Yeterli ve dengeli beslenen, normal kiloda ve sağlıklı bir birey olabilmek için beslenmenin ne kadar önemli olduğunu birçoğumuz biliyoruz. Günümüzde obezitenin, kalp ve damar hastalıklarının, diyabetin tüketicileri tehdit ettiğinden de çoğumuz haberdarız. Tüketici olarak bilgili ve bilinçli olmak bizim sorumluluğumuzda ancak sağlıklı beslenmemize olumlu etkisi olan gıda ve içeceklerin üretimini sağlamak konusunda üreticilerimizin de büyük sorumlulukları var. Sağlıklı beslenmenin sağlanması ve obezite ile mücadele konusu ilgili tüm tarafların gündeminde.
Benim bu yazıma konu olan gıdalara ek vergiler konulması konusu da bu mücadelenin bir parçası olarak birçok ülkede yetkili otoritelerin gündeminde yer buldu. Bu vergilendirme sistemi katma değer vergisinden farklı olarak sağlık bağlamında olumsuz etkileri olabilecek mallara konulan bir vergi türü (sigara ve alkol vergileri gibi).
Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite ile mücadele konusunda tavsiyeler içeren raporlarında gıdalara ek vergi konulması hususu yer alıyor. Birçok kurum ve kuruluş tarafından hazırlanan bu konudaki raporlarda “Yağ ve şeker içeren gıda ve içecekler için etkili bir vergi uygulanması” konusunda görüşler var.
Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı 2014-2017”nın “Obezitenin Önlenmesine Yönelik Hedef ve Stratejiler” kısmında “Az miktarda tüketilmesi gereken gıdaların vergilerinde artış, teşvik edilen gıdalarda ise fiyat sübvansiyonu veya üretimin teşviki için gerekli önlemlerin alınmasının sağlanması.” şeklinde gıda vergilendirmesine vurgu yapılmış.
Yine Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı 2017-2021”nda da “Tuz içeriği yüksek gıdalar için vergi düzenlemelerine ile ilgili çalışmalar yürütülmeye başlanması.” öngörülüyor.
Vergilendirmede şekerle tatlandırılmış gıdalar özellikle hedef alınıyor, ancak diğer gıda kategorileri de konuşuluyor. Halen Belçika, Fransa, Macaristan, Danimarka, Finlandiya, Meksika gibi bazı ülkelerde yüksek şeker, yağ içeren gıdalar ve içecekler için ek vergi uygulanıyor.
Belçika’da şeker ve tatlandırıcı içeren alkolsüz içecekler için özel tüketim vergisi uygulanıyor. İngiltere’de yüksek şekerli ürünlere vergi uygulaması bu ay başlatıldı.
Ancak gıda vergilendirmesi konusu beklendiği gibi yaygınlaşmadı. Birçok ülke vergi uygulamasının zorlukları karşısında gıda ürünlerini vergilendirmemeyi tercih etti. Danimarka yağ vergilerini iptal etti, 2012 yılından itibaren şekerlemelerden alınan vergi oranda bir artış yapmadı. Aynı şekilde Estonya’da da şekerli içecekler için konulması planlanan vergi konusunun daha detaylı değerlendirilmesi kararı alındı.
Yüksek yağ, şeker, kalori hatta tuz içeren gıda ve içeceklere ek vergi uygulamasının temel amacının gelir arttırmak değil de fazla tüketimi azaltmak ya da engellemek olduğu söylense de sonucun ne kadar etkili olduğuna dair çok fazla kanıt yok.
Bu konudaki tartışmalara bir cevap bulmak umuduyla 2014’de Avrupa Komisyonu Girişim ve Sanayi Genel Müdürlüğü tarafından “Gıda Vergileri ve Tarım Gıda Sektörünün Rekabet Edebilirliğine Etkileri” konulu bir rapor yayınladı. Bu çalışmaya göre şeker, yağ açısından yüksek olan ürünlere konulan uyumlaştırılmamış vergilerin, özellikle küçük işletmeler olmak üzere tarım ve gıda sanayisinin rekabet edilebilirliğini etkileyeceği ve bu ürünlere konulan vergilerin tüketimi azaltabileceği, ancak şeker, yağ, tuz gibi hedeflenen bileşenlerin tüketimini azaltmayacağı sonucuna varıldı. Raporda vergi uygulaması etkilerinin daha ileri düzeyde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Bu konuya gıda sektörü nasıl bakıyor?
Gıda sektörü vergilendirmenin gereksiz olduğunu, sektör olarak çocuklara yapılan gıda pazarlamasının kısıtlanması, ürünlerin yeniden formüle edilmesi, gıda etiketlerinin modifiye edilmesi ve sağlıklı beslenme konusunda rehberlik edilmesi gibi gönüllü çalışmaları yapmaya istekli olduklarını söylüyor. Ama tabi çok az sayıda ve etik kurallara uygun çalışan profesyonel firmalar bunu ifade edebiliyor ve uygulayabiliyor.
Sonuç olarak aşırı tüketilmemesi gereken bazı yiyecek ve içeceklerin fiyatını vergiler yoluyla artırmak politik bir önlem, ancak tüketicilerin bu ürünleri satın alma gücünün azaltılması gibi bir mantıkla yola çıkılmasının olumlu sonuçlarına dair fazla veri yok elimizde.
Gıda ve içecekleri tütün ve alkol ile bir tutmak yanlış bir yaklaşım. Bir ürüne içerdiği yağın veya şekerin oranına göre ek vergi koyarak fiyatını arttırmaktansa, tüketicilere sağlıklı bir diyet ile besin öğelerinin alımını dengelemesini sağlayacak eğitim, ürün seçenekleri, küçük porsiyonlu ürünler sunmak daha mantıklı görünüyor.