1 Şubat 2019 tarihinde yürürlüğe giren AB-Japonya Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA), dünyanın en büyük ekonomilerinden olan AB ve Japonya’nın kurallara dayanan, adil ticaret için atmış oldukları önemli bir adım niteliğinde. Bu anlaşmanın korumacılık eğilimlerinin hız kazandığı ve serbest ticaretin DTÖ kurallarına aykırı ek vergiler ve korunma önlemleri ile tehdit edildiği bir dönemde gerçekleşmesi önemini daha da artırıyor.
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Başkan Zeytinoğlu açıklamasında bu iki önemli ticari oyuncuyu bir araya getiren anlaşmanın Türkiye açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. Başkan Zeytinoğlu, Türkiye’nin de Japonya ile STA müzakerelerinin devam ettiğini hatırlattı ve AB-Japonya EOA’sının yürürlüğe girmesinden sonra, bu müzakerelerin ivedilikle tamamlanmasının stratejik bir öncelik olması gerektiğini belirtti. Başkan Zeytinoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“1 Şubat 2019 itibarıyla yürürlüğe giren anlaşma ile 635 milyon insanın yaşadığı ve küresel hasılanın üçte birinin üretildiği AB ve Japonya, pazarlarını karşılıklı olarak açıyor. Anlaşmanın tamamıyla yürürlüğe girmesinin ardından AB ile Japonya arasındaki ticaretin 36 milyar avro artması bekleniyor. Bu anlaşma, Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye, AB ile gümrük birliği içinde ve gümrük birliği, sanayi ürünlerini kapsıyor. Gümrük birliğinin gereği olarak Türkiye, AB’nin ticaret anlaşmalarına da uyum sağlamak durumunda. Türkiye’nin AB’nin ticaret müzakereleri ile eş zamanlı olarak söz konusu üçüncü ülkeler ile ticaret anlaşmaları müzakerelerini gerçekleştirmesi, ticaret imkânlarının artırılması ve dış ticaret hedeflerine ulaşılması açısından önemli. Aksi takdirde AB ile STA imzalayan ülkeler, gümrük birliği sebebiyle Türkiye pazarına ürünlerini tarifesiz satabilirken, Türkiye bu ülkelerle ayrı bir anlaşma imzalamadığı sürece o ülke pazarlarına ürünlerini tarifesiz bir şekilde satamıyor. Japonya örneğinde Türkiye’nin STA müzakereleri halen devam ediyor. Son tur görüşmeler, Aralık ayında Ankara’da yapıldı. Bu sürecin hızlanması ve Japonya’ya ihracat ve ortak iş olanaklarını artıracak bir anlaşmanın ivedilikle imzalanması son derece önemli. Japonya’ya ihracatımız 2018’in ilk altı ayında 253 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ki bu son derece yetersiz. Bunun yanında, güçlü otomotiv sektörü ile Japonya’dan gelen otomotiv ürünlerine AB pazarında yedi yıllık geçiş sonrasında sıfır vergi uygulanacak olması, Türkiye’den yapılan ithalatın azalmasına sebep olabilir.”
Başkan Zeytinoğlu, Türkiye ve AB arasındaki Gümrük Birliği’nin modernizasyonu sürecine de dikkat çekti ve siyasi engeller sebebiyle müzakereler başlamasa da önümüzdeki süreçte gümrük birliğini güncellemenin hem Türkiye hem de AB’nin yararına olacağını belirtti:
“AB ve Japonya arasındaki EOA yeni nesil bir anlaşma. Yani sanayi ürünleri ticaretinin yanında, tarım, hizmetler, e-ticaret, kamu alımları ve veri güvenliği gibi kapsamlı konuları da içeriyor. Türkiye AB ile gümrük birliğinin modernizasyonuna hazırlanırken, bu tür model olarak alınabilecek anlaşmaları incelemek ve ticaretin yeni ufuklarını anlamak çok önemli. Bu süreçte siyasi engeller sebebiyle müzakereler henüz başlamasa da yakın bir gelecekte gümrük birliğinin revize edilmesi gerek Türkiye gerekse AB açısından kaçınılmaz bir zorunluluk halini almış durumda. Gümrük birliğinin modernize edilmesi ve güncellenmesi tıpkı Japonya ile AB arasındaki anlaşmada olduğu gibi; hizmetler, kamu alımları, veri güvenliği ve tarım gibi son derece teknik ve stratejik alanları kapsayacak. Türkiye’nin bu süreçten azami fayda sağlayabilmesi için Ticaret Bakanlığımız ve diğer ilgili bakanlıkların, iş dünyasını temsil eden kuruluşlar ile çok yakın çalışması şart.”
Başkan Zeytinoğlu, 1 Şubat itibarıyla AB şirketlerinin Japonya ile yaptıkları ticarette sıfırlanmış tarifelerden ve basitleştirilmiş gümrük işlemlerinden faydalanıyor olmasının, AB ticaret politikasının bugüne kadar atmış olduğu en önemli adımlardan biri olduğuna dikkat çekti. Başkan Zeytinoğlu, AB-Japonya EOA’sının yeni nesil bir ticaret anlaşması olduğunu belirtti ve güvenli veri akışını kapsamasının yanında, çevre alanında Paris Anlaşması’nın hedeflerine uyumun taahhüt edildiği AB’nin ilk ticaret anlaşması olması bakımından da dikkat çektiğini ekledi.
Japonya Ekonomik Ortaklık Anlaşması ile İlgili Kısa Bilgi:
1 Şubat 2019 itibarıyla yürürlüğe giren anlaşma ile 635 milyon insanın yaşadığı ve küresel hasılanın üçte birinin üretildiği AB ve Japonya, pazarlarını karşılıklı olarak açıyor. Anlaşmanın tamamıyla yürürlüğe girmesinin ardından Japonya, AB’den ithal ettiği ürünlere uyguladığı vergilerin yüzde 97’sini kaldıracak. Anlaşma ayrıca araçlardaki uluslararası standartlar gibi tarife dışı engellerin sonlandırılmasını da beraberinde getirecek. Böylece AB ile Japonya arasındaki ticaretin 36 milyar avro artması bekleniyor. Avrupalı şirketlerin Japonya’ya her yıl ihracat yaparken ödedikleri yaklaşık 1 milyar avro değerinde vergi de tarihe karışacak.
AB-Japonya EOA’sının en dikkat çekici özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: AB’den ithal edilen gouda ve çedar gibi çok sayıda peynire Japonya tarafından uygulanan yüzde 29,8’lik ve şaraba uygulanan yüzde 15’lik ithalat vergisi sona erecek. Japonya’ya AB’nin et ihracatı önemli ölçüde artacak. Öyle ki işlenmiş domuz eti tamamıyla vergisiz ihraç edilecekken, işlenmemiş domuz eti de çok küçük oranda bir vergiyle satılacak. AB’nin 200’den fazla coğrafi işaretli tarım ürünü ile Japonya’nın benzer ürünleri taraflarca koruma altına alınacak.
AB-Japonya EOA’sı ayrıca başta finansal hizmetler, e-ticaret, telekomünikasyon ve ulaştırma olmak üzere hizmet ticaretinde de tarifeleri ve tarife dışı engelleri ortadan kaldıracak. Bir diğer önemli alan olan kamu alımlarında Avrupalı şirketler artık Japonya’nın 54 büyük şehrinde ihalelere katılabilecek ve ulusal seviyede büyük önem teşkil eden demiryolu sektöründe kamu alımlarına erişimlerindeki engeller son bulacak. Belirli sektörlerdeki hassasiyetlere gereken duyarlılığın gösterileceği AB-Japonya EOA’sı kapsamında özellikle AB’nin otomotiv sektörü için gümrük vergilerinin sıfırlanması yedi yıl sürecek bir geçiş döneminin ardından hayata geçirilecek.
AB-Japonya EOA’sının ilk olma özelliği taşıyan bir diğer önemli noktası da dünyanın en geniş güvenli veri akışı alanını hayata geçirecek olması. Tarafların birbirlerinin veri güvenliği sistemini muadil olarak tanımasıyla birlikte artık kişisel veriler, AB Üye Devletleri ve Japonya arasında serbest ve güvenli bir şekilde dolaşabilecek.