Süt üretiminde arz fazlasının önüne geçmek için tüketim ve ihracatın artırılması gerektiğini vurgulayan TZOB Genel Başkanı Bayraktar; süt tüketimini artırmak için önemli bir enstrüman olan okul sütü programının; tüm yıla yayılmasını, okulların açılmasından kapanmasına kadar sürdürülmesini, ortaokul ve liselerde de yaygınlaştırılmasını ve peynir ve yoğurt gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmesini önerdi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, insan sağlığı için kıymetli bir ürün olan sütün, hayvancılık sektörünün de en önemli lokomotif ürünü olduğunu belirterek, “2017 yılında ülkemizde toplam 20,7 milyon ton süt üretilmiştir. Süt üretiminde arz fazlasının önüne geçmek için tüketim ve ihracat artırılmalıdır” dedi.
Bayraktar, 21 Mayıs Dünya Süt Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, düzenli içildiğinde sütün, bebeklikten yaşlılığa, bireyin zihinsel ve fiziksel gelişimine, vücudun güçlenmesine ve sağlığın korunmasına katkı sağlayan bir gıda olduğunu vurguladı. Bundan dolayı Sağlık Bakanlığı’nın, bireylerin günlük olarak tüketmesi gereken süt miktarını en az 2 su bardağı olarak önerdiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Süt, sadece hayvancılık sektörü için değil tarım için de en önemli ürünlerinden biridir. Bilhassa büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmaması ancak sütün istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür. Söz konusu şartlara uygun bir pazarın oluşması ise ancak istikrarlı bir tüketim ve buna bağlı bir üretimle sağlanabilir.
Toplam süt üretimi 2017 yılında 20,7 milyon ton olurken, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı aynı yıl 9 milyon 214 bin tondan 9 milyon 112 bin tona indi. 2014 yılında 348 milyon dolara kadar çıkan ihracat 2017 yılında 336 milyon dolar oldu.”
Üreticinin eline litrede 1 lira 89 kuruş geçmeli
Süt hayvancılığının et hayvancılığının da temeli olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “ana varsa dana vardır. Et hayvancılığının materyalini süt hayvancılığı sağlamaktadır. Üretici 1 litre süt sattığında en az 1,5 kilogram yem alabilmelidir. Buna göre üreticinin eline litrede 1 lira 89 kuruş geçmelidir. Üreticinin sattığı sütün ülke ortalaması litrede 1 lira 38 kuruştur. Litresi 1 lira 5 kuruştan süt satılan illerimiz bile vardır. Çiğ süt fiyatları artırılmalıdır” dedi.
“Piyasa istikrarı açısından Et ve Süt Kurumu çok önemli”-
Piyasa istikrarı açısından Et ve Süt Kurumu’nun müdahale kurumuna dönüştürülmesinin önemli bir gelişme olduğunu bildiren Bayraktar, “hayvancılığımızın gelişmesine ve sorunlarının çözümlenmesine önemli katkı sağlayacağına inandığımız ve her platformda dile getirdiğimiz ‘müdahale kurumunun’ oluşturulmasıyla ilgili talebimizin dikkate alındı. Dönemin bakanı ve başbakanı ile görüşerek kurdurduğumuz Et ve Süt Kurumu’nun devrede olması, çiğ süt fiyatlarındaki daha fazla düşmeyi önlüyor. Eğer taleplerimiz yerine getirilmeseydi, böyle bir kurum oluşturulmamış olsaydı piyasaya nasıl müdahale edilecekti? Zaman zaman yaşanan sorunlara nasıl bir çözüm üretilecekti” ifadelerini kullandı.
Okul sütü programı tüm yıla yayılmalı
Sağlık açısından son derece değerli bir ürün olan sütün, tüm yaş gruplarında tüketiminin artırılması için kampanyalar düzenlenmesi gerektiğini belirten Bayraktar, süt tüketimini artıracak önerileri aşağıdaki gibi sıraladı:
“Süt tüketimini artırmak için önemli bir enstrüman olan okul sütü programı; tüm yıla yayılmalı, okulların açılmasından kapanmasına kadar sürdürülmelidir. Ortaokul ve liselerde de yaygınlaştırılmalıdır. Peynir ve yoğurt gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmelidir.
Bütün kamu kurum ve kuruluşlarında süt ve süt ürünleri tüketimi artırmalıdır.
Öğrenci yurtlarında, askeri birliklerde, cezaevlerinde, çocuk esirgeme kurumlarında süt ve süt ürünleri tüketimi özendirilmelidir.
Belediyeler eliyle süte ulaşması zor olan düşük gelirlilere yönelik süt kampanyaları düzenlenmelidir. Ayrıca, belediyeler, halka makul fiyatlı süt ve süt ürünleri sağlamalıdır.
Kamplarda kalan mülteci ve sığınmacılara süt ve süt ürünleri dağıtımı artırılmalıdır.
Sütün sağlığa olan faydaları da dikkate alınarak, kişi başına düşen süt tüketiminin gelişmiş ülkelerin seviyelerine çıkarılması için toplumsal bilinci artıracak eğitim çalışmalarına da ağırlık verilmelidir.”
Sürekli artan yem fiyatları için gereken tedbirler alınmalı
Bayraktar, sektörün istikrara kavuşması, sürdürülebilir bir üretime ulaşması için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:
“Üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için çiğ süt/yem paritesinin en az 1,5 olması için gereken tedbirler alınmalıdır.
Hayvancılık destekleri artarak devam etmelidir.
Son dönemde artan döviz kurları nedeniyle yem fiyatlarında önemli oranlarda artış olmuştur. Sürekli artan yem fiyatları için gereken tedbirler alınmalıdır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kesif yemdeki fiyat artışını dikkate alarak çiğ süt prim desteklerini, yılın ilk 3 ayını kapsayacak şekilde sıcak süt için 3 kuruştan 5 kuruşa, soğuk süt için 6 kuruştan 10 kuruşa, örgütler aracılığıyla pazarlanan soğuk süt için 7 kuruştan 12 kuruşa çıkarma ve süt üreticilerine toplamda 270 milyon liralık prim desteği verme kararı yerinde bir uygulama olmuştur.
Hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmeli, başta şap, brusella, tüberküloz olmak üzere birçok hastalıkla mücadele için bütçeden yeterli kaynak aktarılmalıdır.
Süt ve süt ürünleri ihracatı destekleyici politikalar uygulanmalı, sektörün ihracat odaklı çalışması sağlanmalıdır.”