Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, bakanlık olarak et ve süt sanayicilerinin isteklerine göre hareket ettiklerini belirtti. Kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını da kaydeden Çelik, “1 Temmuz 2014’te geçerli olan sizin aldığınız karar gereği siz de bu karara uyacaksınız dedik, siz de evet dediniz, sütün 1,15 kuruştan satılmasını geri gitmeyin diye sizlerle görüştük. Sizler ‘evet’ dediniz. Bugün böyle mi? Böyle değil. Biz sözümüzde durduk, siz durdunuz mu? Durmadınız.” dedi.
Bilkent Otel’de düzenlenen ‘Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Olağan Genel Kurulu’ toplantısına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, SETBİR Başkanı Zeki Ilgaz ve davetliler katıldı. Kurul toplantısında konuşan Çelik, Türkiye’deki hayvansal üretim toplamının yaklaşık 23 milyon ton olduğunu açıkladı. Üretimin yaklaşık bir milyonunun kırmızı et olduğunu kaydeden Çelik, “Süt ise 18 milyon 600 bin tonun üzerine ulaştı. Tarımsal hasılamız 125 milyar TL. İhracatımız 17 milyar dolar, ithalatımız ise 11 milyar dolar civarında. Bu rakamlar son derece önemli rakamlar. Ama hedeflerimiz açısından baktığımızda eğer 2023 hedefleri doğrultusunda 150 milyar dolarlık bir tarımsal hasıla, 40 milyar dolarlık bir ihracat hedefliyorsak, daha çok yol almamız gerektiğini ifade etmek istiyorum.” şeklinde konuştu.
Sanayicinin isteklerine göre hareket ettiklerini vurgulayan Çelik, bu işin hayvancılığın geleceği açısından çok önemli olduğunu anlattı. İsteğe göre süt tozu desteğinin verildiğinin altını çizen Çelik, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Ton başına 4 bin 500 TL destek verdik. Islak ürün desteği verdik, kaliteli ürün konusunda çalışmalarımızı son aşamaya getirdik, örgüt karmaşasını düzenli hale getireceğiz. Biz bu talepler karşısında üzerimize düşeni hemen yapmaya çalışıyoruz. Biz sanayicilerimizden ne istedik? 1 Temmuz 2014’te geçerli olan sizin aldığınız karar gereği siz de bu karara uyacaksınız dedik, siz de evet dediniz, sütün 1,15 kuruştan satılmasını, geri gitmeyin diye sizlerle görüştük. Sizler ‘evet’ dediniz. Bugün böyle mi? Böyle değil. Biz sözümüzde durduk, siz durdunuz mu? Durmadınız. Eğer sorunların çözülmesini istiyorsak, yapılması gerekeni yapacağız, konuşacağız. Yoksa yazık. Köylü üç kuruş elde edeceğim diye size bakarken, onu mağdur etmenin izahı olamaz. Sizin de durmanız gereken bir yer varsa siz de orada duracaksınız ki sorunlar çözülebilsin. Aksi takdirde bu sürdürülebilir olmaktan çıkar.”