Toplumun koronavirüs pandemisi algısında çarpıcı değişimler söz konusu. Salgının başlarında toplumda genel olarak panik duygusu hakimken, sürecin uzaması ile birlikte bu duygu yerini büyük ölçüde gelecek endişesine bırakmış durumda.
Araştırma şirketi Barem, koronavirüs salgınıyla ilgili 10-12 Mart tarihleri arasında gerçekleştirdiği ilk araştırmanın ardından ikinci bir araştırma daha gerçekleştirdi. Araştırma verilerine göre; toplumun koronavirüs pandemisi algısında çarpıcı değişimler söz konusu. Salgının başlarında toplumda genel olarak panik duygusu hakimken, sürecin uzaması ile birlikte bu duygu yerini büyük ölçüde gelecek endişesine bırakmış durumda. Görüşülen her dört kişiden biri salgının uzaması halinde ekonomik açıdan ailecek zor durumda kalacağından endişe ediyor. Bu endişe kadınlarda ve 25-54 yaş grubunda yüzde 80 oranla birinci sırada. Öte yandan devletin ekonomik olarak zorlanan vatandaşları destekleyeceğine inananların oranı da oldukça yüksek (yüzde 71). İlkokul ve altı eğitimli grupta bu oran yüzde 80’e kadar çıkıyor. Devletin desteğine inanç yüksek olsa da, gelecek kaygısının önüne geçemiyor.
5 kişiden 4’ü “hazırlıklıyım” diyor
Yüksek kaygı nedeniyle, yine beş kişiden dördü, salgının uzun sürme olasılığına karşı evde her türlü hazırlığı yaptığını söylüyor. Bu söylem, 65 yaş ve üzerinde yüzde 89 ile daha yüksek oranda seyrediyor.
Sürecin biran önce son bulması için; koronavirüsü salgını mücadelesine gönüllü olarak katılacağını söyleyenlerin oranı yüzde 78. Erkeklerde ve gençlerde (24 yaş ve altı grup) yüzde 83 ile bu oran daha da yüksek.
Türkiye’nin ekonomisi, ekipmanı ve tıbbi uzmanlığı mücadele için yeterli
Görüşülen üç kişiden ikisi ülkemizin koronavirüs mücadelesi için gereken ekonomik güce sahip olduğunu düşünüyor. Bu düşünce eğitim arttıkça azalıyor, üniversite ve üzeri eğitimli kişilerin yalnızca yüzde 45’i bu konuda hemfikir. Türkiye’nin koronavirüsü salgınını durdurmak için gereken ekipmana sahip olması konusunda da hemen hemen benzer bir katılım oranı ve eğilim görünüyor. Türkiye’nin koronavirüsü yenmek için gereken tıbbi uzmanlığa sahip olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 74 ile biraz daha yüksek. Üstelik bu konuda tüm alt gruplar hemfikir.
Görüşülen kişilerin yüzde 71’i, 65 yaş üstü kişilerin evden çıkmalarının yasaklanması nedeniyle sıkıntı çekmemeleri için alınan önlemlerin ve altyapının yeterli olduğunu düşünüyor. İlkokul ve altı eğitimli grupta bu oran yüzde 77’ye çıkıyor. Bu ifadeye en düşük katılım ise (%58) konunun merkezindeki 65 ve üzeri yaş grubundan geliyor.
Sokağa çıkma yasağı yaygınlaştırılmalı
Araştırmaya göre, 5 kişiden 4’ü sokağa çıkma yasağının acilen tüm topluma uygulanması gerektiğini düşünüyor. Bu düşünceye katılım kadınlarda (%83) ve orta yaş grubunda 35-54 yaş grubunda (%84) biraz daha yüksek. Bu sonuç, geçtiğimiz haftasonu alınan yasak kararını halkın onaylamasını ve yasağa riayet etmesini açıklar nitelikte.
“Endişemiz artmış olsa da gönüllü desteğe hazırız”
Araştırma verilerini değerlendiren Barem Genel Müdürü Sencer Binyıldız;“Koronavirüs salgını konusunda artan gelecek endişesi, hazırlıklı olmayı da beraberinde getirdi. Beş kişiden dördü evde hazırlık olduğunu dile getirirken, ekonomik açıdan ülkenin gücüne de inanıyor. Tıbbi yeteneğe ve ekipmana olan güven de oldukça yüksek düzeylerde. Devletin gücüne inanan toplum, salgınla mücadelede ihtiyaç duyulursa, gönüllü olarak destek vermeye de hazır. Tüm bu veriler gelecek endişesinin giderek artacağını ancak buna rağmen Türk toplumundaki duygusal gücün dayanışmayı, birlik ve beraberlik duygusunu körüklediğini ortaya koyuyor” dedi.