Covid-19’a paralel olarak iş kesintisi, salgın ve siber saldırı riskinin birbiri ile bağlantısına vurgu yapılan Allianz Risk Barometresi 2021’de, yüksek düzeyde küreselleşmiş dünyamızın artan kırılganlıklarına dikkat çekildi.
Allianz Global Corporate & Specialty (AGCS) tarafından gerçekleştirilen yıllık küresel iş dünyası riskleri anketi Allianz Risk Barometresi’nin 10’uncusu yayımlandı. CEO’lar, risk yöneticileri, brokerler ve sigorta uzmanları dahil 92 ülke ve bölgeden 2.769 uzmanın görüşlerinin yer aldığı çalışmada; iş kesintisi, salgın ve siber olaylar 2021 yılı için birbirine güçlü bir şekilde bağlı olan en önemli üç iş riski olarak gösterildi. İş kesintisi ankette yüzde 41 ile en büyük iş riski olurken, salgın yüzde 40 ile ikinci, siber olaylar ise yine yüzde 40 ile üçüncü sırada yer aldı. İş riskleri arasında 17’nci sıradan 2’nci sıraya yükselen “salgın”, 2021’de iş kesintisinin başlıca nedeni oldu. “Siber saldırı”nın, “salgın”ın hemen ardından geldiği çalışmada, şirketlerin aşırı olaylar için tedarik zincirlerinin risklerini azaltmaya ve iş sürekliliği yönetimini artırmaya çalıştığı yorumu yapıldı.
10’uncu Allianz Risk Barometresi’ne göre 4’üncü sıradaki pazar gelişmeleri, 8’inci sıradaki makroekonomik gelişmeler ve 10’uncu sırada yer alan siyasi şiddet, artan riskler arasında. Doğal afetlerin (yüzde 17) 4’üncü sıradan 6’ncı sıraya düştüğü risk barometresinde, orman yangınları veya kasırgalar gibi çok sayıda küçük olaydan kaynaklanan toplam kayıplar 2020’de yaygın bir yıkıma ve önemli ölçüde hasara yol açsa da 2017’deki Harvey Kasırgası gibi tek bir büyük olayın görülmediği üst üste üçüncü yıl olduğuna dikkat çekildi. Öte yandan bu yılki çalışmada iklim değişikliği (yüzde 13) 9’uncu sıraya geriledi. Ancak, 2020 yılının şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olduğu göz önüne alındığında, iklim değişikliğiyle mücadele ihtiyacının her zamanki kadar yüksek olmaya devam ettiği ve 2021’de bir öncelik olarak yeniden gündeme geleceği kaydedildi.
Risk ve iş sürekliliği yönetimi daha da gelişmeli
AGCS CEO’su Joachim Müller, koronavirüs salgınının işletmelerin zorlu olaylara hazırlıklı olması ve hayatta kalabilmesi için risk ve iş sürekliliği yönetiminin daha da gelişmesi gerektiğini hatırlatan bir gösterge olduğunu belirtti. Müller şöyle konuştu: “Allianz Risk Barometresi 2021’de, Covid-19’a bağlı risk üçlüsünün baskın olduğu görülüyor. İş kesintisi, salgın ve siber saldırı riski birbirine güçlü bir şekilde bağlı olup, yüksek düzeyde küreselleşmiş ve bağlantılı dünyamızın artan kırılganlıklarını gösteriyor.Salgın tüm dünyadaki ülkeleri sıkı bir şekilde sarmaya devam ederken, kendimizi küresel çapta bir bulut kesintisi veya siber saldırı, iklim değişikliğinin yol açtığı doğal afetler ve hatta başka bir salgın gibi daha sık görülen aşırı senaryolara da hazırlamalıyız.”
İklim değişikliği kaynaklı riskler de salgın gibi öncelikli
Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, Allianz Grubu’nun her yıl gerçekleştirdiği Risk Barometresi’ni değerlendirdiği açıklamasında; 2021’den önce, Allianz Risk Barometresi’nde 10 yıl içinde 16’ncı sıradan daha yüksek bir sıraya hiç çıkmayan salgının, 2021 yılı ile birlikte 16 ülkede bir numaralı risk olarak gösterildiğine dikkat çekti. Gürkan, “Salgın, tüm kıtalarda en büyük üç risk arasında yer alırken ilk 10 risk analizinin yapıldığı 38 ülkeden 35’inde birinci risk oldu. Çevre ve iklim değişikliği ile doğal afetler kaynaklı riskler de sıralamada ilk 10 arasında yer aldı. Rapor, iklim değişikliğinin, 2021’de de öncelik olarak gündemde olacağına işaret ediyor. Günümüzde risk algısı, riske yönelik önemler ve aksiyonlar değişim içerisinde. Artık tüm iş süreçlerini sadece ekonomik değil aynı zamanda çevresel ve sosyal boyutta ele alan ve değer yaratan şirketlerin ön plana çıktığı, geride kalmış şirketlerin ise bu eksiği daha fazla hissettiği bir döneme giriyoruz. Pandemi de yeniden gösterdi; bundan sonra her işletmenin her iş sürecini, ESG boyutlarının tümünü kapsayan bir bakış açısıyla gözden geçirmesi gerekiyor.” diye konuştu.
2021 Allianz Risk Barometresi’nde yüzde 19 ile 4’üncü sırada yer alan “pazar gelişmeleri”, salgın sonrası mali yetersizlik oranlarının artması riskini yansıtıyor. Euler Hermes’e göre, mali yetersizlik oranlarındaki sıçrama, şirketlere yönelik destek tedbirlerinin kademeli olarak sona ermesiyle birlikte 2021 yılının ikinci yarısında başlayacak. 2022 yılında, mali yetersizlik oranlarının dünya genelinde yüzde 12 ve Euro bölgesinde yüzde 17 oranında artacağı öngörülüyor. Covid-19 salgını öncesinde, Allianz Risk Barometresi’nin en üst sıralarında yedi kez yer alan ve 2020’de yerini siber olaylara devreden iş kesintisi, 2021’de yeniden en tepeye döndü. Salgın, küresel çapta gerçekleşen olağanüstü iş kesintisi olaylarının sadece teorik değil, aynı zamanda üretim, operasyon ve tedarik zincirlerinde gelir kaybına ve aksaklıklara yol açan gerçek bir olasılık olduğunu gösteriyor. Ankete katılanların yüzde 59’u 2021’de iş kesintisinin başlıca nedeni olarak salgını gösteriyor. Bunu siber olaylar, doğal afetler ile yangın ve infilak izliyor. Artan iş kesintisi zafiyetlerine yanıt olarak, birçok şirket daha esnek operasyonlar kurmayı ve tedarik zincirlerindeki riski azaltmayı amaçlıyor. Allianz Risk Barometresi katılımcılarına göre, iş sürekliliği yönetiminin iyileştirilmesi, şirketlerin gerçekleştirdiği başlıca eylem. Bunun ardından alternatif veya birden fazla tedarikçi geliştirme, dijital tedarik zincirlerine yatırım yapma ve tedarikçi seçiminde ve denetimde iyileşme geliyor. AGCS uzmanlarına göre, pek çok şirketin planları salgının hızı ile alt üst oldu. Çalışmada, iş sürekliliği planlamasının daha bütünsel, çapraz fonksiyonlu ve dinamik olması; ortaya çıkan veya aşırı hasar senaryolarını izleyip ölçmesi, sürekli güncellenmesi ve test edilmesi ve bir kuruluşun stratejisine dahil edilmesi gerektiği vurgulandı.
Siber riskler yoğunlaşıyor
10’uncu Allianz Risk Barometresi’nde, siber olayların, 3’üncü sıraya düşse de 2020’ye kıyasla daha fazla katılımcıyla önemli bir risk olmaya devam ettiği vurgulandı. Siber olay riski, Brezilya, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, Güney Afrika, İspanya, İngiltere ve ABD gibi birçok ülkede hâlâ ilk üç risk arasında yer alıyor. Çalışmada “makroekonomik gelişmeler” (yüzde 13) bu yıl 8’inci sıraya yükseldi. 10’uncu sıradaki “siyasi riskler ve şiddet” (yüzde 11) 2018’den bu yana ilk kez ilk 10’a girdi.
Dünyada İlk 10 Risk Sıralaması:
- 1/ İş kesintisi %41
- 2/ Salgın %40
- 3/ Siber olaylar %40
- 4/ Pazar gelişmeleri %19
- 5/ Mevzuat ve yönetmeliklerdeki değişiklikler %19
- 6/ Doğal afetler %17
- 7/ Yangın, infilak %16
- 8/ Makroekonomik gelişmeler %13
- 9/ İklim değişikliği %13
- 10/ Siyasi riskler ve şiddet %11