Hacıince: “Ucuz etin çözümü ithalat değil!”

0
1034
Hacıince Entegre Et Tesisleri Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince

Hacıince Entegre Et Tesisleri Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, et ve canlı hayvan ithalatıyla fiyat istikrarının sağlanamadığını söyledi. Hacıince; “Et fiyatında istikrar için ithalat yerine, yerli üretime destek zorunludur. Son günlerde dövizde yaşanan artış da ette ithalatın çözüm olmadığını gösterdi” dedi.

Nisan ayında Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na oybirliğiyle yeniden seçilen Hacıince Entegre Et Tesisleri Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, ekonomi gazetecilerine kırmızı et ve hayvancılık sektörü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Et ve canlı hayvan ithalatıyla fiyat istikrarının sağlanamadığına dikkat çeken Hacıince, “Et fiyatında istikrar için ithalat yerine, yerli üretime destek zorunludur. Son günlerde dövizlerde yaşanan artış da ette ithalatın çözüm olmadığını gösterdi” dedi.

“Ette yeterince yerli üretim için tek eksiğimiz biraz destek.”

Türkiye’nin her yıl 150 – 200 bin ton dolayında et açığı olduğunu belirten Hacıince, bu kadar büyük açığın, doğal olarak fiyatları yukarıya çektiğinin, bunun sonucu olarak ete ulaşımın çok dar bir kesim ile sınırlandığını ifade etti. “Elbette bu sürdürülebilir bir durum değildir” diyen Hacıince, et gibi önemli bir temel gıda maddesine erişim olanağının toplumun tüm kesimlerine sağlanması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bunun için de fiyatların istikrarlı gelişmesi zorunludur. Buradan hareketle 2017 yılı Temmuz ayında alınan, ‘sıfır gümrüklü canlı hayvan ve et ithalatı kararı’ çözüm gibi görünebilir. Ancak unutmamalı ki, Türkiye, doğalgazı ve petrolü de ithal ediyor; bu nedenle de dövize gereksinim duyuyor. Ortaya çıkan döviz talebi nedeniyle de döviz kurları, yakın zamanda yaşadığımız gibi kontrolsüz bir şekilde yükseliyor ve bu enerji ithalatını da et ithalatını da pahalılaştırıyor; fiyatları ister istemez yukarıya çekiyor. Bu nedenle, olabildiğince yerli üretim lehine bir karar vermek zorundayız. Petrolü ve doğalgazı yerli üretemezsiniz; o kadar kaynağımız yok; ancak eti yerli üretebiliriz. Milyonlarca dönüm otlağımız, derelerimiz, göllerimiz var. Ette yeterince yerli üretim için tek eksiğimiz biraz destek. Milyonlarca dolarlık ithalat yapacağımıza, yerli et üretimi için biraz vergi desteği dahi yapsak, fiyatlar istikrar kazanır, zorla kazandığımız döviz dışarıya gitmez.

“Perakendede de KDV %1’e düşürülmeli”

“Bunun için, kırmızı etteki KDV oranının toptanda olduğu gibi perakendede de yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesi et fiyatlarına olumlu yansıyacaktır. Böyle bir adım ayrıca sektörde kayıtdışılığı da azaltacaktır. En gelişmiş ülkeden, gelişmekte olan ülkelere kadar, bütün dünya örneklerinden gördüğümüz gibi tarım ve hayvancılık sektörü devlet desteği olmadan ayakta kalamıyor, verimli üretim yapamıyor; çünkü et sektörü, daha verimli üretim için, araştırma-geliştirme faaliyetlerini finanse edecek kaynakları dahi biriktiremiyor.”

“Meraların büyüklüğü yarı yarıya azaldı”

Türkiye’de verilecek destekler ve alınacak önlemler ile et piyasasının gelişeceğini ve yeni yatırımların da önünü açacağını vurgulayan Ahmet Hacıince, “Arzın sınırlı ve dar olduğu, buna karşılık talebin hızla arttığı ve önünde büyük bir marj olduğu sektöre yatırım yapmak her yatırımcının istediği bir ortamı oluşturmaktadır. Örnek verecek olursak, kişi başına günlük hayvansal protein tüketimi sırasıyla ABD’de 70 gram, Avrupa Birliği’nde 61 gram düzeyindeyken; bu miktar Türkiye’de ise 36 gramdır. Bu veriler ile Türkiye hayvansal protein üretiminde dünyada 174 ülke arasında 90’ıncı sırada yer alıyor” dedi.

Türkiye’de 1970 yılında 21,7 milyon hektar olan mera büyüklüğünün, 2016 yılına geldiğimizde, yarı yarıya azalarak 10,8 milyon hektara gerilediğini vurgulayan Hacıince, “Nüfusumuzun 35 milyon kişi olduğu zaman 21,7 milyon hektar olan mera büyüklüğümüz; nüfusumuzun 80 milyon ile iki katını da aştığı, en az 5 milyon sığınmacının bulunduğu ve turist girişlerinin 30 milyonu aştığı bir dönemde, mera büyüklüğümüz yarı yarıya azalmış durumda” dedi.

“Gönül bağı ile bu işi yapan aile işletmeleri desteklenmeli”

Alanyalı Hacıince Ailesi olarak 60 yıldır besicilik sektörünün içinde olduklarını vurgulayan Hacıince, hayvancılıkta kurumsallıktan çok gönül bağı ile bu işi yapan aile işletmelerinin üretime devam edebilmesi için gerekli desteklerin verilmesi gerektiğini söyledi.

Akdeniz Bölgesindeki üç çiftlikte toplam 2,5 milyon metrekare den fazla alanda mera hayvancılığı yapmayı sürdürdüklerini kaydeden Hacıince, üretimden, dağıtıma dek et sektörünün tüm sürecinde yer alan Türkiye’deki tek şirket olduklarını ifade etti.

“Ülkemizin en büyük etlik ırk besi çiftliğine sahibiz” diyen Hacıince, “Gerek kendi çiftliklerimizde yaptığımız mera hayvancılığının sağladığı avantajlar, gerekse kurduğumuz entegre et işleme tesislerimiz ile bu yıl ciromuzu, geçen yıla göre yüzde 25 artışla 123 milyon liradan 175 milyon liraya, önümüzdeki yıl da yine yüzde 25 artışla 220 milyon liraya yükseltmeyi hedefliyoruz.” dedi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz