Zeytinyağında yaklaşık iki senedir süren yüksek fiyat, hem ihracatı hem de tüketimi vurdu. 2015/16 sezonunun başında 18 TL civarında oluşan fiyat, hem iç piyasa da, hem de ihracatta büyük kayıplara yol açtı.
Zeytinyağı ihracatı 2015/16 sezonunun geride kalan 7 aylık döneminde yüzde 49’luk düşüşle 5 bin 555 ton’a kadar geriledi. Market satışlarında da yüzde 45’lere varan düşüş oldu. Sezon başında üreticide litresi 18 lira olan zeytinyağı, market raflarında 30 lirayı aşmıştı. Sezon başında rekoltenin 143 bin ton olarak tahmin edilmesi ve İspanya gibi rakip ülkelerdeki üretim eksikliği gibi nedenlerle sezon başında 18 TL civarında başlayan üretici fiyatları son dönemlerde ise 8-11 TL düzeylerine kadar geriledi.
Konuyu değerlendiren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, sezon başında 143 bin ton olarak açıklanan zeytinyağı rekoltesinin sonradan 170 bin ton düzeylerinde gerçekleştiğinin ortaya çıktığını söyledi. Bu durumun rekolte tespitinin daha gerçekçi şekilde yapılması gerektiği sonucunu ortaya koyduğunu vurgulayan Er, “Sezon başında üreticiye zeytinyağını 18 TL’den düşük fiyata satılmaması gerektiği, dünyada da üretimin az olduğu yönündeki bazı açıklamalar maalesef üreticisinden ihracatçısına ve tüketiciye kadar herkesin aleyhine sonuçlar doğurdu.” dedi. İç piyasada ise marketlerdeki satışların yüzde 45’lere varan düzeylerde gerilediğini aktaran Er, şöyle devam etti: “Bu da demek oluyor ki; geçtiğimiz yıl kişi başına 1,5 litreyi aştığı tahmin edilen tüketim miktarı 1 litre düzeylerine kadar geriledi, üretilen 170 bin ton zeytinyağının şimdiye kadar ancak 80 bin ton civarı iç piyasada tüketilebildi. Daha kötüsü ise, önceki dönemde tüketim tercihini sağlık gerekçeleri ile zeytinyağından yana kullanmaya başlayan tüketicilerimizin önemli bir kısmını sezon başındaki yüksek fiyatlar nedeniyle kaybettik.”
‘Tağşiş vatandaşı zeytinyağından uzaklaştırdı’
Net zeytin ağacı varlığı ve üretim tahmininin uydu destekli bilimsel metotlardan faydalanılarak yapılması gerektiğini savunan Er, “Böylece, baştan gerçeğe yakın olarak belirlenecek üretim miktarı ile birlikte piyasa daha düzgün oluşur ve sezon boyunca aynı düzeylerde devam ettirilebilir. İç piyasadaki gerilemenin bir nedeni de maalesef taklit/tağşiş tartışmaları oldu. Birkaç marka ile ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı açıklaması tüketici nezdinde sıkıntıya yol açtı. Sonradan fiyatların gerilemesi de, sezon başına göre düşük fiyatlı ürünlerde tağşiş olabileceği kuşkusunu doğurdu. Bu da tüketicinin zeytinyağından uzaklaşmasını getirdi.” diye konuştu.
‘Destekleme sisteminde İspanya modeline geçilmeli’
İç piyasa tüketiminin artırılabilmesi için tüketicinin ürüne uygun fiyatta ulaşabilmesi ve üreticilere de sağlanan desteğin Avrupa Birliği düzeyine çıkarılması gerektiğini vurgulayan Er, şunları kaydetti: “Üreticiye yönelik desteklerin belirlenip uygulanmasında eskiden ülkemizde, halen İspanya’da uygulamada olan modele geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üretici, yağ sıkım tesisine zeytinini satış amaçlı getirip teslim etmelidir. Destek de tane zeytin için belirlenip uygulanmalıdır. Fiyatlama yapılırken de, sıkıma getirilen ürünün hasat sonrası bekleme süresi, kasa veya çuvalda getirilme durumu gibi hususlar dikkate alınır, üreticinin hasat ettiği ürünü beklemeden uygun ambalajda sıkıma göndermesi sağlanarak da elde edilecek zeytinyağı kalitesi artırılmış olur. Sofralık zeytinde de, benzer sistem hayata geçirilerek tane zeytine destek sağlanmış olur. Sonuçta kalite artışının yanında, tüm üretim ve satışlar kayıt altına alınarak devletin vergi kaybı önlenir. Dahası, sezon içinde fiyatlarda olağanüstü değişimlerin önü alınarak üretici başta olmak üzere tüm paydaşların zarar görmesi önlenmiş olur.”
İhracat dip yaptı
Türkiye’nin zeytinyağı ihracatında dip noktasına geldiği bilgisini de veren Er, bu sürece geliş nedenlerini ise şöyle özetledi: “Sezon başında 18 TL ile başlayan yani 4-7 dolar düzeyinde olan hammadde fiyatları dolayısıyla, 4-4,5 dolar düzeylerinde olan İspanyol, İtalyan, Yunan, Tunus gibi rakip ülke ihracatçıları ile rekabet edemez noktaya geldik. Normal sezonlarda, 3 milyon ton düzeylerindeki dünya üretiminin yaklaşık yarısını tek başına gerçekleştiren İspanya’daki rekoltenin 1 milyon tona kadar gerilemesi de ihracatımıza bir katkı sağlamadı. Çünkü başta AB olmak üzere dünya piyasalarındaki durgunluk ve üretici olmayan Çin, Japonya, Rusya, Brezilya gibi tüketici ülkelerde zeytinyağı tüketiminde yaşanan kısmi gerileme dolayısıyla fiyatlarda bir artış olmadı. Son aylarda rakip üretici ülkelerdeki hammadde fiyatlarında gerileme olduğu yönünde haberler de alıyoruz. Bu gelişmeler sonrasında, Kasım 2015/Mayıs 2016 döneminde zeytinyağı ihracatımız, bir önceki sezonun aynı dönemine göre yüzde 49 oranında gerileyerek 5 bin 555 ton olarak gerçekleşti. Bu, şimdiye kadar görülmemiş bir gerilemeye işaret ediyor. Son 2-3 ayda üretici kaynaklı hammadde fiyatlarının 8-11 TL’ye gerilemesi de ihracatımıza katkı yapmıyor. Çünkü, ihracat bağlantıları sezon öncesinde yapıldığı için sezon ortasında düşen fiyatlarla yeni müşteri bulabilmek mümkün değil. Dünya piyasalarında son iki yılda kaybettiğimiz market raflarını geri kazanmamız epey zaman alacaktır.”