Bu yıl 12’incisi düzenlenen “Dünya Gıda ve Tarım Forumu” kapsamında bulunduğu Berlin’de Türk gazetecilerle bir araya gelen Bakan Pakdemirli, tarımla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Almanya’nın başkenti Berlin’de bu yıl 12’ncisi düzenlenen “Dünya Gıda ve Tarım Forumu”na katılan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Forum kapsamında gerçekleştirilen “Tarımsal Kalkınma İçin Ticaret” konulu 2020 Gıda Zirvesinde konuştu. Konuşmasında, oturumlarda dile getirilmeyen göç konusunu gündeme getiren Bakan Pakdemirli, Ticaret, sürdürülebilirlik, kırsal kalkınma ve gıda güvenliği gibi konuları müzakere ettik ancak göç konusuna değinmedik. Uluslararası toplum, daha önce karşılaşılmamış bir göç kriziyle karşı karşıya kalmıştır. Bugün, dünya genelinde, yaklaşık 260 milyon göçmen, 71 milyonun üzerinde sığınmacı ve 25 milyon civarında mülteci bulunmaktadır. Bu rakamlar, açlık, kıtlık, iç savaşlar, terör saldırıları ve siyasi belirsizlikler gibi ekonomik etkisi olan problemlerden dolayı günbegün artmaktadır. Türkiye, dünyadaki, göç ve mülteci akınlarının yükünü en ciddi anlamda çeken ülkelerden biridir. Şu anda, 3,7 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyona yakın insana ev sahipliği yapmaktayız. Türkiye, milli gelirine oranla insani yardımda bir numaralı ülkedir. Peygamberimiz, ‘Komşusu açken tok yatan mümin değildir’ demiştir. İnsanların açlık çektiği bir dünya, kimse için güvenli değildir. Dünyada yaklaşık her dokuz insandan biri, açlık ve yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalmaktadır. Açlık, artma eğilimindedir ve açlık sorunu, çatışma bölgelerinde, daha yaygın hâle gelmiştir. Günümüz dünyasında, ülkeler, mülteci sorununa coğrafi uzaklık penceresinden bakma lüksüne sahip değillerdir.” diye konuştu.
Forumun ardından Berlin’de Türk gazetecilerle bir araya da gelen Pakdemirli, Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliğinde düzenlediği basın toplantısında Türk tarımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Pakdemirli gazetecilere, Türkiye’nin GDO’lu ürün üretmediğini belirterek, Türkiye’nin sağlıklı gıda üreten bir ülke olduğunu, Türkiye’nin topraklarındaki kirlilik, gübre ve ilaç kalıntılarının tüm AB ülkelerinden çok daha az seviyede olduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin GDO’lu ürün üretmiyor olmasını uluslararası pazarlarda pazarlanması gerektiğini söyleyen Pakdemirli, “Bunun bir bedeli var, Türkiye bu bedeli ödüyor, bunun karşılığını da fiyat olarak alması lazım. Türkiye sağlıklı gıda üreten bir ülkedir. Topraklarımızdaki kirlilikler ve gübre, ilaç kalıntıları tüm AB ülkelerinden çok daha az seviyededir. Bundan dolayı Türkiye’nin kendini bu konuda daha iyi pazarlıyor, daha iyi anlatıyor ve bunu da fiyata yansıtıyor olması lazım. Sadece organik ürün değil, iyi tarım uygulamalarını da çok iyi anlatıyor olmamız lazım. Bu ürünleri pazarlarken de bunun karşılığını alıyor olmamız lazım” diye konuştu.
Ekonomik dalgalanmalar ve iklim değişikliğinin dünya tarım sektörü üzerinde olumsuz etkilerine rağmen Türkiye’de tarım ve gıda sektörünün aralıksız büyüyerek bir başarı hikayesi yazdığını belirten Pakdemirli, “Bu başarımızı da dünya ülkeleriyle de paylaşma imkanımız oldu. Bu başarının daha da ileriye taşınması gerekiyor, çünkü önümüzde hem bir nüfus artışı ve hem de iklim koşullarının daha da sert geçmesi bekleniyor. Türkiye bin 700’den daha fazla tarımsal ürünü ihraç eden bir ülke olarak inşallah bundan sonra daha fazla tarımsal ticaretini artıran, uluslararası işbirlikleriyle başarısını çok daha ileriye taşıyan, Türk çiftçisinin gururla ürettiği ürünleri daha iyi pazarlayabilen bir ülke haline gelecektir” dedi.
Alman çiftçilerin hükümetin tarım politikalarını eleştiren eylemlerinin hatırlatılması üzerine Bakan Pakdemirli, “Bütün ülkelerde her konuda demokratik bir hak olarak protestolar yapılabilir. Buradaki çiftçilerin bunu yapmasını anlayabiliyorum. Buradaki asıl mesele tarım ilaçlarının gereğinden fazla kullanılması, doğanın biraz daha tahrip edilmesi sebebiyle bu konuda çiftçilere karşı verilen hükümetin bir mücadelesi var. Çiftçiler bugünkü kazançlarını düşünerek, tarım ilaçlarının kullanımdan kalkmasına karşı çıkıyorlar gibi görünüyor, iklim değişiklikleri ve diğer konularda da buradaki çiftçilerin zorlandığını kabul etmek gerekiyor. Alman mevkidaşım protestocularla görüştüklerini anlattı, keşke bu protestoyu yapan çiftçileri de davet etseydi, bizde onlarla beraber olsaydık konuşsaydık” şeklinde konuştu.