Diyetisyen Sibel Mumcu, “Karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral açısından dengeli, yüksek posalı besinler tercih edilerek düzenlenen diyet içeriği 4-6 arası (genellikle 3 ana, 2-3 ara) öğünde tüketilmeli. Diyette glisemik indeksi düşük olan besinler seçilmeli, şeker ve şeker ilave edilen yiyecek ve içecekler, tüm hamur işleri, hazır gıdalar ve her türlü tatlı beslenmeden çıkarılmalı.”
Doğuştan veya sonradan gelişen insülin hormonu yetersizliğine bağlı ortaya çıkan ve kandaki şekerin kullanımını engelleyerek sürekli yüksek kalmasına neden olan diyabet, Türkiye’de ve dünyada en sık rastlanan hastalıklar arasında yer alıyor. 14 Kasım Diyabet Günü’nde bu rahatsızlığın ciddiyetine değinen Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi Sağlıklı Yaşam Yöneticisi Diyetisyen Sibel Mumcu, “Türkiye’de ve dünyada en sık rastlanan hastalıklar arasında yer alan ve kronik bir hastalık olan diyabet için obezite, ailede diyabet öyküsünün olması, ilerlemiş yaş, hareketsiz yaşam, stres gibi nedenler en önemli risk faktörleri olarak sayılıyor” dedi.
Kişiye özel beslenme çok önemli
Diyabetli hastalar için dengeli beslenme esaslarına uygun, bireyin vücut ağırlığı ve fiziksel aktivitesi dikkate alınarak hazırlanmış kişiye özel diyet planının çok önemli olduğunu söyleyen Sibel Mumcu, “Karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral açısından dengeli, yüksek posalı besinler tercih edilerek düzenlenen diyet içeriği 4-6 arası (genellikle 3 ana, 2-3 ara) öğünde tüketilmeli. Diyette glisemik indeksi düşük olan besinler seçilmeli, şeker ve şeker ilave edilen yiyecek ve içecekler, tüm hamur işleri, hazır gıdalar ve her türlü tatlı beslenmeden çıkarılmalı. Diğer besin grubu seçimleri ise ihtiyaca göre çeşitlendirilerek ve porsiyon kontrolü sağlanarak düzenlenmeli” dedi.
Diyabetin ciddi bir rahatsızlık olduğuna dikkat çeken Sibel Mumcu, bu hastalıktan uzak kalmayı sağlayacak ipuçları ve ara öğün önerilerini de şöyle sıraladı:
- Bireyler kendileri için uygun ve sağlıklı kiloya inip bunu korumalıdırlar.
- Dünya sağlık örgütü ilave şeker tüketimini günlük enerjinin yüzde 10’unu geçmeyecek şekilde önermektedir. Şeker ve şeker içeren yiyecek ve içecekleri sınırlamalı, mümkünse tüketmemelidirler.
- Aslında hepimiz için sorun olan tatlı isteğini karşılamak için doğru şeker kaynaklarını öğrenmek ve onlara yönelmek de önemlidir. Meyveler ve süt, doğal ve basit şeker içermeleri yanında protein, vitamin, mineraller ve posada sağlarlar ve tüketildiklerinde tatlı isteğini baskılarlar. Bu nedenle şekerli yiyecek ve içecekler yerine taze-kuru meyveleri, süt, ayran, taze sıkılmış meyve sularını öncelikli tercih edebilirler. Ayrıca çay, kahve, bitkisel çaylar gibi gün boyu çok sık içilen içeceklere şeker eklememek, tüketimini kontrol etmek için kolay bir yoldur.
- Hazır gıdalar, kek, çörek, pasta, kurabiyeler, çikolata, cips, gofret, bisküvi gibi atıştırmalıklardan da uzak durulmalı, bunların yerine kuru meyve, ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler, mevsiminde taze meyveler, haşlanmış veya çiğ sebzeler, yulaf ezmesi veya tam tahıllı gevrekler, süt, peynir ve yoğurt tercih etmelidirler.