Eurostat’ın verilerine göre Ocak 2016’da Türkiye’deki aylık brüt asgari ücret düzeyi 947 Euro’ya yükselerek 16 Avrupa ülkesini geçti.
Avrupa Birliği’nin resmi istatistik birimi Eurostat yılda iki kez yaptığı uluslararası asgari ücret kıyaslaması kapsamında, Türkiye dahil 24 Avrupa ülkesi ve ABD’de yürürlükte olan aylık asgari ücret düzeylerini içeren çalışmasını Ocak 2016 için yenileyerek yayımladı.
Ülkeler arasında doğru bir karşılaştırma yapabilmek için asgari ücret düzeylerini aynı sepet malı esas alarak satın alma gücü paritesine (SGP) göre hesaplayan Eurostat’ın verilerine göre Ocak 2016’da Türkiye’deki aylık brüt asgari ücret düzeyi 947 Euro’ya yükselerek 16 Avrupa ülkesini geçti ve ABD’nin 1.028 Euro’luk asgari ücretine yaklaştı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren kesimini temsil eden TİSK’in, Eurostat’ın araştırma sonuçları üzerine yaptığı açıklamada, “Asgari ücret tüm ücretlerin temelini oluşturduğundan, ülkemizde yapılan yüzde 30’luk son artış, en yüksek ücretler dahil bütün ücret kademelerini yukarı iterek, Türkiye’deki işletmelerin işgücü maliyetlerini iç ve dış piyasalarda yabancı firmalarla rekabet edilemez seviyelere çıkarmanın yanı sıra, çalışma barışını ve toplu iş sözleşmesi düzenini de olumsuz etkiliyor” denildi. TİSK, Komisyon kararına muhalif kalmıştı.
Toplu iş sözleşmesi uygulayan işverenin maliyeti daha da yüksek
Aylık brüt 1.647 TL düzeyindeki yasal asgari ücretin toplu iş sözleşmesi uygulayan işverene maliyetinin daha yüksek olduğuna ve dolayısıyla rekabet gücünü zayıflattığına işaret eden TİSK “Toplu iş sözleşmesi uygulamayan işyerlerinde asgari ücretin işverene maliyeti ayda 1.935 TL iken, toplu iş sözleşmesi uygulayan işyerlerinde işçiye ödenen ikramiye, prim, sosyal yardımlar gibi yan haklar nedeniyle 3.512 TL düzeyinde bulunuyor. Böylece, toplu iş sözleşmesi uygulayan işyerlerinde yasal asgari ücretin iki katından fazlası işverene maliyet olarak ortaya çıkıyor” yorumunda bulundu.
TİSK, asgari ücret uygulamasında yan ödemelerin ücret kapsamında sayılmamasının, toplu iş sözleşmesi uygulayan işyerleri aleyhine haksız rekabet yarattığını kaydetti ve bu konuda mevzuat düzenlenmesi yapılmasını istedi.
İşgücü maliyeti artışı, verimlilik artışının üç katı
Öte yandan, TÜİK’in istihdam ve işgücü verilerine göre 2015 yılında verimlilik yüzde 3,2 oranında artarken, enflasyondan arındırılmış işgücü maliyetinin 9,3 oranında arttığını kaydeden TİSK şu açıklamalarda bulundu: “Artış farkının, verimlilik aleyhine üç kat olduğu görülüyor. 2012’den 2015’e uzanan son üç yılda da reel işgücü maliyeti, verimliliğe kıyasla altı kat hızlı arttı. Bu değerler verimliliği aşan işgücü maliyeti artışlarının işletmelerin rekabet gücünü ve istihdam yaratma kapasitesini azalttığı gerçeğine bir kez daha dikkat çekiyor.”
TİSK, 2015’in son çeyreğinde iç talebi karşılamak üzere sanayi üretiminin önceki dönemlerin aksine yüzde 8 gibi güçlü bir oranda artırdığına, buna karşılık asgari ücret maliyetinin yüzde 25 yükseltmesiyle tetiklenen maliyet artışlarının istihdam üzerindeki negatif etkisine dikkat çekti.