İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, barter sistemi ile ihracatın yüzde 30 oranında arttırılacağını belirtti.
Kolombiya’da tertip edilen gıda fuarı ALIMENTEC 2016’da Türkiye’den 11 firma yer aldı. Firmalar fuarda ürünlerini tanıtıp tattırdı. Etkinliğe milli katılımda payı bulunan İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin Başkanı Zekeriya Mete, bölge ülkelere satılan ürünlerin paralarının alınamadığına temas etti.
Mete, para alınamayan ülkelerden ithalat yapılabileceğini ve barter sisteminden yararlanılabileceğini ifade etti.
Sektörel bir barter yapılabileceğine değinen Mete, şu açıklamalarda bulundu:
“Bir ülkeye ihracat yapan firma eğer o ülkeden parasını alamıyorsa o ülkeden kendi sektörü ile ilgili bir ürünü ithal edebilsin. İhracatçı için koruyucu önlemlerin alınması lazım. İhracat yapan firmalara biraz daha imtiyaz tanımamız lazım. Mesela ülkemizin susam üretimi ihtiyacı karşılayamıyor ve biz susamı ithal ediyoruz. Yurt dışında ihracat yaptığımız ülkelerde merkez bankalarında döviz rezervi olmadığı için ödeme yapıyorlar. Mademki ödeme yapamamalarının sebebi rezervlerinin olmaması bizde nakit yerine ihtiyacımız olan ithal edeceğimiz ürünü onlardan alalım, ülkemizde bu ürünü işleyerek katma değer oluşturarak tekrar ihraç edelim.”
İhracatı yüzde 30 arttırabiliriz
Barter sistemi uygulanırsa ihracatın yüzde 30 artabileceğini dile getiren Zekeriya Mete, şunları kaydetti:
“Ülkemizin ihtiyacı olan ithal ürünleri ülkeye ihracatçılar olarak biz getirirsek, ticaretinde hızını artırmış oluruz. Türkiye’de ihracat yapan firmalara ithalat önceliğinin tanınması lazım. Mesela bunu sektörel olarak ayırabiliriz. Tarımsal ürünleri bizim sektörümüzle ilgili ihracatını yaptıkları ürünleri ithalatına imtiyaz verebilirler. Bizim mal sattığımız ülkelerde ki ithalatçılar paraları merkez bankasına yatırıyor ve paralarını buradan döviz olarak alıyorlar. Merkez Bankası’nda döviz olmadığı zaman onlar parayı yatırmış bile olsalar biz paramızı alamıyoruz. Paranın dönüşü ayları hatta yılları buluyor. Bu da ticareti yavaşlatıyor. Örneğin, Angola ayda 50 bin dolardan fazla ithalata para yollayamıyor. İhracat yaptığımız ülkeden ithalatı biz yapmalıyız. Bu ülke için riske giren insanın korunması lazım. Bu şekilde hem ithalatçı firmalarımızda ihracatçı firmalara dönüşebilir. Şuan bu sistemin gelmemesi için hiçbir sebep yok. Bu kararın çıkması için gereken güçlü irade şuan mevcut. Kısa vadede ihracatımıza katkısı çok büyük olacak. İhracat bir anda yüzde 30 civarında artış gösterebilir.“