım atması lazım. Ayrıca Türkiye’nin bir yargı reformuna ihtiyacı var. Mahkemelerin daha hızlı çalışması lazım. Bilirkişi sisteminin çalışması lazım. Yakında yeni ihtisas mahkemeleri Haziran’da devreye girecek.”