Sanayiye aktarılan inek sütü miktarının, Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 artarak 809 bin tona yükseldiğini söyleyen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, yılın ilk altı ayında sanayiye aktarılan süt miktarının da 4,8 milyon tona çıktığını belirtti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Nisan ve Mayıs aylarında gerileyen sanayiye aktarılan inek sütü miktarının Haziran ayında artışa geçtiğini bildirerek, “sanayiye aktarılan inek sütü miktarı, Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 artarak 791 bin 429 tondan 808 bin 582 tona yükseldi” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, yılın ilk 6 ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,2 artarak 4 milyon 687 bin 597 tondan 4 milyon 798 bin 248 tona çıktığını belirtti. Haziran ayı sonu itibarıyla son bir yılda sanayiye aktarılan inek sütü miktarının 9 milyon 38 bin 792 tona ulaştığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“2015 yılında sanayiye 8 milyon 937 bin 141 ton inek sütü aktarılmıştı. Haziran ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 2,2 arttı. Ocak-Haziran döneminde de sanayiye aktarılan inek sütü miktarı geçen yılın aynı döneminin yüzde 2,2 üzerinde gerçekleşti. Rakamlar, hem aylık hem de 6 aylık dönem ele alındığında sanayicinin geçen yılki seviyelerin üzerinde süt almaya devam ettiğini gösteriyor.
Tespitlerimize göre, çiğ süt litre fiyatı Türkiye ortalaması olarak 2016 yılı Mart ayında 99 kuruşken, Nisan ayında 1 lira 2 kuruş, Mayıs ayında 1 lira 3 kuruşa, Haziran ayında 1 lira 6 kuruşa çıktı. Temmuz ayında 1 lira 5 kuruş oldu. Et ve Süt Kurumu, çiğ süt litre fiyatında Türkiye ortalaması 1 lira 15 kuruşu geçene kadar alımlara devam etmelidir. Eğer süt fiyatları 1 lira 15 kuruşun üzerine çıkarılamazsa hayvancılığımız sıkıntı yaşayabilir.”
“İhracat ve üretim artışı üretici fiyatlarına yansımıyor”
Haziran ayında ihracatın yüzde 28,3 artarak 32,6 milyon dolara, Ocak-Haziran döneminde ise yüzde 14,3 artarak 140,9 milyon dolardan 161 milyon dolara yükselmesinin olumlu bir gelişme olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“İhracat, 2016’nın Ocak-Haziran dönemindeki tüm aylarında ihracat sürekli arttı. Bu rakamlar çok daha fazla artırılabilir. Ülkemiz, bu alanda milyarlarca dolarlık ihracat yapabilir. Bu ihracat devamlılığının sağlanması için üreticiyi üretimden vazgeçirmeyecek alım fiyatlarına ihtiyaç vardır. Fakat değişen olumlu hava yani ihracatta yaşanan yukarı yönlü bu ivme, ne yazık ki üretici fiyatlarına yansımamaktadır. En kısa zamanda bunun üretici fiyatlarına yansımasını bekliyoruz.
Temmuz 2014 ile Temmuz 2016 tarihleri arasında üretici çiğ süt fiyatları yüzde 8,7 azalarak 1 lira 15 kuruştan 1 lira 5 kuruşa inerken, market ürünlerinin fiyatlarının yüzde 0,7 ile yüzde 24,9 arası değişen oranlarda artması kabul edilebilir bir durum değildir. Üreticimiz yoğun emek sarf ederek elde ettiği ürününü 2 yıl öncesinin bile değerine satamazken, marketlerde içme sütünün yüzde 11,6, yoğurdun yüzde 0,7, beyaz peynirin yüzde 9,8, tulum peynirinin yüzde 22,3, kahvaltılık tereyağın yüzde 16, dondurmanın yüzde 23, ayranın ise yüzde 24,9 oranında artmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Biz üreticiler 24 ay önceki fiyatı muhafaza etmenin mücadelesini verirken marketlerde fiyatların artıyor olmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bu işte bir yanlış olduğu herkes tarafından net olarak görülmektedir. Sütte şu an ülkede ne üretici ne de tüketici lehine işleyen bir piyasa vardır; sadece belli kazananların olduğu bir piyasanın sürdürülemez olduğu yakın zamanda görülecektir.”
“Süt ödeme vadesindeki gecikmeler sıkıntı yaratıyor”
Süt fiyatlarının düşüklüğüyle uğraşılırken bir yandan da ödeme süreleriyle ilgili sorun yaşandığını söyleyen Bayraktar, “Firmaların büyük bir kısmı 20-25 gün olana ödeme sürelerini 60-65 güne kadar çıkardı. Bazı büyük firmalar var ki Mayıs ayından beri, 4 aydır üreticilerimize süt paralarını ödemiyorlar. Üreticilerimiz parasını alacak ki, yem alabilsin üretimini devam ettirebilsin. Para almayan üretici mecburen yemi vadeli alıyor bu da en az yüzde 9 daha pahalı almasına neden oluyor. Üretici zaten ne kazanıyor ki, bir de yeme vade parası ödesin? Buna bir şekilde dur demek lazım” dedi.