Sağlık Bakanlığı, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ile Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu arasında “Aşırı Tuz ve Şeker Kullanımını Azaltan Lokantacılar ve Pastacılar Protokolü” imzalandı. İmzalanan protokolle besinlerdeki tuz kullanımı oranının her yıl yüzde 4, şeker kullanımının ise yüzde 5 azaltılmasının hedeflendiğini belirten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, işletmelere masalarındaki tuzlukları kaldırmaları ricasında bulundu.
Sağlık Bakanlığı, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ile Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu arasındaki “Aşırı Tuz ve Şeker Kullanımını Azaltan Lokantacılar ve Pastacılar Protokolü”, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın katılımıyla imzalandı.
İmza töreninde konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ekmekteki tuz oranını yüzde 25, salçada yüzde 64, zeytinde yüzde 50 oranında azaltmayı başardıklarını ifade ederek, işletme sahiplerinden masalarındaki tuzlukları kaldırmaları ricasında bulundu.
Bakanlık olarak nihai vizyonlarının, “tüm toplum olarak sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkının korunduğu, ihtiyaç halindeki herkesin vaktinde ve kaliteli hizmete ulaşabildiği bir Türkiye’ye kavuşabilmek” olduğunu açıklayan Koca; “Bu hedef doğrultusunda, kamu, üniversite ve özel sektör birlikte çalışmalı, tüm ülke kaynakları seferber edilmeli, riskli grupları önceleyerek toplumun en ücra köşesine ulaşabilmeliyiz.” dedi.
Bakan Koca, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çok sektörlü bir sağlık sorumluluğu bilinci geliştirmeliyiz”
“Tüm toplumu sağlıklı olmaya teşvik eden verimli, hakkaniyetli ve sürdürülebilir bir çerçeve oluşturmalıyız. Ancak bu sayede vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayan bir sağlık sistemine sahip olabiliriz. Sağlık sadece bu alanda görevli profesyonellerin sorumluluğunda değildir. Biz sağlığı bir öncelik olarak toplum hayatına etkili olan tüm yapı ve sektörlerin gündemine sokmalıyız. Çok sektörlü bir sağlık sorumluluğu bilinci geliştirmeliyiz, sağlıklı yaşam kültürü ailede başlamalı. Okulda, iş yerinde, ulaşımda, barınmada, üretimde, ticarette, şehirleşmede, gündelik yaşamda, yani her anımızda sağlıklı yaşam anlayışının yerleşmesini sağlamamız gerekir.
Anne ölümü, bebek ölümü, bağışıklama ve kronik hastalıklar yükü dahil, tüm temel sağlık göstergelerinde en üst düzeye ulaşmak hedefimizdir. Kronik hastalık yükünü azaltmada atılacak en önemli adım sağlıklı yaşam kültürünün toplumca benimsenmesidir.
“Hareketli yaşam ve sağlıklı beslenme”
Sağlıklı yaşamın teminatı olan iki tedbir söz konusu. Bizim bu iki konuda da yeterince iyi olduğumuz söylenemez; ilki hareketsizlikten uzak durmak, hareketli bir hayat sürmek. Özellikle kent sakinleri olarak bizler, çok az hareket ediyoruz. Motorlu araçlarla evden işe, işten eve ulaşıyoruz. Düzenli egzersiz alışkanlığımız yok, ekran başında çok fazla zaman geçiriyoruz.
Biliyorsunuz biz Sağlık Bakanlığı olarak, günlük 10 bin adımı tavsiye ediyoruz. Maalesef toplum olarak bu hedefin oldukça gerisindeyiz.
İkinci tedbirimiz ise sağlıklı beslenme. Kanser, diyabet, hipertansiyon, böbrek yetmezliği, üreme, kalp damar hastalıkları gibi pek çok hastalığın altında beslenme bozukluğu yatmaktadır. Genç yaşlardan itibaren, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesi ile bu hastalıklardan korunmak, olumsuz etkilerini ileri yaşlara ertelemek mümkün olabilir.”
İşletmelere sertifika verilecek
İmzalanan protokolle besinlerdeki tuz kullanımı oranının her yıl yüzde 4, şeker kullanımı ise yüzde 5 azaltılması hedefleniyor. Bakan Koca, protokol sürecinde tuz ve şeker kullanımını azaltan işletmelere sertifika verileceğini söyledi.
Protokol çerçevesinde işletmeler, mekanlarında bir öneriler tablosu oluşturacaklar. Menülerdeki yemeklerin karşısında kalori değerleri yazacak.
İşletme sahiplerinden ilave tuz oranının yüzde 4 oranında azaltmaları istenen protokole göre, işletmeler maslarında tuzluk yerine, soğan, sarımsak, pul biber gibi diğer baharatların yer almasını sağlayacak. Ayrıca, işletmeler yıllık tuz satın alımlarını da Sağlık Bakanlığına bildirecek.