SETBİR Başkanı Tarık Tezel, enerji, ambalaj, işçilik, uluslararası emtia piyasaları ve diğer endüstriyel girdiler ile birlikte satış daralmasının yarattığı finansman maliyetleri de göz önüne alındığında, et ve süt sanayinde maliyet artışının yüzde 30’un üzerinde olduğunu belirtti.
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, et ve süt sektörünün 2020 yılını değerlendirdi, 2021 yılına ilişkin beklentilerini paylaştı.
2020 yılının hem ülkemizde hem de dünyada kırmızı et sektörü için bir hayli zorlu geçtiğini belirten Tezel; “Tüm dünyayı sarsan virüs salgınının etkisi nedeniyle 2020 yılına ilişkin öngörüler maalesef gerçekleşemedi. Ayrıca ülkemizde ithalata dayalı yem ile hayvancılık üretimi gerçekleştirdiğimizden dolayı, 2020 yılı içerisinde yaşanan kur dalgalanmaları özellikle hayvancılık sektörünü zora soktu.” dedi.
Şu anda ve önümüzdeki dönemde sektörün en temel sorununun finansman kaynağı olduğuna işaret eden Tezel, dolayısı ile bu döneme özgü de olsa, özellikle temel gıda ürünlerinde katma değer vergisi oranlarının gözden geçirilmesine, sanayi üretiminin maliyetlerinin düşürülmesine ve kredi maliyetlerine yönelik temel tedbirlere ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Süt ve süt ürünlerinde KDV sıfırlansın
SETBİR Başkanı, süt sektörüne ilişkin değerlendirmesinde ise çiğ süt üretiminin 2021 yılında, %4 oranında artacağı tahmininde bulundu.
Koronavirüs salgınının kontrol altına alınması ile 2021 yılının ikinci çeyreğinden itibaren süt ürünleri ihracatının yeniden 2019 seviyelerine geleceğini öngördüklerini de sözlerine ekleyen Tezel, ihracatta rekabetin, çiğ sütte kalite-fiyat dengesinin sağlanabilmesi ile oluşacağını söyledi. Tezel, bu kapsamda verilecek ihracat desteklemelerinin sektörün elini güçlendireceğini belirtti.
Tezel, 2021 yılında tüketici fiyatlarının desteklenmesi, artan kayıtdışı oranının düşürülmesi ile sektörde haksız rekabetin önlenerek, işini yasalara uygun yapanların desteklenmesi ve vergi kayıplarının önüne geçilebilmesi için süt ve süt ürünlerinde KDV oranlarının sıfırlanması önerilerinin değerlendirilmesini beklediklerini de ifade etti.
“Sektörde maliyet artışı %30’un üzerinde”
Pandemi dolayısıyla 2020 yılında uluslararası para piyasalarındaki dalgalanma, dünyada tüm ülkelerin ekonomik dengelerini sarstığını kaydeden Tezel, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Bizim de bu etkinin dışında kalmamız söz konusu olamazdı. Tabii ki tüm yurtdışı kaynaklı temel girdiler dövize endeksli birim fiyatlara sahipler ve bunun sonuçları tüm sanayi ve ticaret kesimlerini belli oranlarda etkiliyor. Et ve süt sektörleri endüstriyel girdi maliyetlerine bakacak olursak, salgının ilk dönemi ile enerji, ambalaj, işçilik, uluslararası emtia piyasaları ve diğer endüstriyel girdiler ve yukarıda sözünü ettiğimiz satış daralmasının yarattığı finansman maliyetlerini de göz önüne aldığımızda sektörde maliyet artışı %30’un üzerinde.
… Kırmızı et, süt ve yem, Türkiye’de de dünyada da birbirinden ayrılamaz sektörlerdir. Her üç sektörün daima, hayvancılık ve hayvancılığa dayalı bitkisel üretimi de göz ardı etmeden birlikte değerlendirilmesi gerekir. Türkiye kırmızı et ve süt sektörleri, üreticisi ve sanayisinin geldiği uluslararası seviyede tecrübe, bilgi ve teknoloji birikimi ile bugünkü ihtiyacın üzerinde bir kapasiteye sahiptir. İhtiyacımız, sektörün tüm girdi kaynaklarında uluslararası standartlarda kalite ve verimlilik odaklı üretim modellerinin geliştirilmesidir.
SETBİR olarak en temel beklentimiz, kamu iradesi, üretici kesim, sanayici ve perakende satış kanalları ile uzlaşma içinde, asgari müştereklerde birleşen, nihai tüketicimize olan sorumluluğu birlikte paylaşan, uluslararası pazarlarda rekabet hedeflerine birlikte odaklanan ve kalite bilinci ile ortak hedeflere birlikte inanmış bir sektörel iklime kavuşmaktır.”
[mc4wp_form id=”25750″]