Halkın alışveriş ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşıladığı pazaryerlerinin birçoğunun açık ve fiziki koşullarının gıda güvenliği açısından yetersiz durumda olduğunu belirten TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu, belediyelerde gıda mühendislerinin istihdam edilmesini, hatta ‘Gıda Daire Başkanlığı’ kurulmasını talep etti.
Her ay gıda ve gıda güvenliğiyle ilgili bir konuyu gündemine alan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu, Şubat ayında pazaryerlerini mercek altına aldı. Halkın alışveriş ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşıladığı pazaryerlerinin birçoğunun açık ve fiziki koşullarının gıda güvenliği açısından yetersiz durumda olduğunu belirten TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu, pazaryerlerini konu alan açıklamalarında, belediyelerde gıda mühendislerinin istihdam edilmesini, hatta ‘Gıda Daire Başkanlığı’ kurulmasını talep etti.
Yerel yönetimlerin de gıda terörüyle mücadelede etkin rol alması gerektiği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Halkımızın alışveriş ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşıladığı pazaryerlerinin birçoğu açık ve fiziki koşulları gıda güvenliği açısından ne yazık ki yetersiz durumdadır. Zabıtalar tarafından sadece gramaj kontrolü yapılmakta olup gıda güvenliğine ilişkin bir denetim uygulanmamaktadır. Hijyenik bir ortam yaratılabilmesi için bir takım düzenlemeler yapılmalı ve önlemler alınmalıdır. Örneğin, ambalajsız, açıkta, toz toprakla temas eden, üreticisi belli olmayan, kayıt dışı satışların önüne geçilmeli, salça ve zeytinyağı gibi ürünlerin pet şişede satılmasına izin verilmemelidir. Süt ve süt ürünleri gibi ürünler için soğuk dolaplar temin edilmelidir. Zabıtalar aracılığıyla yapılan denetimler bu uygulamalar için yeterli olmayıp, belediyelerin gıda mühendisi istihdam ederek denetimleri etkin hale getirmesi gerekir.
Üretici pazar yerleri aradan aracıların kaldırılması, halkın direkt üretici ile buluşması açısından desteklenmesi gereken yerlerdir. Ancak bir üretici pazar yeri açılıyorsa altyapısının da oluşturulması zorunludur. Belediye üreticilere gıda üretimine uygun bir ortam yaratıp bir gıda mühendisi vasıtasıyla bu ürünlerin tüketici ile buluşmadan önce denetlemesini sağlamalıdır. Bunun yanı sıra semt pazaryerlerinde olduğu gibi hijyenik şartlar sağlanmalı, yiyeceklerin saklanması için de soğuk tezgâh imkânı sunulmalıdır.
İzmir Enternasyonal Fuarı başta olmak üzere kentte açılan birçok gastronomi fuarında el yıkayabilecek kadar dahi su bulunmayan bir ortamda gıda üretimi yapılıp satışa sunulmaktadır. Kullanılan ekipmanların hijyenik kontrolü, çalışan personellerin kişisel hijyeni ve hijyen belgeleri Tarım ve Orman Bakanlığı İl/ilçe müdürlükleri ve belediyeler tarafından denetlenmeli, sonuçları da kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
Gerek Sıhhi, gerekse Gayri Sıhhi Müessese (GSM)
ruhsatlar belediyeler tarafından verilmektedir. Ruhsatın verilip
verilmeyeceğine de çoğunlukla gıda bilimi konusunda eğitim almamış görevliler karar
verir. Oysaki bu kararı vermesi gereken kişiler bu konuda eğitim almış olan
gıda mühendisleri olmalıdır. Bu sebeple belediyelerin ya ruhsat birimlerinde
gıda mühendisi istihdam etmesi ya da gıda mühendisleri odasından onay belgesi
istemesi gerekir.
Gıda
kontrolleri Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla yapılmakta olsa da yerel
yönetimler de gıda terörüyle mücadelede etkin rol almalıdırlar. Bu sebeple
diyoruz ki belediyelerde gıda mühendisleri istihdam edilmeli, hatta ‘Gıda Daire
Başkanlığı’ kurulmalıdır. Eğer sosyal bir belediye olmaktan bahsediliyorsa her
şey imar olarak görülmeyip halkın sağlığı da koruma altına alınmalıdır.
Belediyeler işletmelere ruhsatı veriyorsa, gıda mühendisi istihdam ederek
denetim de yapmalıdır.”