Son yıllarda pek çok ülke yüksek miktarda yağ veya şeker içeren gıda ve içeceklere yönelik ek vergi uygulamasına başladı ya da başlamayı planlıyor. Euromonitor tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, bu vergi uygulamaları kalorisi yüksek gıda ve içeceklerin satış hacmini etkileyebilecek güce sahip.
Dünya genelinde yüksek miktarda şeker veya yağ içeren gıda ve içeceklere vergi uygulayan ülkelerin sayısı günde güne artıyor. Örneğin, Meksika’da ilave şeker içeren gıda ve içeceklere yönelik ek vergi uygulaması 2014 yılından beri yürürlükte. Meksika’da uygulanan ek vergi, şekerli içeceklerin litre başı fiyatlarının 1 dolar civarında artmasına neden olurken aynı zamanda ülkede atıştırmalık, dondurma, çikolata ve benzeri şekerli mamullere de %8 oranında ek vergi uygulanıyor.
Bu ek gıda vergilerinin sonuçları üzerinde tartışmaların hala devam ettiğini belirten Euromonitor araştırma kuruluşu analistlerinden Jack Skelly; “Ancak Meksika örneği vergilerin kısa vadede satışlar üzerinde etkisi olduğunu gösteriyor. Verginin uygulanmaya başlandığı ilk yıl büyüme hacmi %3 oranında azalma sergiledi.” açıklamasında bulunuyor.
Euromonitor “Ambalajlı Gıdalar 2016 Üçüncü Çeyrek” raporunda gıda ve içeceklere uygulanan ek vergilerin, tüketimin gayri safi yurtiçi hasıla ile ilişkili olduğu ülkelerde bu gıda ve içeceklerin satış hacminin etkilenebileceği belirtiliyor.
OECD ülkeleri arasında yetişkin nüfusta obezite seviyesi en yüksek ikinci ülke olan Meksika’da ilave şeker içeren gıda ve içeceklere yönelik ek vergi uygulaması ile obezite ile mücadelede aşama kaydedilmesi amaçlanmıştı. Üstelik dünya genelinde olduğu gibi Meksika’da da yetişkinlerin yanı sıra genç nüfus da obezite tehdidi altında. Meksika’da çocukların %34’ü obez veya fazla kilolu.
Dünya Sağlık Örgütü verileri de Avrupa’da 46 ülkede obez veya fazla kilolu yetişkin nüfus oranının %50’nin üzerinde olduğunu gösteriyor.
Avrupa’da şekerli gazlı içecekler, şekerli mamuller, çikolata, dondurma, sakız ve enerji içecekleri gibi yüksek miktarda şeker içeren ve kalori miktarı da yüksek olan gıda ve içeceklere vergi uygulayan ülkeler arasında Fransa, Danimarka, Finlandiya ve Macaristan gibi ülkeler yer alıyor.
Danimarka 2011 yılı Ekim ayında uygulamaya başladığı “yağ vergisi” ile dünya genelinde doymuş yağ içeren gıdalara ek vergi uygulayan ilk ülke oldu. Finlandiya’nın ise şekerli gıdalara ve içeceklere yönelik ek vergi uygulaması 1926 yılına kadar uzanıyor. Ancak 2000 yılından beri Finlandiya’da şekerli gıdalara değil sadece şekerli içeceklere ek vergi uygulanıyor. Macaristan hükümeti ise yetişkin nüfusun üçte ikisinin obez olduğu ve yüksek miktarda yağ, tuz ve şeker içeren gıdaların ülkede yoğun bir şekilde tüketildiği gerekçesi ile 2011 yılında bazı gıdalara ek vergi uygulamasına başladı.
Canadean araştırması
Ek gıda vergilerinin amaçlarına ulaştığını belirten Canadean araştırna kuruluşu araştırmacılarından Javier Gonzalez, vergi uygulaması ile yüksek kalorili gıdaların tüketiminin azaldığına dikkat çekiyor.
2014 yılında Meksika’da gerçekleştirilen ulusal istatistik araştırmasına göre, Meksikalıların %52’si gazlı içecek tüketimini azalttı ve aynı zamanda ülkede su tüketimi artış gösterdi.
Gonzalez, benzer bir şekilde Meksika’da yüksek kalorili gıda tüketiminin de azaldığını belirtiyor. Confectionarynews internet sitesine konuşan Gonzalez; “Diğer ülkelerde de vergiler işe yarıyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından desteklenen bir araştırmaya göre Macaristan’da tüketicilerin %30’u tüketim şekillerini değiştirdi ve bu değişimin yaklaşık %80’i fiyat artışı nedeniyle gerçekleşti. Fransa’da ise vergi uygulamasına başlanmasının ardından ilk iki yıl içerisinde hem normal hem de diyet kola tüketimi yıllık %3 oranında azaldı.” açıklamasında bulundu.
Gonzalez ayrıca Amerika, İngiltere ve Avustralya gibi pek çok ülkede de tıpkı tütün ürünlerine uygulandığı şekilde yüksek kalorili gıdalara ek vergi uygulaması talebinin günden güne arttığını belirtiyor.
Gonzalez, Amerika’da tüketicilerin tercihlerinin daha doğal ve sağlıklı içeceklere yönelmesi ile şimdiden Amerika’da ve daha birçok pazarda gazlı içecek tüketiminin azaldığını da belirtiyor. Bu durum karşısında bazı şirketlerin çoktan harekete geçtiğini ve çalışmalara başladığına dikkat çeken Gonzalez; “Bazı şirketler daha fazla büyüme olanağı sunan dallarda gelişmeyi hedefliyor. Ve üreticiler düşük kalorili ürünler ve daha sağlıklı tatlandırıcılar üzerine uzun zamandır inovasyon çalışmaları gerçekleştiriyor. Şirketler bu vergi politikalarının diğer ülkelere de sıçraması durumunda fırtınadan sağ çıkmak istiyorlarsa inovasyonun yanı sıra ürün yelpazelerine farklı ürün segmentleri ile genişletmeliler.” önerisinde bulunuyor.