Yerel üretim gıdaların tüketiciler tarafından tercih edilmesi, yeşil gıda trendinin önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Peki, oldukça karmaşık bir uluslararası tedarik zincirine sahip olan küresel gıda şirketleri bu trende uyum sağlayabilir mi? Cevap, yerel özelliklere sahip çıkarak küreselleşmede.
Euromonitor araştırma şirketi tarafından yayımlanan 2016 Tüketici Trendleri Raporunda, bu yıl gıda endüstrisinde sürdürülebilirlik trendinin önemli bir yeri olacağı belirtiliyor. Bu trend; ürünlerin bileşenlerinden son ürüne, şirket alımlarından şirket politikalarına kadar her şeyi etkileyecek ancak tüketici nezdinde büyük gıda şirketleri gerçekten sürdürülebilirlik ile bağdaştırılabilecek mi?
Geçen yıl Paris’te düzenlenen COP21 İklim Değişikliği Zirvesi’nde gıda endüstrisi iklim değişikliğinin hem mağduru hem de sorumlularından biri olarak kabul edildi. Euromonitor tarafından yayımlanan raporda, endüstri uygulamaları üzerinde artan denetimlerin endüstrinin bu konuları daha ciddi bir şekilde ele alması gerektiği anlamına geldiği belirtiliyor.
Yerel üretim gıdaların tüketiciler tarafından tercih edilmesi, yeşil gıda trendinin önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Peki, oldukça karmaşık bir uluslararası tedarik zincirine sahip olan küresel gıda şirketleri bu trende uyum sağlayabilir mi? Cevap, yerel özelliklere sahip çıkarak küreselleşmede. Euromonitor tüketici trendleri danışmanı Daphne Kasriel-Alexander, başarılı üreticilerin, perakendecilerin ve fast food yemek zincirlerinin yerel özellikleri koruyarak küreselleşeceklerini, küresel cazibelerini korurken aynı zamanda yerel gıda tercihlerine uyum sağlayacaklarını belirtiyor.
Campbell Yönetim Kurulu Başkanı Denise Morrison; “günümüzde satış hacimlerinden çok gıdalarımızı, gıdaların içerisinde ne olduğunu, nereden geldiğini ve çevreye etkilerini konuşuyoruz” diyor.Bu trendler sadece milenyum kuşağı tarafından popülerleştirilmiş tüketici trendleri olmanın ötesinde politikacıların da önem verdiği bir konu. Ocak ayının başında Fransa Millet Meclisi yerel gıdaları ve kısa tedarik zincirlerini desteklemeye yönelik bir mevzuat tasarısını kabul etti. Kabul edilen tasarının dördüncü maddesi büyük şirketlerin, yerel ve organik ürünleri tercih etmek gibi sürdürülebilir gıda sistemlerinin entegrasyonunu sağlayıcı kurumsal sosyal sorumluluk gündemlerine almaları şartını getiriyor.
Sürdürülebilirlik mümkün mü?
Center for Food Integrity tarafından gerçekleştirilen 2015 Tüketici Güven Araştırması şirketler büyüdükçe tüketicilerin güvenlerinin azaldığını gösteriyor. Gıda: Büyük Markaların Laneti adlı raporun yazarı Thilo Wrede gözde ambalajlı gıda kategorilerinde yer alan büyük markalar küçülürken, küçük markaların büyüdüğünü belirtiyor. Wrede bu durumun özellikle genç tüketicilerin ana akım gıda markalarına ilgi göstermeyişlerinin neden olduğunu söylüyor.
Büyük şirketler için bu durumla başa çıkmanın yolu ise bu büyüme gösteren küçük markaları satın almaktan geçiyor. Peki, büyük gıda şirketleri küçük markaları satın aldığında tüketicilerin bu markayı algılayışları ve satın alma davranışları etkileniyor mu? Tüketicilerin pek çoğu küçük markaların hangi şirketlere ait olduğunu bilmezken, bu durumu bilenler de bunu genelde negatif bir şekilde algılamıyor hatta olumlu olarak görüyor.
[box type=”info” size=”large” style=”rounded”]Gıda atıkları: çöp ve hazine