BM En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) 2011-2020 Eylem Planı bildirisi kabul edildi. Bildiride, EAGÜ’lerde güvenilir gıdaya erişim ve alım gücünde ilerleme kaydedilmesinin, sürdürülebilir kalkınmada karşılaşılan en önemli zorlukların başında geldiği vurgulandı.
Birleşmiş Milletler (BM) En Az Gelişmiş Ülkelere (EAGÜ) Yönelik İstanbul Eylem Programı’nın Yüksek Düzeyli Kapsamlı Ara Dönem Gözden Geçirme Toplantısı’nın sonunda oy birliğiyle kabul edilen En Az Gelişmiş Ülkeler 2011- 2020 Eylem Planı bildirisinde, “EAGÜ’lerde güvenilir gıdaya erişim ve alım gücünde ilerleme kaydedilmesi sürdürülebilir kalkınmada karşılaşılan en önemli zorlukların başında gelmektedir. Daha çok kırsal bölgelerde yaşayan en az 210 milyon insan yeterli güvenilir ve besleyici gıdaya erişimi bulunmuyor. Dahası hızla şehirleşen bu ülkelerin şehirlerde yaşayan sakinleri için de açlık ve yetersiz beslenme oranları artış gösteriyor”denildi.
Antalya’da düzenlenen BM EAGÜ İstanbul Eylem Programı’nın Yüksek Düzeyli Kapsamlı Ara Dönem Gözden Geçirme Toplantısı’nda, İstanbul’da ele alınan en iyi uygulama yöntemleri, alınan dersler, karşılaşılan engeller ve onları aşmak için atılması gereken adımlar, yeni ortaya çıkan sorunlar, bu ülkelerin özel ihtiyaçlarını karşılamak için küresel taahhütlerin yinelenmesi için bir araya gelindiği vurgulandı.
Yüksek Düzeyli Kapsamlı Ara Dönem Gözden Geçirme Toplantısı’nın somut adımlar, önlemler, ortaklıklar kurmak için bir fırsat olarak değerlendirildiği ifade edilen bildiride, toplantıda paydaşların bireysel ve toplu olarak eylem planını uygulamaya dönük potansiyellerin gözden geçirildiği ve ilgili BM toplantıları, gündemleri, konferanslarıyla bağlantılı olarak bir ivme kazandırılması potansiyelinin gözden geçirildiği belirtildi.
Geçen onyıllarda dünyanın gözle görülür bir sosyo ekonomik ilerleme kaydettiği ve bin yıllık kalkınma hedeflerinin çoğunun küresel olarak yerine getirildiğinin görüldüğü aktarılan bildiride, “Ancak bu küresel ilerlemeden bütün ülkeler eşit pay alamadı. En az gelişmiş ülkelerin performansları tutarlı değildi. En fakir ve en kırılgan ülkeler olan EAGÜ’lerin çoğu bin yıllık kalkınma hedeflerine ulaşamadı. Ancak bu ülkelerin birçoğu daha güçlü politikalar, güçlendirilmiş yönetimler benimsediler ve aşırı yoksulluğu azaltma ve sağlık ve eğitimi daha iyi hale getirme noktasında kazanımlar elde ettiler.” denildi.
Bin yıllık kalkınma hedeflerindeki ilerlemede ve uluslararası kararlaştırılmış kalkınma hedeflerinde çatışma bölgelerindeki EAGÜ’ler geride kaldığı kaydedilen bildiride, bu ülkelerin kendilerine özgü yaklaşımlara, milli politikalara ve uluslararası desteğe ihtiyaç duyduklarına dikkat çekildi.
İstanbul Eylem Planının uygulamasına yönelik öğrenilen dersler
EAGÜ’lerin gözle görülür sınamalara rağmen sürdürülebilir kalkınmaya yönelik olumlu ilerleme kaydettiklerinin vurgulandığı bildiride, “Bu ülkelerin sınırlı üretim ve ihracat kapasiteleriyle ağır ticaret ve yatırım akışı gibi çeşitli yapısal sınırlılıklarla karşı karşıya olduğu görüldü ve bu uzun soluklu zorluklara bir yandan da iklim değişikliği, doğal afetler, salgın hastalıklar, savaşlar gibi zorluklar eklendi.” ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, EAGÜ listesinden çıkan ülkeler tebrik edilerek, bu geçiş sürecinde her ülkenin kalkınma durumunun dikkatle takip etmeye devam edilmesi kararlaştırıldı. EAGÜ’lerde ihtiyaç duyulan altyapı sistemlerinin kurulabilmesi için sanayileşmenin teşvik edilmesi, yatırım ve teknolojik gelişmelerin sağlanmasının şart olduğuna vurgu yapılan bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Gelişmiş ortaklar tarafından EAGÜ’lere altyapılarını düzeltmeleri için sağlanan destek, bu ülkelerin yatırım atmosferlerini güçlendirmek, bilim, teknoloji ve yeniliği teşvik etmek, ve karşılıklı anlaşmalar doğrultusunda bu konulardaki tecrübe, yetenek ve teknoloji paylaşımı için gösterdiği çaba kadar hayati öneme sahip.
Sürdürülebilir kalkınma için EAGÜ’lerin nüfusunun yarısından çoğunu istihdam eden tarım ve ilgili sektörlerde ilerleme kaydedilmesi çok önem taşımaktadır.
EAGÜ’lerde güvenilir gıdaya erişim ve alım gücünde ilerleme kaydedilmesi sürdürülebilir kalkınmada karşılaşılan en önemli zorlukların başında gelmektedir. Daha çok kırsal bölgelerde yaşayan en az 210 milyon insan yeterli güvenilir ve besleyici gıdaya erişimi bulunmuyor. Dahası hızla şehirleşen bu ülkelerin şehirlerde yaşayan sakinleri için de açlık ve yetersiz beslenme oranları artış gösteriyor.”
EAGÜ’lerde barışa ve refaha ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşabilmek için insan haklarının korunmasının, iyi yönetimlerin, şeffaflığın, demokratik katılımın, hukukun üstünlüğünün gözetilmesinin, insani kalkınmanın, cinsiyet eşitliğinin, kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesinin önemine dikkat çekilen bildiride, bu ülkelerin yönetimlerinin daha şeffaf olacağını teyit etmelerinden duyulan memnuniyet dile getirildi.
“Bu ülkelerin 42’si BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesinin tarafı oldu. BM, G20, OECD ve Dünya Bankası iş birliğinin sonucu olarak, gelişmekte olan ülkelerin vergi şeffaflığı ve bilgi paylaşımından doğan avantajlardan yararlanması sağlandı.” denilen bildiride, IMF’nin ayrıcalıklı kredi imkanlarını en yoksul ve kırılgan ülkeler için yüzde elli artırmasından memnun olunduğu ifade edildi.
Bilim, teknoloji ve yenilikçi adımların kalkınmanın sağlanmasında önemli rolü olmasına karşın, en az gelişmiş ülkelerde yaşayanların yüzde 7’sinden azının internete erişiminin olmadığına vurgu yapılan bildiride, bu ülkelerde bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik alım gücünün yetersiz olmasından duyulan endişe dile getirildi.
Geleceğe yönelik tavsiyeler
Oy birliğiyle kabul edilen bildiride, İstanbul Eylem Planındaki somut hedeflerin hayata geçirilebilmesi için ulusal ve uluslararası düzeyde planlama yapılmasının gerekliliği vurgulanırken, etkili ve sağlam, çok paydaşlı ortaklıkların sürdürülebilir kalkınmada önemli rol oynayacağı ifade edildi.
Ülkelerin yürüttüğü öncelikler arasında hükümetler, şirketler, akademi ve sivil toplumla birlikte ortaklar ve paydaşların arasında sürdürülebilir kalkınma amacına ulaşmak için bilgi paylaşımı ve iş birliğinin teşvik edileceği işaret edilen bildiride, EAGÜ’ler ve onların kalkınma partnerlerini İstanbul Eylem Programının hedefi olan 2020’ye kadar bu ülkelerin en azından yarısının mezun olacak kriterleri karşılayabilmesi için cesaretlendirildiğinin altı çizildi.
“Mezuniyetin bir bitiş noktası olarak görülmemesi, daha iyi ve sürdürülebilir kalkınma ve erdemli ve kapsamlı yapısal dönüşüme ulaşmaya yönelik bir yol olduğunun görülmesi çok önemlidir.” ifadelerine yer verilen bildiride, gelişmiş ülkelere en az gelişmiş ülkelerin enerji sektörlerini geliştirme, yenilenebilir enerji ve temiz enerji kaynaklarına yönelme çabalarını destekleme çağrısı yapıldı.