İngiltere Gıda Güvenliği Ajansı (FSA) tarafından gerçekleştirilen bir araştırma tüketicilerin gıdalar, katkı maddelerinin ve koruyucuların kullanımlarının sınırlandırılması konularında daha fazla yasal düzenleme istediğini ayrıca tüketicilerin fonksiyonel ürünleri kucaklamaya hazır olduğunu ortaya koyuyor.
Tüketiciler gıdanın geleceğini nasıl görüyor? İşte bu sorunun cevabını arayan FSA gerçekleştirdiği araştırma sonucunda elde ettiği verileri yayımladı.
Araştırma sonuçlarını makalesine taşıyan David Burrows, genel olarak tüketicilerin belli gıda maddelerinde daha fazla yasal düzenleme ve sınırlama getirilmesi isteğinin sürpriz olmadığını belirtiyor. Tüketiciler bu gıda maddeleri ile ilgili daha sıkı yasal düzenlemelerin yanı sıra hükümetin vergiler yoluyla da gıdaların sağlıksız olmasını “zorlaştırmasını” arzu ediyor. Bunun gerçekleşmemesi durumunda tüketiciler gıdada “iki seviye” olmasından endişe ediyor; sağlıklı ve daha az miktarda üretilen gıdalar bir lüks olacak ve mali açıdan baskı altında olan tüketiciler fiyat bakımından daha uygun olan gıdalara yönelmek durumda kalacak.
Fiyat açısından uygunluk, gıda şirketlerinin başına dert açacak gibi gözüküyor. Tüketiciler hazır gıdaları ve internet üzerinden alışverişten ayakta yenilen yemeklere kadar bu gıdaların her türlüsüne talep gösterirken, diğer yandan eğer markalar fiyat üzerinden pazarlamalarına devam ederse tüketiciler yemekle “bağlantılarını” kaybedecekler.
Çelişkili bir biçimde tüketiciler fonksiyonel gıda ve kapsül benzeri formdaki doğal gıdalar fikrine sağlıklı beslenmeye yardımcı olmaları açısından fazlasıyla olumlu yaklaşıyor. Bu gıdaların beş yıl içerisinde dünya genelinde pazar payının 35 milyar avro seviyesine çıkması bekleniyor ve İngiliz tüketiciler daha fazla inovasyon konusunda umutlu.
Tüketiciler ne ister?
‘Tüketiciler ne ister?’ konusunun tüketicileri de oldukça meşgul ettiğini belirten araştırma yazarları; “Araştırmaya katılanlar hem sağlıklı hem de ulaşılabilir gıdalara ihtiyaç duyduklarının farkında ve fonksiyonel ve kapsül benzeri formdaki doğal gıdaların besin değerleri bakımından iyi bir beslenme sağlayabileceğini düşünüyorlar.” diyor. Örneğin bazı tüketiciler “günlük beş öğünü minimum çabayla karşılayabilme” fikrini desteklerken özellikle zamanla ilgili stres yaşayan aileler bu gıdaların çocuklarının sağlıklı bir şekilde beslenmesine yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Bu gıdaların üretimi ile ilgili “doğallıktan uzak” kaygıları olsa da bu alandaki gelişmeler sağlıklı beslenmeyi desteklediğinden genel olarak olumlu görülüyor.
Diğer bir deyişle tüketiciler raflarda makul fiyatla satılan ürünlerde vitamin kalmadığı için üreticilerin bu fonksiyonel kapsüllere yönelmelerini istemiyor. Hatta eğer kapsül benzeri formdaki gıda pazarı gereğinden fazla büyürse tüketiciler hükümetin duruma müdahil olması ve “sağlıklı, az işlemden geçmiş gıdalar” için mali destek sağlaması gerektiğini düşünüyorlar.
Güven
Araştırmacılar tüketicilere “ideal dünya” ve “en kötü durum” senaryolarını da sordular. Genel olarak gıda endüstrisine karşı bir güvensizlik söz konusu. Etki hiyerarşisinin gıda endüstrisi, hükümet, toplum şeklinde sıralandığı görüşü hakim ancak güven konusunda bu sıralama tam tersine dönmek zorunda.
Sektör de bu konuda oldukça çaba sarf ediyor. Alerjen madde, yağ, tuz, şeker oranları ve katkı maddelerinin etiketlerde daha belirgin bir şekilde yer alması “oldukça övgü alıyor”. Ayrıca bu etiketler tüketicilerin daha bilgili seçimler yapmasını sağlıyor ve gıda endüstrisinin tüketicilerin çıkarlarını gözeterek hareket ettiği konusunda tüketicilerin güvenini tazeliyor.
Ayrıca gıda etiketlerinde yer alan bilgilerin daha da fazla olabileceği, etiketlerde tedarik zinciri ve gıda üretiminin çevreye etkileri gibi konularda da tüketicilerin bilgilendirilebileceği görüşü de yaygın.
FSA Politikalar Başkanı Steve Wearne araştırma ile ilgili ; “Gıda tedarik zinciri günden güne karmaşıklaşıyor ve şimdiden artan dünya nüfusundan dolayı büyük bir baskı altında. Bu durumun tüketicilerin çıkarlarını nasıl etkileyeceğini anlamak ve gelecekte gıda sisteminin nasıl şekillenmesi gerektiği konusunda tüketicilerle iletişime geçmek bizim görevimiz.” açıklamasında bulunuyor.