Uluslararası Ekmek, Pasta Makineleri, Dondurma, Çikolata ve Teknoloji Fuarı’nın (IBATECH) açılışını gerçekleştiren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, gıda sanayi ihracatında 2005-2014 döneminde ciddi bir artış yaşandığını söyledi. Yılmaz, “2005 yılında 4,2 milyar dolar ihracatımız 2014’te 11,2 milyar dolara kadar yükselmiş durumda. Diğer taraftan 2015’te bir miktar düşerek 10,2 milyar dolara gerilediğini görüyoruz ama bu toplam dünyadaki talebin daralmasıyla ve toplam ihracatımızın daralmasıyla ilgili.” dedi.
Toplam 20 ülkeden 366 firmanın katıldığı IBATECH’in açılış pastasını kesen Yılmaz, gıda, içecek, ve makine sanayi hakkında bilgiler verdi. İşletme sayısı bazında bakıldığında gıda ve içecek sektörünün toplam imalat sanayindeki payının yüzde 12 civarında olduğunu söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:
“Türkiye’de çok ciddi bir üretim çeşitliliği olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin en önemli avantajlarından bir tanesi gıda sektöründe geniş bir üretim yelpazesine sahip olmasıdır. Ayrıca bu alanda KOBİ’lerin ön plana çıktığını görüyoruz. Bende doğrusu bu fuara gelirken KOBİ’lerin özellikle varlığı beni çok heyecanlandırdı. Küresel krizin etkilerini halen yaşadığımız bir ortamda KOBİ’lerin kıymetini, değerini daha iyi takdir etmemiz gerektiğine inanıyorum. KOBİ’ler bir taraftan esnek yapılarıyla, her türlü değişme, ortama uyum sağlama kabiliyetine sahipler. Diğer taraftan istihdamın, girişimciliğin, yeniliğin de zeminin oluşturuyorlar.”
KOBİ’ler hakkında bilgiler de paylaşan Yılmaz, “Türkiye’de işletmelerimizi yüzde 95’i mikro işletme yani 1 ila 3 kişi arasında çalışanı olan işletme. Yüzde 3’ü küçük işletme. Bunlar 10’dan 49’a kadar istihdam sağlayan işletmeler. Geriye kalanı da orta ve büyük işletme dediğimiz işletmeler. Dolayısıyla KOBİ’lerin ekonomimizde çok büyük bir ağırlığa sahip olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim.” diye konuştu.
Konuşmasında gıda ve içecek sanayinin durumunu da değinen Yılmaz, bu alandaki işletmelerin istihdam içindeki payının son derece önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Yüzde 13 civarında toplam istihdamımız içinde bir paya sahip. Bu da aşağı yukarı 450 bin kişiye tekabül ediyor. Diğer taraftan fırıncılık ve unlu ürünler sanayinin ise bu toplam içinde yüzde 40 gibi bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Yine gıda sanayimizin 2005-2014 döneminde ihracatında ciddi bir artış gözlemliyoruz. 2005 yılında 4,2 milyar dolar ihracatımız 2014’te 11,2 milyar dolara kadar yükselmiş durumda. Diğer taraftan 2015’te bir miktar düşerek 10,2 milyar dolara gerilediğini görüyoruz ama bu toplam dünyadaki talebin daralmasıyla ve toplam ihracatımızın daralmasıyla ilgili. Aksi takdirde yine payını önemli oranda koruduğunu ifade edebilirim. İhracatımızda temel ürün olarak işlenmiş meyve ve sebzelerin ağırlığa sahip olduğunu ifade edebilirim. Bunu buğday unu başta olmak üzere öğütülmüş tahıl ürünleri takip ediyor. Bunların payı yüzde 12 civarında. Çikolata gibi kakaolu ürünler ise gıda ihracatımızda yüzde 10 gibi bir paya sahip. Ekmeğin dahil olduğu fırıncılık ürünleri ise yüzde 7 gibi bir paya sahip.”
Pazar çeşitliliğine de değinen Yılmaz, bu konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“2005 yılında AB pazarı sanayimizin için yüzde 47 gibi bir ağırlığa sahipken 2014’e geldiğimizde bu pay yüzde 28’e kadar gerilemiş durumda. Ortadoğu ülkelerinin payı aynı dönemde yüzde 21’den yüzde 41’e yükselmiş. Afrika ülkelerinin payı ise yüzde 8’den yüzde 11’e çıkmış. Makine üretiminde ise yine 2005-2015 dönemini alırsak, makine imalatımız da ihracat 2,9 milyar dolardan 7,2 milyar dolara yükselmiştir. Makina gibi nitelikli bir alanda yıllık ortalama aşağı yukarı yüzde 15 civarında bir ihracat artışı sağlamamız gerçekten çok sevindirici. Aynı dönemde gıda makineleri sektörünün ihracatı 139 milyon dolarda 446 milyon dolara yükselmiş. Buradaki yıllık ortalama artış yüzde 22’nin üzerinde. İnşallah önümüzdeki süreçte Türkiye gıda makineleri alanında dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alacak.”